Bölüm 30

Ben böyle Keş’ten uzak geçirdiğim ilk iki hafta gayet rahattım, “oooooh dünya varmış hacı yer açın bana şu tv karşısında taşşakları yaycam” kıvamındaydım. Ama bu siklemez tavırlar zamanla “yaa ben bu çocuğa posta koymakla iyi mi ettim kötü mü? yani ne bileyim baksana son zamanlarda iyi davranmaya da başlamıştı”lara dönüştü.. aradan bir iki hafta daha geçince gece rüyalanmalara başladım, abazalık öyle bir başıma vurmuştu ki mezardan dedem çıksa domalcak durumdaydım.. Ya öğlen yemeklerinde verilen muzlu pudingleri bile döl olarak görüyordum, o muzlu pudinglerden burada çok özür diliyorum.. Yani o denli densizleşmiştim. Böyle sürekli içimde yukardan aşağı bi yanma, aşağıdan yukarı bir kaynama modundaydım. Ben ki pasaklılığımla ünlenmiş, çorapları tüm sınıflarda fıkra konusu olmuş Anıl; her gün banyoya gitmeye başladım.. Bir gün banyodayken böyle asılmakta zorlandım, malum her gün 2-3 kez asılmaktan o da bitap düştü herhalde.. Neyse baktım aşağı köyden ses seda yok şampuanlanmaya devam ettim. Eh ergenlik zamanı ya böyle götte kıllanmalar, o cillopluktan kaktüslüğe geçişler başlamıştı. Ben arkayı da şampuanlarken bu yüzden orası da saçlarım gibi köpürmeye başlamıştı, her duş seansında iki kere saçımı şampuanlıyorsam iki kere taşşakları ve iki kere de götü şampuanlamaya başladım; ayrımcılıktan nefret ederim, kıl olan yer neresi olduğuna bakılmaksızın iki posta şampuanlanır..


Her gün iki kere başı iki kere götü şampuanlarken garip bir şey keşfettim.. Ulan ben götümü şampuanlarken sikimde bi oynaşma oluyordu, ahanda tam bi ibne oldum ben, aferin bana dediğim gün o gündü.. O gün keşfettiğim bir diğer şey de “Miğfer Dibi”min kapısını tıklatarak osbir çekmenin dayanılmaz cazibesi.. Ben böyle o kapıya bi elimi sürtüp etrafında parmaklarımla daireler çizerek, diğer elimle de çılgınlar gibi otuzbir çekmeye başlamıştım.. Nasıl büyük bi zevkti benim için anlatamam, Edison ampulü keşfetmiş de nolmuş benim kadar titreyerek zevk almış mı acaba? İbnelik zor ve meşakkatli bir işti, heteroseksüel kankalar tek elle devri alem yaparken ben iki elle sarılıyordum işime.. Bu duş seanslarında yavaş yavaş tek parmağı bandırmaya da başladım böyle nasıl titriyorum asılırken bi yandan o parmağı hissedince var ya gözlerim kısılıyor başım dönüyor.. Ben eve ilk ateri alındığında bile böyle aşka gelmemiştim.. Bir de boşalırken o orta parmağı kendime gömünce, şinanay yavrum hopa şinanay nöbetleri geçiriyordum..


Gel zaman git zaman tek parmaktan sıkıldım, beni çılgın! iki parmakla yapsam nolur ki yani çok faraşlaşır mıyım falan diye düşünürken amaaaan ölümlü dünya nolcak yeaaa ölünce toprak gireceğine yaşarken parmak yarrak ne varsa o girsin dedim ve gözümü yükseklere diktim.. ivit ivit, iki parmak denenecek artık.. O gün derslerin bitmesini içim içimi yiyerek bekledim, çok heyecanlıydım ya boru mu kendime yetebiliyordum ve en önemlisi “offf bu ne ya bamya gibi” ya da “oha lan sen insan mısın bu da ne” tarzı ebat sorunlarına kalıcı bir çözüm bulmuştum, 10 parmağımda 10 marifet^^ Ben bana yeterim arkadaş! Başkaları beni parmaklarının ucunda oynatırken buna aşk diyebiliyorsam, kendimi kendi parmaklarımın ucunda oynatmayı sorun edecek değildim.. Hem yabancıya mı gideyim?


Dersler bitince Pan’la yine sigara içtik ve “Kanka ben bi duş alayım gelirim sonra..” diyerek kaçtım yanından. Kendi yatakhanemin katına bir çıkışım var ki sanırsın evimi barkımı soyuyorlar da yetişemezsem kaçıp kayıplara karışacaklar. Giydim bornozumu, geçirdim terliklerimi de ayağıma, şampuanım ve lifim bornozun sağ cebinde fırladım koğuştan. Banyoya bir gidişim var görmen lazım, o terlikler şappidi şappidi ayaklarımı dövüyor ve o ses bile bana Keş’le aşk yaparken çıkardığımız o şap+şap’ları hatırlatıp bende 487504604650826520 viagra etkisi yaratıyordu.. Bu arada okulda hala bi “yemeklere şap katılıyor oğlum” teranesi dolanıyor.. Vallah kimsenin günahını almak istemem ama benim bu okulda gördüğüm tek şap Keş’in içimde gidip gelirken çıkardığı sesin şap’ıydı. Yani eğer kullanılıyorsa o şap dedikleri şey, sanırım Keş ve benim vücudum anti-şap üretiyordu.. Bizim Keş’le en sevdiğimiz şap; ahşap ile ohşap’tı. ben “ah” derdim o bir “şap” eklerdi, o “oh” derdi ben bir “şap” eklerdim; harikaydık.


Artık banyoda ereksiyon problemi yaşamıyordum, o parmağın o göte gireceğini bilmenin verdiği hafiflemeyle madenim kuş gibi havalanıyordu hemen. Banyolar abaza geçirdiğim haftalar boyunca birbiri ardına tadilata girmişti, artık perdeler yerine kilitlenebilen kapılar koyulmuştu seperatörlerin aralarına; körün istediği bir göz allah verdi iki göz diye göbek ata ata sevinmiştim bu değişime. Yine her zamanki gibi pencere kenarı bir kabin seçtim, ve girdiğim gibi kapıyı kilitleyip bornozumu kapının üstüne attım. Ve herhangi birinin daha duş almak için gelme ihtimaline karşın, duş alıyormuşum taklidi yapayım diye suyu sonuna kadar açtım.. Derslerden hemen sonra duş alan pek olmadığından sular normalden daha tazyikli geliyor. Suyu sonuna kadar açınca benim kabin oldu sana Niagara Şelalesi, ben de şelalenin altında dans ede ede striptiz yapan kahpe kelebek.. Gözümü kitaplarımla, götümü parmaklarımla doyurmaya başladım başlayalı hayatımdan çok memnunum.. Bu sayede hem bilgileniyordum hem de düzenli duş alıp temizleniyordum, artık kiiiiiimseye ihtiyacım yoktu.. Hem Pan da sürekli yanımdaydı. Daha ne?


Niagara’nın altında kendime bir on dakika verdim. Su öylesine tazyikliydi ki omuzlarıma, boynuma ve de sırtıma beleşten masaj yapılıyormuş gibiydi.. İyice rahatladıktan sonra, suyun altından kenara çekildim ama suyu kapamadım.. Kabine dolan sıcak su buharı hoşuma gidiyordu, ortamı böyle sisli, puslu yapışı; mistik bir hava yaratıyordu.. Suyun kenarına geçme sebebim sadece şampuandan tasarruftu, suyun altında şampuanla osbir çekmek nasıl zor var ya ha bire sık şampuanı dur, sen sıktıkça da iki dakkada su alıp götürsün… Kendimi çılgınlar gibi parmaklarken şampuan kullanmamam gerektiğini hayat yine canımı yakarak öğretmişti bana; bildiğin götüme acı biber sokmuşum hissi yaratıyordu ki bu durumda değil osbir çekmek, kaldırmak bile işkence oluyordu; sonra ver sırtını suya doğru ayır yanakları bekle su gelsin de götürsün o yanmayı diye.. Çekilir dert değil, onun yerine “haaaaaargh puh” diye yapıştır mis gibi tükürüğü; ohh hem bedava hem organik^^

Yorumlar