Bölüm 115

İçimiz dışımıza çıktığından gece çok geç yatmadık; dolayısıyla sabah da, sabah diyorum abi sabaaaah, erken kalktık.. Hava mükemmeldi, deniz desen süt liman.. Göbeğini kaşıya kaşıya balkona gelen Sırık, denizi görünce “Oha oğlum hadiyin hazırlanıyoz!” diyerek odaya geri döndü.. Efes’le Tuborg “Dur bi abi sus yaaa, biraz uyuyalım ne bağrıyon amk” diyerek yattıkları yerden tuhaf hareketlerle el kol sallıyorlardı.. “Siz uyuyun o zaman, biz Anıl’la denize gidiyoruz..” dedi Sırık.. “Neee? Deniz mi?” diye mırıldandı Efes, “Evet amk, duymadın mı hiç, hani şu okyanuslara bağlanan tuzlu su birikintileri..” diyerek şortunu değiştirdi Sırık.. “Offf onu biliyoz amk bi kere de ciddi cevap ver” dedi Tuborg, “Offf abi ya boşver, hem bunların birini evde bırakalım; aynısından iki tane almaya gerek yok, paylaşırız bi tanesini” dedim Sırık’a..


Biz evde havlu, güneş kremi, gözlük vs aranırken bir baktık bizim Efes’le Tuborg hazırlanmış bile.. “Eeee hadi sizi mi beklicez” diyerek dikildiler başımıza.. “Tamam iki dakkaya hazır oluruz” dedi Sırık.. Yazlığın önünde minibüs beklemeye başladık.. Efes “E oğlum deniz şurada, minibüsü ne diye bekliyoruz ki?” deyince Tuborg da “Harbiden de amk, yüzeriz işte şurda yeaa!” diyerek koluma girdi.. “Abi burda insan yok ki, geçen akşam sabahladığımız plaja gidicez..” dedim, Sırık da “Hem meme görceksiniz oğlum, lömbür lömbür sallanan memeler laaaan!” diyerek ikisinin de yanağından makas aldı.. Efes’le Tuborg “Haaaaaaaaaaaaa” diye uzata uzata hak verdiler Sırık’a..


Abi o bu değil de, meme lan meme, alt tarafı meme! Neyi azdırıcı olabilir ki? Yani bi memeyi, pardon iki memeyi neden böylesine abartılı bir iç çekişle anıyor bu “gayri-ibne” vatandaşlar anlamıyorum.. Yaa “am” dese anlarım bi derece, hele “göt” diyeni daha çok anlarım ve “yarrak” diyeni ayakta alkışlarım; ama “meme” lan, alfabedeki bir harfin iki kere seslendirilmesi işte: “Me-Me”.. Tutturmuşlar bir “Ben büyük meme severim agaaaa! Ele avuca gelcek böyle offfff!” diye… Ne yani kafanı o iki meme arasına sokup “Bırrrrrrrrrrr!” yaparken nasıl bir haz alabilirsin ki? Ya şimdi eğri oturup doğru konuşalım; tamam ben de böyle bi “kıpır kıpır” oluyorum biri göğüs uçlarımı dilleyince, yani “yalanmak çok zevkli”, bu bir gerçek! İş “yalamaya” gelince orda bir durun lan! Ben hiç bir memeyi yalarken “Offffffff, lan dilim bi şey oldu, of of of oooffffff küçük dilim bile kalktı lan!” olmadım.. Tamam o memeyi yalarken, dillerken, bızıklarken vs karşı tarafın çıkardığı sesler seni “alalalalallalalalalallaallllah”a getiriyor olabilir.. Ama seni azdıran o seslerdir yani meme değil; bana deseler “Offf karıyı inleticem lan, haykırtıcam” diye, bunu bile anlarım.. “Meme okşayacauk” diyerek kendilerinden geçtiklerinde “O_o” diye kalakalıyorum.. Büyük ihtimal benim kaçırdığım bir şeyler var bu “meme” olayında.. Acaba dilimin yanlış yerini mi sürtüyorum o memelere? Bilmem belki o memenin ucu avcumun tam ortasına gelmeli mıncırırken, bunca zaman yan taraflara değdirdiğimden olayın “haz”zını kavrayamadım sanırım.. Meme yalatmak hoş! Yine diyorum bak, gözlerimi belerte belerte yalatırım; ama yalarken o gözlerim imkanı yok ki belersin! Öpüşmek de hoş, çünkü öptüğün kadar öpülürsün yiyişirken.. “Yalaşmak” olayındaysa “Offff sıramı savayım da o başlasın yalamaya” diye karşı tarafın “oh”unu kendi “ah”ına yapıştırıp “Ahhhh, biraz da sen şeapsana” diye uzanıverirsin sol yanına.. Kısacası aklım almıyor arkadaş, kabullenemiyorum bir türlü “Offff meme görcez” olayını.. “Meme mıncırcaz” olayını bile anlayamazken, görülen “meme”nin kişide yaratması muhtemel “iştah kabarıklığı”nın hiç bir mantıklı açıklaması yok.. Tamam, yenidoğan’lar “meme”ye tapar; “meme”yle yatıp, “meme”yle kalkarlar ve “meme”yle doyarlar.. Ama yani… E yaniiii! Oğlum büyü artık lan! Meme yok artık o meme yok! Meme’yle işin bitti evladım, sen 3 karış aşağıdaki diğer “meme”ye odaklan!

Yorumlar