Bölüm 43

Keş bizim o ilk gecemizi başlatan noktada tek başına sigara içiyordu.. Hassiktir.. Belimdeki roll-on’u farkederse.. Vallaa bu sefer beni itin götüne sokar bir daha da çıkarmazdı. Bozuntuya vermemek için “Haa naber yaa sen miydin?”diye selam verdim.. Başı yine hafif öne eğik, yüzüme bakmadan cevap verdi “Ne o başkasını mı bekliyordun?” diye.. “Hiç fena olmazdı” dedim gülümseyerek.. “İyi bakalım” diyerek son fırtını çekip sigarayı tuvaletin kuburuna isabet ettirmenin kuğulluğuyla omuz atarak geçti gitti yanımdan.. O yanımdan geçerken elim belimdeki roll-on’da asılı kalmıştı, nolur nolmaz “kriz anında ilk korunması gereken şey”imdi o benim; herkes gider roll-on’um bana kalır..


Keş sigarasını içip yatmaya gittiği için derin bir nefes almıştım.. Keş’le beraberken aşk yaptığımız o kabine bu sefer yalnız başıma aşk yapmak için girdim.. Tuvaletlerimiz alaturkaydı, yani halk arasında çömelmeli dedikleri türden.. çömeldiğin vakit yüzün kapıya dönük olurdu ki götünün deliği tuvaletin deliğiyle ” : ” şeklinde olsun.. Kimi arkadaşlarımız bu iki deliği üstüste getirmekten acizdiler.. Duvar kenarına sıçan mı ararsın ya da tuvaletin taşına sıçan; her türlüsü mevcuttu.. Ben doydum bu tuvaletlerde bok görmeye.. Hayır yani bir de dışarı sıçıp da o boku temizlemeden nasıl çıkabiliyorlardı kabinden, ben olsam çıkamazdım “Ya biri görürse, ya biri ben çıkarken bu kabine girmek isterse” diye gümüş gibi parlatırdım sıçtığım yeri.. Aslan yattığı yerden bellidir diye öğretildi bize hep, sikmişim yattığı yeri abi bana o aslanın sıçtığı yeri gösterin size kim olduğunu söyleyim.. Hoş.. Bir de götümden iğrendirmek istemezdim kimseyi, o göt benim en kıymetli hazinemdi..


Kabine girip kapıyı kilitledikten sonra eşofmanımı ve iç çamaşırımı sıyırıp çömeldim “:” pozisyonunda.. Belimden çıkardığım roll-on’a bir kaç porsiyon “organik” ısmarladım.. Elimle iyice yayarak kayganlaştırdım.. Sol elimle de “hazine”me yatırmak üzere vezneye dayadım.. Tam baş tarafını sokmak için bastırıyordum ki vezne alarm vardi “Yangın var” diye.. Sağ taraftaki taharet musluğunu açtım, bu sayede maşrapaya dolan suyun sesi benim sesimi bastırsın, dışardan duyan olmasın diye.. Roll-on’a biraz daha organik sürüp iyice kayganlaştırdım bu sefer.. Sıçar pozisyondayken madenim bacaklarımın altında kalmıştı, aşırı sertleşmeden dolayı da ağrıyordu.. Bacaklarımı yan taraflara biraz daha ayırarak madenimi göçük altından kurtardım.. Aldığım zevkin tarifsizliğinden olsa gerek sırtımı, milletin sıçıp sıçratıp durduğu ve zavallı hademelerin temizlerken anaları andığı o duvara yasladım.. O an tuvalette olduğumu bile unutmuştum, kaldı ki duvarın boklu olduğunu hatırlayım.. Roll-on yine içimde gidip gelmeye başlamıştı.. Sağ elimle de madenimi organikleyip kayganlaştırarak işe koyuldum.. Kabinin üzerindeki florasanlardan biri göz kırpıyordu, o tek çizgili lamba yanıp sönerken kendimi disco’da sikilen Leyla ilan etmiştim; Mecnun da an itibariyle götüme kaçmıştı..


Yatağıma, terliklerimle yeri süpüre süpüre geri döndüm.. Öylesine yorgundum ki “3 saat içinde hastaneye gitmezsen öleceksin” deseler döner kıçımı uyurdum “Sabah ola hayır ola” diyerek.. Yatağıma uzanıp battaniyemi üzerime çektim.. Miğfer dibimin kapısı zonkzonk zonkluyordu.. Bütün kemiklerimi sayım yapacakmışım gibi tek tek ayırırcasına şöyle bir gerindim, off bu kütürdemeler çok tatlı yaa uykudan bile daha tatlı bazen.. Beni o roll-on’la buluşturan tesadüfler silsilesine şükrederek başımı yastığıma iyice gömdüm.. Umarım rüyamda o sisli ormanda olurum.. Ama bu sefer kulübede, tabii ki yanımdaki iki yağız rençber Anadolu delikanlısıyla..


Başıma tüm bu gelenler, geliyor olanlar ve de gelecek olanlar için peşin olarak özür diledim kendimden.. Bedenimi seviyordum.. Kendime dokunmaktan hoşlanıyordum.. Abazaydım.. Otuzbir çekmek kadar götüme bir şeyler sokmak da beni heyecanlandırıyordu.. Göt veriyordum.. Denk düşürürsem belki sikerdim de.. Ağzıma almayı seviyordum.. Aşırı tevazu gururun arka kapısıdır, evet, ama kalkmışın imanı yoktu.. Kızlarla yiyişirken aldığım zevkten fazlası vardı erkeklerde.. ve misyoner pozisyonuyla ömür törpülemek için çok değerliydi benim hayatım.. Evet, kendimden peşin peşin özür dilerim.. Neden mi? Basit… Hiç akıllanmayacağım için… Sonunda boğulmak olsa da benim o sularda yüzmem gerek.

Yorumlar