Bölüm 99

Ertesi gün Geometri sınavı bildiğin girdi.. Hatta girmekle kalmadı; girdi, girdi, girdi, girdi, çıktı, çıktı, çıktı, sonra yine girdi ve bir daha çıkmadı.. Şu “Tümay Yayınları” var belki bilirsiniz, sınavdaki sorular o kitaplardaki “3 yıldızlı” sorulardandı.. Ben o kitapları çözerken hep o yıldızlıları atlıyordum, o yıldızlılar araya karıştırılmış “yiyorsa çöz karşim” diyen cinstendi.. Ben ki “Benim Geometrim iyi yeaaaa” diye ortada hava atıp duruyordum.. Bildiğin ters köşe olduk.. 10 soru vardı, 7sini çözdüm ama 4’ünden eminim sadece.. Sınav sonunda kimseyle “Yaaa şunun cevabını kaç buldun” tartışmasına girmedim.. Doğruca koğuşlara gidip akşamdan hazırladığım valizimi alarak aşağı indim.. Pan’da koğuşlar binasına Efes’le beraber ayaklarını sürüyerek geliyordu.. Bir an göz göze geldik, “İkinci yaz okulu açılacak bu sene diyorlar” dedim.. Gözleri yaşlı bir şekilde “Kim diyo amk kim diyo yaa sikicem belalarını! Niye böyle yapıyorlar abi!” diyerek hızlıca binaya girdi.. Efes’e “Kanka sen şu benim valize bakarak ol, ben geliyorum” diyerek arkasından koştum.. Pan’ın koğuşa doğru yürürken ne diyeceğimi bilemiyordum.. Yaz okulunda kaldığın o dersleri bire indirebilirsen “Tek ders sınavları”na girmeye hak kazanabiliyordun, ama yaz okulu sonrasında birden fazla dersten kalırsan bunun tek bir açıklaması vardı “Sınıfta kaldın!”.. Bu da o lanet okulda bir yıl fazladan “delirmeme çabası” demekti, ve de hayata bir yıl gecikmek..


İnsan “ölüm”e bile alışıyor bu hayatta.. ama unuttuğunuz bir şey var; “Ancak başkalarının ölümüne alışılır”.. O yüzden Pan’a kalkıp da “Ucunda ölüm yok ya, amaaan dert ettiğin şeye bak; dünyanın sonu değil be oğlum!” diyemezdim.. Doğruca koğuşuna girdim, yatağına uzanmış sigara içiyordu; “Pşşt” dedim.. “Siktir git amk!” dedi kafasını diğer tarafa çevirerek.. “İstesen de kalamam zaten, ama bi tek versene be hacı” diyerek gülümsedim.. “Ben burda neyle uğraşıyorum sen hala neyin derdindesin amk!” dedi.. “Ne ile uğraşıyorsun? Benim gördüğüm tek şey siki taşşağ yaymış bi sefa pezevengi! Söyle neyle uğraştığını bakalım?” dedim.. “Oğlum bak kaşınma cidden kalbini kırıcam gider ayak!” dedi..


“Yaz okulu başladığında ne demiştik?” dedim başım öne eğik ve devam ettim “Koca okul bize kalacak… Kaldı mı? Kalmadı… Sonra ne yaptık? Bizden esirgediklerinin hayaliyle ayakta durduk..” diyerek.. Gözlerinin ucuyla bana bakıyordu “Bu salak nereye varacak?” der gibi.. “Bir söz vermiştik ya hani, mezun olup hayatın amına koycaz diye.. Şu an yaptığın tek şey götlük! Verdiğin sözü bile tutamayacak haldesin…” dedim.. “Ben elimden geleni yaptım amk sen gördün, senden bile fazla çalıştım! Abi çalışmasam neyse dicem ama valla çalıştım, görüon yaptıkları piçliği!” dedi alabildiğine buğulu bir sesle.. “Sen bana o derslerin hepsini geçicem demedin ki, ben de sana demedim; biz ne söz vermiştik?” dedim sakin sakin yan yatağa oturarak.. “Abi valla çekilmiyon bi siktir git amk!” dedi.. “Sen olsan beni böyle bırakıp gider miydin?” dedim gülerek.. Hafif gülümsedi.. “Dünya yansa biz sucuk ekmek yapacaktık hatırladın mı?” dedim.. Başıyla onayladı.. “Bana bu okulun bize kalmayacağını bile bile, ooo ne güzel koca okul bize kalıyor demiştin; şimdi ben de her ne kadar ikinci yaz okulu açılmayacak dense de onun açılacağına inanmak istiyorum..” dedim.. “O yüzden de şu son sınavı da hallet bari 3’e düşsün kaldıkların, en azından sınıfta kalsan bile ‘Gerizekalıya bak kalmadığı ders yok’ demezler.. Tamam gerizekalıyız ama bunu herkes bilmesin öyle” dedim.. İkimiz de gülmeye başlamıştık.. “Offf tam bi malsın lan! Ne kadar kaldı sizin yoklamaya?” diye sordu.. “20 dakika var ya da yok.” dedim.. “E hadi madem gel son bi sigara içelim” dedi..


Sigaraları içerken “Lan ikinci yaz okulu manyak oluyor diyo bizim üst sınıflar! Kocca okul bize kalıomuş!” diyerek Pan’a baktım.. Bir anda öksürerek gülmeye başladık.. “Ya bak oğlum ciddi diyom haaa!” dedim.. Başa dönmüştük yeniden, sanki kamp yeni bitmişti.. “Ya o bu değil de ikinci yaz okulu olursa bize 4 haftadan az bi tatil zamanı kalıyor..” dedi.. “Siktir et yeaaa, sanki burda çok götü kasıoz da tatil yapamadık diye efkarlanıon amk” dedim gülerek.. Pan’da halka atmaya başlamıştı sigara dumanıyla, karşılıklı halkalarımızı kapıştırmaya başladık “Kimin attığı halka diğerini dağıtabilcek” diye.. Sigaralar bittikten sonra “Gelme istersen aşağıya, yarın akşam ararım ben seni özletmem kendimi prensesime” dedim.. “Üstündekiler hazır tertemizken kıçında ne de güzel çıkar bu ayakkabının izi!” dedi.. “Tamam tamam şaka yapıyorum.. Bana bak, Allah’a emanet ol!” dedim.. “Lan tuvaletteyiz çarpılcaz amk!” diyerek gülmeye başladı.. “Ha inanıyon yani?” diyerek güldüm.. “Yok yaa ben sadece çarpılmaya inanıyorum” dedi ciddi ciddi.. “Lan daha ne çarpılcan zaten ağzın göte benziyor!” diyerek koşmaya başladım.. Efes’in yanına nefes nefese vardık.. İkisiyle de sıkı sıkı sarılıp vedalaştım “Tuborg sana emanet haa” dedi Efes gülerek.. Arkadan Tuborg “Haaa tabi amk en son kendimi birilerine emanet ettiğimde o birilerinin koltuğunun önünden domatesler sarkıyordu tokuşa tokuşa! Sik kafalıya bak amk!” diye seslendi.. Yine zıplaya zıplaya gülmeye başladık.. Ayaklarımızla yeri dövüyorduk gülerken.. Valizim elimde sıraya geçerken Pan’a doğru döndüm ve şu “iki parmak selamını” verdim.. “Kendine iyi davran kardeşim..”

Yorumlar