Bölüm 16

Bir yarın gitmek ister de diğer yarın kal der ya, benim tamamım gitmek istiyordu ve tamamım kalmak istiyordu.. Sağ’ı seçersem, sabah olduğunda “dünya varmış oh bee” diyerek Pan’ların eve kahvaltıya gidebilecektim; sol’u seçersem, bir tarafın inlerken diğer tarafın yeter bu kadar diyerek direttiği 11 dakikanın sonunda kendimden iğrenecektim.. Fellah’a “Abi bak dikkatli ol, biri gelirse hemen bize haber ver” diyen Keş’in sesiyle otomatikman sol’a yöneldim ve en son kabinle pisuvarlar arasındaki duvara yaslanarak beklemeye başladım.. Sanki benimle tesadüfen orada karşılaşmış gibi bir yüz ifadesiyle girdi Keş tuvalete; masum, tedirgin, telaşlı ve şaşkın… “Haa burda mıydın” demesi de cabası.. “Yok, burdaymışım taklidi yapıyorum” dedim, anlamadı mal.. Anlamadı çünkü aklıyla aklım buluşmuyordu, o otuzbir çekmek yerine boşalmanın daha güzel bir yolunu bulmuşluğun verdiği heyecanın tadını çıkarırken, ben sikilip atılmışlığı kederleniyordum yudum yudum..


Tanrı erkeği yarattıktan sonra yanına çağırıp “Sana bir iyi, bir de kötü haberim var” demiş.. Erkek “İyi haber nedir?” diye sorunca Tanrı “Sana kadından farklı olarak fazladan bir uzuv bahşettim” diye yanıtlamış.. “Peki ya kötü haber ?” , “Vücudundaki kan ancak bir tanesini kullanmana yetiyor. Kan, fazladan bahşettiğim uzvundayken beynin çalışmayacak, beynindeyken de o uzvun kullanılamayacak”.. İşte o günden beri siki kalkan erkeğin kafası çalışmaz, kafası çalışanın da siki kalkmaz.. Benim, düşünmekten dolayı kan sürekli beynimdeyken, Keş’in, düşünememekten ötürü kan sürekli maden’indeydi.. Zaten ilk sevişme için de bu durumu kullanarak ketenpereye getirmiştim O’nu.. Kalkmışın imanı yoktur, yoktu da harbiden ama bu kadarı da fazlaydı.. Dediğim hiç bir lafı algılayamıyordu..


Korku, iradenin yetmediği yerde mucize yaratır; işte benim de o mucizeye ihtiyacım vardı, korkuyordum.. Korkuyordum ama sevişmekten, yakalanmaktan değil; kendimi terketmekten, beni ben yapanı yok etmekten korkuyordum.. “Ya sonra ?”nın cevabını veremediğimden.. Cebinden çıkardığı 75lik aydede sikine dönmüş sigarayı usulca dudaklarına götürürken, alt dudağını hafif dışa büküşü, çakmağı tutuşu, yakışı ve ilk nefes sonrası savurduğu duman.. Yok abi yaa O’na karşı bende olan ne varsa “Siktir git ile Ne olur gel” arasında da vardı ve ani bir saplantıyla “ya sonra?”ya “siktir git”, “boşveeeer”e “ne olur gel” dedim içimden.. Hem O’nun sayesinde ben de ihtiyaçlarımı giderecek ve başka birinden medet ummayacaktım.. Ne bu lan sikmişim duygusallığı alt tarafı sex oğlum, boşalmak işte.. İşimizi görüp yolumuza bakıcaz ! Sikişte felsefe aramanın ne alemi var !


İçimdeki sesleri susturduğumda biz ikinci sigarayı yarılamıştık, Fellah uzaktan seslendi “Hadi oğlum bir sigarayı bitiremediniz!” gözcü olarak diktiğimiz için uyuklayamıyordu nöbetinde, haliyle sinirlenmişti çocuk. “Bir sigara içicez demedim, sigara içicez dedim” dedi Keş burnundan soluyarak ve Fellah tek kelime etmeden gözcülük yaptığı yere döndü. Fellah gidince Keş yine birden uysallaşarak tek elini omzuma koydu, yüzüme bakıp masum masum gülümsedi ve diğer eliyle de belimden tutarak kendini bana yaklastırdı. Madeni madenime değiyordu. Bu seksi sarılma modunun şaşkınlığıyla kollarım, sanki ellerim doluymusçasına havada asılı kaldı. Şaşkınlığı tatlı bir heyecana emanet ederek kollarımı yavaşça indirdim ve kalçalarına koydum. Alnı omzumda, eli belimden kalçalarıma doğru iniyordu. Hareketlerimiz yavaştı, korkularımız kayıp, arzularımız nefes nefeseydi.. Kalçalarında olan iki elimle Keş’i usulca kendime çektim ve tenini tenimde hissetmek için bir elimle boxerini hafifçe indirdim. Madeni ıslanmıştı.. “Seninle olmak istemiyorum ama sensiz de yapamıyorum” dedi boynuma fısıldayarak..Kızgınlığım, kırgınlıklarımı da önüne katıp uçup gitmişti.. Artık sadece Keş, Ben ve “o an” vardı.. Ne öncesi ne sonrası, sadece o an..

Yorumlar