Bölüm 55

O akşam yemekten sonra yoklamaya çıktım.. Yoklama biter bitmez soluğu Pan’ların kısmın önünde almıştım.. Ne Keş’i ne de Gürbüz’ü görmek istiyordum.. Pan beni korudu diye ona olan kardeşlik hislerim pekişmiş hepten “Naber kardiş” moduna girmiştim.. Pan yoklama sonrası sınıf kapısına “Hayırdır la bi olay mı var?” diye sorarak çıktı.. Böyle tek elini “Hop noluyoz!” der gibi avuç içi tavana bakar şekilde bana doğru uzatmış, dudakları “mahallenin abisi” biçiminde, tek gözü de sanki birine “naber fıstık” diye laf atarken kırpmış da bir daha açamamış gibiydi.. “Yerim senin pavuryalanışını yavrum!” deyip yanağından bi makas aldım, “Lan sikicem şimdi belanı bi sakin dur, hem ışıklar daha sönmedi bitanem” dedi.. Biz yine anıra anıra gülerek merdivenleri inmeye başladık.. Artık yaz dönemi geldiği için akşam etütlerine katılmak isteğe bağlı olmuştu.. Hocalar da etütler sırasında sessizliği sağlamak adına koridorlarda voltalanmayı göze alamıyordu, onun yerine onlar odalarında çay sigara laklak yaparken biz de okul bahçesindeki kuytu köşelerde çay sigara laklak yapıyorduk; kısacası herkes mutluydu..


Pan’la bizim gizli yerlerimizden birine doğru yürümeye başladık.. “Sigara yanında dimi?” diye sordum.. “Ayıp ettin, açılmamış paket aldım” dedi.. “Lan kola falan da mı alaydık ki..” derken, “Siktiret oğlum kolayı, gündüz verilen kumanyalardan artanlar yemekhanedeydi, yemek çıkışı ordan bunları çarptım” diyerek gömleğinin içinden 6 tane meyve suyu çıkardı.. “Allaaaan ayvanı” dedim ” üj bej meyve suyundan bijicik olmaz beyaaaa” dedi çıkardıklarını gömleğinin içine yerleştirirken.. Oldum olası trakyalı olmayan birinin trakyaca konuşmaya çalışması tepemi attırır, Pan ne zaman bunu yapsa bilirdi ki ardından bi tekme yiyecek kıçına.. O yüzden der demez bastı deparı tozu dumana katarak, tabi ben de peşinden.. O önde ben arkada “deli sikmiş” gibi koşuyorduk.. “Bak, bak oğlum atarım lan, atarım meyve sularını, bak atıyom lan dursana” diye bağıra bağıra koşuyordu.. İkimiz de sigara içtiğimizden en fazla 100 metremiz daha vardı koşabileceğimiz, ondan sonra rükûya durup nefes alıştırmalarına başlardık.. “Tamam tamam tıkancaz yine dur bişi yapmıcam valla” diyerek durdum.. Kalbim götümle ağzım arasında sekercesine çarpıyordu, baktım Pan bi 50 metre daha koşup rükûya durdu “Allah kabul etsin karşim” diye seslendim.. Bir anda ikimiz de yarıla yarıla gülmeye başladık.. Öyle bir gülme krizine girdik ki bildiğin nefessiz kalmıştık.. “Duuuur nefes alamıyom amk” dedikçe gülüyorduk..


Az biraz sakinleşince yeniden o gizli yerimize doğru yürümeye başladık.. Gizli yer derken tamam sürekli gizlenerek sigara içiyorduk ama bizim Pan’la okul içinde turlarken keşfettiğimiz “siksen kimse bulamaz bizi burda” noktalarımız vardı.. O yerleri ikimiz haricinde kimse bilmiyordu, ve biz de aramızda sır gibi saklıyorduk.. Malum, nerde çokluk orda bokluk; bütün vukuatlı tayfayı oralara toplayıp idarenin dikkatini çekmenin bi manası yok.. Genelde herkesten uzaklaşmak, az kafa dinleyip dertleşirken sigara da içebilmek için kullanırdık o yerleri.. Biz bile sık sık gitmiyorduk ola ki gidip gelirken birileri görür de keşfeder o yerleri diye.. Bizim sigara içmek için kullandığımız gizli yer okul jenaratörünün arkasıydı.. 170 tonluk benzin tankerinin dibinde sigara içiyorduk, çok da gizli bir yer değildi ama orda sigara içilebileceği kimsenin aklının ucundan bile geçmezdi, işte orayı “siksen kimse bulamaz bizi burda” yapan buydu.. Görevliler bile gündüzden yapılan rutin kontroller harici yanaşmazdı o tankerlere göt korkusundan.. Pan’la ben buraya her sigara içmeye geldiğimizde “Oğlum düşünsene lan patlıyomuş şimdi bunlar, bütün İzmir altına sıçar ahanihuahhuehue” diye makara yapar moralimiz bozuksa da o izmaritleri tankerlerin dibine dibine atardık.. Şu an bu satırları yazabilmeyi o tankerlerin inatla patlamayışlarına borçluyum..


O geceki derdimiz Körfez’di.. “Oğlum aramadı lan, belki de Keş haklı” dedim Pan’a umutsuzca. “Dur oğlum yaa sen de amma taktın! Belli ki hatun çok hevesli görünmek istemiyor. Bak gör arıcak, sen de bana bademli magnum ısmarlıcaksın..” dedi.. “Sen de bana bademli magnum ısmarlarsan olur” dedim.. “De bi git yarraaam, biz burda o dondurmayı haketmek için saatlerce dinlioz seni; sen naptın la benim için!” dedi.. “Daha napim amk, bugün Keş’i tutmasam dayak yiyordun” dedim en hüzünlü surat ifademi takınarak.. Pan yine sinir harbine girmişti.. “Tamam la tamam şaka yaptım dur sakin ol” diyerek yanağından bi makas daha aldım.. “Bak bugün 2 oldu, hadi yine iyisin.. Her gün bu kadar vermem” diyerek gülmeye başladı.. “Lan çıkarsana şu meyve sularını gömleğinin içinden, hoşaf oldular!” dedim ciddileşerek.. Pan yine maymuna çeyrek kala surat ifadesiyle ayağa fırlayarak zıplamaya başladı.. Ben bu mal napıyo yeaaa diye bakarken meyve suları teker teker paçalarından düşüyordu.. Şoka girmiştim, “Off abi yaa harbi çok malsın ha! İçine don giydin dimi? don var dimi içinde?” diye belinden gömleğini çekip baktım.. “Ha iyi bari apış aromalı olmıcaklar” dedim ve muhabbeti onun kız arkadaşından açtım.. Onun hatunun babası taşşaklı bi paşaydı.. Geçen haftasonuki buluşmalarını anlatmaya başladı..


Hatun Kordon’da buluşacakları yere babasıyla gelmiş.. Bizim Pan böyle karşıdan flamaları açık gelen siyah makam aracını görünce hazırol’a geçip selam vermiş.. Derken araç Pan’ın önünde duruyor ve kapı açılıp hatun dışarı çıkıyor.. Hatunun peşinden de Paşa Babası.. Hatunun Paşa Babası Pan’a eliyle “Yaklaş bakalım sen” işareti yapıyor.. Pan tabi şimşek gibi koşup babaya tekmil veriyor, ardından da “Emredin Gomtanım” çekiyor.. Hatun orda “üff baba yeaaaa” diyor.. Babası kızına gülümseyerek “tamam, tamam” diyor ama yüzünü Pan’a çevirince yine aynı sikici ifadeyi takınıyor.. “Kızımı sana emanet ediyorum delikanlı, saat 6’yı bir dakika geçirirse seni yakarım” diyor.. Pan da “Emredersiniz Komtanım” diye selam veriyor yeniden.. Tabii burda Pan’ın kıza karşı olan otorite ve forsu yerle bir.. Gün boyu kıza “Aşkım mal mısın” bile diyemiyor korkusundan.. Bunlar yolda yürürken hatun elinden tutmaya çalıştıkça bizim Pan elini kaçırmış, ola ki Paşa Baba çıkıverir bi köşeden falan diye.. Asıl bomba kızın babası alelade bi paşa da değilmiş, bildiğin kolordu komutanı! “Eh be abi, sen de bulamadın mı başka takılcak hatun” dedim gülerek, “Şşşşşt doğru konuş yengen hakkında” dedi.. Anlayacağınız olay “o hatun” olmaktan çıkmış “yengeniz o sizin”e gelmiş bile.. “Ne yani şimdi ilerde siz ailecek yemek yerken babası su istese ‘Emredersiniz Komtanım’ diyerek sen mi koşcan masadan mutfağa?” dedim, hala gülüyordum.. “Oğlum sus hatırlatma lan düşündükçe içim ürperiyor” diyordu..


O gece yat yoklaması için kendi koğuşlarımıza çekildiğimizde Pan’ın bahtsızlığına gülüyordum hala.. Yoklama sırasında ayakta dikilmemek için uyuyor taklidi yapayım diyerek eşofmanlarımı giyip yatağıma geçtim.. Pijama giymekten nefret ediyorum.. Evimdeysem iç çamaşırımla, değilsem eşofmanla yatarım.. Pijama giymek uykumu kaçırıyordu.. Gün boyu yaşanan hengameden ötürü milletin konuşacakları bitmek bilmemişti.. İş böyle olunca da yatağında olan tek kişi bendim koca koğuşta.. Nöbetçi öğretmen yoklama için koğuşun kapısına dikilip saymaya başladı.. Gecenin yıldızı Malafat’tı yine.. Malafat “Yoklama kağıdında 20 demişsiniz ama burda 19 kişi var, kim buranın koğuş kıdemlisi” diye kükredi.. Koğuş kıdemlisi dediğimiz kişiler yoklama vermekten sorumlu olan ve koğuşun ilk yatağında yatan öğrencilerdi.. O ilk yatakta yatan izinliyse amelelik ikinci yatakta yatana patlıyordu.. Kıdemli “Bi kişi uyuyor hocam” dedi.. “Hani kimmiş o uyuyan göster” diye bağırdı Malafat.. Uyuyor taklidi yapacak geceyi bulmuştum.. “Anıl kimi sikiyon ayakta evladım, kafana tekmeyi yemeden aç şu gözlerini” diye fısıldadı Malafat.. Gülümseyerek “Günaydın hocam..” dedim.. “Bir de sırıtıon orda! Hayvan herif! Gel bakalım buraya sen sigara mı içtin de uyuyor taklidi yapıyorsun orda!” diye bağırdı.. Katta Malafat’ın bana sardığını duymayan kalmamıştı.. Elimden geldiğince yavaş hareketlerle yerimden kalkıp hocaya doğru yürümeye başladım.. İçimden “Allah’ım bi meteor düşse de sigara koktuğumu anlamasa, hepimiz buracıkta gebersek” diye geçiriyordum.. “Çabuk ol lan hıyar!” diye kükredi yeniden.. İlköğretim 3. sınıftan beri altıma sıçmamıştım, ve eğer yeniden altıma sıçmam gerekiyorsa o gün bugündü.. Hocadan yarım adım uzakta “hoh” dedim.. “Nefes alarak değil gerizekalı, nefesini bırakarak ‘hoh’la” diye bağırdı.. Kattaki koğuşlardan çıt çıkmıyordu.. Son duamı edip nefesimi yüzüne doğru bıraktım adamın.. “Hayret! Madem bi bok yok ne diye adamı şüphelendiriyon! Siktir git yatağının başına!” diye bağırdı.. Yatağımın başına doğru yürürken hocaya arkam dönük diye milleti güldürmeye çalışıyordum ağız burun yaparak.. Ensemde patlayan tokadın şiddetiyle gözlerim yerinden çıktı.. “Camdan görmüyor muyum ne bok yaptığını!” diye bağırdı.. Koğuştakilerin hepsi kafalarını ranzalarından yana çevirip gülmeye başladı.. En son ne zaman sadece “rezil olmak”la kaldım ki.. İşim gücüm “yerin dibine girmek”. Bebe bile gülüyordu ordan kıskıs! ET desen bir yerde yuvarlanmadığı kaldı.. Sinirle yastığımı alıp yatağın baş ucuna dik bir şekilde koydum ve sırtımı o yastığa dayayarak oturup yarım kalan kitabıma devam etmeye başladım.. Malafat bizim katın yoklamalarını bitirip çıkmıştı, o çıkar çıkmaz Gürbüz girdi koğuşa “Oğlum lan ceza alcan diye aklımız çıktı yan tarafta” diye gülerek.. “Ahahha valla benim de aklım çıktı” dedim.. “Hadi gel bi tütek” diyerek kolumdan tuttu, “Tek mi içiyorsun?” diye sordum.. “Yok Keş ve Sırık da var.. 3 kişi bi tek paylaşmayak şimdi, sen de gelirsen ikişerli ikişerli içeriz.” dedi.. “Sigaranız yoksa ben vereyim size, 3 kişi iki teki döndürün aranızda” dedim.. “Sikcem belanı haa, sana sigaramız yok mu dedik.. Hadi gel hem o stresin üzerine iyi gider” dedi.. “Lan Malafat nöbetçi bu gece, basmasın” diyerek kararsız kaldım.. “Yok lan gözcü dikicez kat başına” diyerek tek eliyle kolumun altından girip kaldırdı beni yataktan.. Bu kadar ısrardan sonra mırın kırın etsem arkadaşlığımıza yazık olurdu..

Yorumlar