Bölüm 4

Hala gözlerim kalp kalpti.. Ardından başarısız bir “Aşk” girişimimiz oldu, onun madeni annemin merdanesi gibi olduğundan cebime sokamadım.. Uzun uzun seviştik ve rahatlama anından sonra bu amcık bir iki adım geriledi bir resmiyet takındı vs, işte “oğlum Anıl az önce tuttuğun hiç bir şey asıl siki şimdi tuttun” dediğim evre orda başladı ve gözlerimdeki kalpler kıçıma girdi.. Kabinden yatağıma kadar uzun bir zombie walk yaptım en makyajsızından, yüzüm bembeyazdı hala titriyordum bir yandan da amına koduğum ya idareye çaktırırsa durumu, ya beni ele verirse, ya ailem öğrenirse, ya arkadaşlarım duyarsa diye beynimin içinde sikişen düşünceler azalacağına artıyordu korunmasız seks mağdurları gibi.. Yatağıma oturduğumda, miğfer dibi’min kapısı trol yumruğu yemiş gibiydi içeri düşman girmemesine rağmen bir sızı vardı.. Hay ağzıma sıçayım ben bok vardı dimi amk diye hayıflanıyordum ha bire.. Uzandımm ve o anda bir şimşek çaktı “Lan amacım buydu ulaşmak istediğim O’ydu daha neyin tırıvırısı lan aldın işte istediğini”.. Ardından kendimi vahşi bir erkeğin bacakları arasındaki azgın seks ilahı ilan ediverdim.. içim içime sığmıyordu, dibine metal kaşık koyulmadan ocakta kaynatılan süt gibi ha taştı ha taşacak moddaydı duygularım..


Alt tarafı sevişmiştik oysaki ama olsun İNSANLIK İÇİN KÜÇÜK, BENİM İÇİN BÜYÜK BİR ADIMdı bu..


Ertesi gün birbirimizden köşe bucak kaçıyorduk, öğlen saatlerinde yemek sonrası bi koridorda karşılaştık; koridorun bir ucunda ben bir ucunda O vardı.. O kadar hızlı arkamı dönüp diğer koridora geçtim ki sırtımda ejderha ateşi olsa bu kadar atik davranamazdım.. Keşkelerin başladığı evredeydim.. “Keşke kendime sahip olsaydım O’nu da tersleseydim de aramızdaki samimiyetin amına koymasaydım” diye düşünüyordum.. sınıflarımız yanyanaydı, koğuşlarımız da yan yanaydı.. gece nöbetlerimiz ard ardaydı yani sike sike yüzyüze bakmak zorundaydık…


Bir önceki gece hazzın en kalitelisinden en adisine tüm renklerini birbirine göstermiş iki kişinin ertesi gün deli sikmiş gibi birbirinden kaçması çok tuhaf geliyordu bana.. 3. gün artık birbirimizden kaçmaya yorulmuştuk, ortak bir arkadaşım yanında O’nunla bana seslendi “Hopps Anıl, lan oğlum nerelerdesin insan bi selam verir, gel sigara içelim”; içimden “hay sokayım senin sigarana amcık ağızlı” desem de ağzımdan çıkan “Oooo sen miydin kanka ya dersler vs ödevler derken görüşemedik,olur tabi” oldu.. Ortak arkadaşımızı ortamıza aldık sağında ben solunda ise O vardı.. 3 kişi gizli gizli bir tuvalet kabinine girip tüttürmeye başladık, aramızda dönen muhabbetteki resmiyet Türkiye Cumhuriyeti AB müzakerelerinde yoktur.. İkimiz de sadece ortak arkadaşımıza bakarak konuşuyorduk ve birbirimize dair yeminliymişiz gibi tek kelime etmiyorduk, ben O’nun yanıt verebileceği şeyler sormuyordum, O benim fikrimin olabileceği konular açmıyordu.. Bu durum beni hem rahatlatıyordu hem de delirtiyordu “orospuçocuğu benle konuşsa taşakları mı düşer amk” diye sövüyordum paso O’nun ayaklarına bakarak içimden içimden..


Bu sefer o tuvalet kabininden çıkarken pişman katil rolündeydim.. Dakikalar boyunca kabinde içime duman yerine keşkeler çekmiştim.. Ne vardı amına kodumunun evladıyla sevişecek amk, işle aşk birbirine karıştırılmamalı diye öğretmemişler miydi ne diye işinin olduğu yere aşkını bulaştırırsın ki… Kendime o kadar kızgındım ki o akşam yalnız başıma sigara içtiğim yatakhane tuvaletindeki kabinde duvarı yumruklaya yumruklaya elimi yarmıştım.. Okul idaresi tarafından yakalanma ya da idareye ispiyonlanma korkusu da cabasıydı… ders mers çalışacak kafa kalmamıştı tek düşünebildiğim “ne yapıcam” konusuydu.. Bu durum psikopatlaştırmaya başladı beni, “onu nasıl elde edicem” sorunu git gide “acaba ondan nasıl kurtulabilirim”e dönüşmeye başladı..

Yorumlar 1

  • AĞIR Spoiler alert*

    2 kitabı da okumadan aşağı inmeyiniz :)


    Her şeyin başlangıcı oldukça cüretkar kitabımızdaki Anıl için. Şöyle ki bunu bir başkasına anlatmasını geçtim o an yaşanırken tutup kabinlerin içinde yumruğu çakabilir ve herkese fişleyebilirdi. Malum lise yılları ve okuduğu yeri düşününce oraya gitmekte olan birinin buna izin vermesi çok ilginç gerçekten de çok şanslı sayılır. Öte yandan Keş'in bunu idareye anlatması durumunda kendinin de postalanması durumundan korktuğu için susmuş da olabilir en azından işler ilerlemeden önce. Bir de idareye gidip ne diyecek ki "Anıl beni vantusladığğ" diyemeyeceğine göre :D Yine de görüşmediğiniz 3 gün boyunca bundan hiçbir kimseye bahsetmediğine hala şaşırıyorum. Neden bilmiyorum Keş'in aranızda yaşanan her şeyi bir şekilde Gürbüze söylediği ilerleyen zamanlarda Efes ve Tuborg'un da bunları duyacağını ama senin bundan haberinin olmayacağını düşünüyorum. Efesle yaşanan şeyler, Gürbüz'ün temas bağımlılığının bir başkasına karşı değil de sana karşı olması ve Fellah'ın dergide ne ilginçtir bir başka Anıl bulması bunlar beni hep işkillendirmişti... Bunlar fazla tesadüfi geliyor. Keş sana aşık olana kadar senin bilmediğin çok fazla şey yaptı bence ve aranızdakiler bitecekse bunun sebebi bence bu olacak hatta o okuldan ikinizin nasıl ayrıldığını öğrenemezsek bir gözüm açık gideceğim galiba :D