Bölüm 56

Gürbüz’le tuvalete girdiğimizde “Aldın mı tekleri?” diye sordu Keş.. Gürbüz “Evet, iki tek sigara bir tek de Anıl getirdim” diye yanıtladı.. “Anıl mı?” derken Keş, ben kabinlerin olduğu köşeyi dönüp “Kaç tane sigara içen Anıl var bu okulda” dedim gülümseyerek.. “Tabii ya” dedi Keş.. Gündüzki sinirinden eser yoktu.. En son bir kaç ay önce seviştiğimiz o favori kabinin önünde yaktık sigaraları.. Bu sefer sebepsiz uzaklaşan bendim, öyle bir kaç gün ya da bir hafta da değil.. Bildiğin aylarca yanına yaklaşmamıştım.. Keş “İkişerli kabinlere girelim de Malafat geldiğinde en azından sen Gürbüz’le kabinden çıkıp sigara içtiğinizi itiraf eder Anıl’la beni kurtarırsınız.”dedi Sırık’a..


Eşşeğin aklına karpuz kabuğu düşürmekti bu Keş’in yaptığı.. Sigara, kabin, Keş ve ben.. Kendime “Yok yaa abazalıktan böyle her şeyin altında sik yeniği arıyorum” desem de fayda etmedi.. Saate baktığımda henüz sikişe çeyrek vardı, o yüzden telaşa gerek yok diyerek girdim kabinden içeri.. Keş sifonun altındaki duvara yaslanmıştı, bense taharet musluğunun karşı duvarında kapıya yakın olan taraftaydım.. “Üç olmadı mı?” diye fısıldadım.. “Ben dört çektim, sen de dört çek” diyerek göz kırptı.. “Peki” dedim yandan yandan gülümseyerek.. Sigara aramızda iki tur sessizlik içinde döndü.. Ben o sessizliğe gururumu gömmüş hayalimde Keş’i çoktan öpmüştüm bile.. Yan kabinden Gürbüz “Oğlum çok sessizsiniz lan” diye seslendi, Sırıkla gülmeye başlamışlardı.. “Basılırsak söz ebeni sessizce değil, bağırta bağırta sikicem.” dedi Keş.. Birden gülmeye başladım.. “Niye güldün?” dedi gülümseyip fısıldayarak.. “Yokluktan ebelere mi sardın şimdi de” dedim.. İkimiz de gülüyorduk.. “Eee, beni görmek istemeyen sendin” dedi başı öne eğik.. “Ne zaman öyle bir şey duydun ki?” dedim.. “Ben hayatımda hiç özür dilemedim, dilemek zorunda da kalmadım.. Kendi gururumu sikip bir ilki yaptım ve kalktım senden özür diledim, hiç sikinde bile olmadı..” dedi..


Bazı anlar vardır hayatta.. Ne diyeceğini gayet iyi bilirsin ama nasıl diyeceğin konusunda kararsız kalırsın.. İşte ben de Keş için “nasıl”lardan “nasıl” beğenirken o konuşmaya devam etti.. “O kadar mı nefret ediyorsun benden? Her şeyden önce biz arkadaştık oğlum, hiç mi konuşacak bir şeyin kalmadı benimle?” dedi.. Tehlikeli sorulardı bunlar.. “Cidden bilmek istiyor musun?” dedim zaman kazanmaya çalışarak.. “Söylemek istiyorsan…” dedi.. Yine aynı oyunu yapıp topu bana atacaktı belli ki. “Söylemek istesem aylar önce söylerdim, sen bilmek istiyor musun onu söyle?” dedim.. Gözlerimin içine içine bakarak “Evet, en azından bunu arkadaşın olarak hakettiğimi düşünüyorum.” dedi.. Aynada kendi gözlerime bakamadığım gibi, Keş’in gözlerine de bakmak istemiyordum.. Çünkü ikisi de yabancıydı artık bana.. Ne kendimi tanıyabiliyordum, ne de Keş’e bir anlam verebiliyordum.. “Sen kendi gururundan önce benim götümü siktin, üstüne senin gibi birine siktirmiş olmanın ezikliği yetmezmiş gibi ağzıma sıçtın.. Yetmedi, amına kodumunu okulundan ayda yılda bir dışarı çıkıp attığım o stres sonrası okula her döndüğümde sorduğun aşağılayıcı sorularla yerin dibine soktun.. O da yetmedi, her sikiş sonrası boşaldım işim bitti seninle der gibi konuşup beni yerin dibinden çıkarıp itin götüne soktun.. Senden o kadar nefret etmiyorum abi, “o kadar” az kalır o nefreti tanımlamaya.. Biz seninle en son sen beni sikmeden önce konuşmuştuk.. Sonrasında hep sen konuştun ben dinledim.. Şimdi kalkmış tek bir özür diledin diye gururunu siktirmiş ayakları yapma bana.. Seninle neyi konuşabildim ki ben sen beni sikip sikip kaçarken de şimdi senden uzak durunca konuşamaz olduk havaları yaratıyorsun?” dedim.. Bunu öylesine sakin bir sesle söylemiştim ki.. O an Gürbüz’le Sırık kabinlerinden çıkıp bizim kapıyı çaldılar.. “Hah bizim de sigara bitti zaten, sen devam edersin” deyip o kabinde Keş’i yalnız bırakarak çıktım.. Söylediğim son sözler soru taklidi yapan gerçeklerdi.. Ona sarılmak istedim o kabinde, ve de öpmek.. Konuşma faslı başlar başlamaz bana eskiyi hatırlatmasaydı büyük ihtimal şu anda sessiz sessiz yiyişiyor olurduk.. Belli ki o da sikişmek istemiyordu, yoksa hayatta geçmişteki tatsız şeylerin konusunu açmazdı.. Gerçekten benimle konuşmayı mı özlemişti ki? Yok abi yaa bu ihtimal benim bi kadınla evlenme ihtimalim kadar “teoride beklenen ama pratikte götveren”di.

Yorumlar