Bölüm 83

Ertesi sabah yine diğer öğrencilere göre erken uyanmış, kampetimi düzenleyip spor kıyafetlerimi giyerek yoklamanın alınacağı anayol’a inmiştim.. Keş’le yüzyüze geldiğimizde vereceği tepkiyi çok merak ediyordum.. Bir yanım ısrarla “kuruntu” yaptığımı düşünmek istiyordu, diğer yanımsa çoktan yas tutmaya başlamıştı. Takım arkadaşlarım yerini almıştı, anlaşılan Keş yine uyanmakta zorlanmış ve biraz geç kalacaktı.. Yoklamalar alınmaya başlarken Keş göründü çadırlar arasından.. Bağcıklarını bağlamaya vakit bulamadığı ayakkabılarına takılıp düşmemek için yengeç gibi koşuyordu.. Kendini sıranın ortasına hocaya yakalanmadan atar atmaz derin bir nefes aldı.. Gözgöze gelince gülümsedim “Yine son anda yırttın” diyerek.. “Haa, biraz öyle oldu.” dedi ayakkabılarını bağlarken.. Yok cidden dün gece onu yürürken bırakıp kaçmama sebep olan soğukluk hala devam ediyordu.. Belki sabah mahmurluğudur diyerek biraz zaman tanımaya karar verdim.. Biraz zaman dediysek de abartmaya gerek yok, beş dakika neyine yetmez o piçin! Yoklamalar alındıktan sonra “Kaçıyoruz yine değil mi?” diye sordum.. “Yok yeaa, sen kaç istersen..Ben biraz spor yapmak istiyorum bu hafta, hem yaz tatiline çıkmadan önce az form tutmuş olurum.” dedi.. Yüzüne mal mal bakıyordum.. “Senin ne zamandan beri form’a ihtiyacın var oğlum?” dedim.. “Ya sanane amk sanane!” diyerek ters ters bakınca tırstım.. “İyi, sen bilirsin” dedim..


Bu arada koşu başlamış, sıvışabileceğim o köşeye de yaklaşmıştık.. Sincap’a haber vermeden çalılara doğru atlayıp gözden kayboldum.. Çadırlar bölgesine doğru yürürken ağlıyordum.. Bildiğin elinden şekeri alınmış çocuklar gibi hüngür hüngür ağlamaya başlamıştım. İçimden “Tamam istemiyorsa istemiyordur..Olur böyle, hayat bu..” deyip dursam da o hıçkırıklarda “Neden istemiyor ki”ler, “İstese ne olurdu”lar, “Ne yaptım ki ben ona”lar patlayıp duruyordu.. “Ne yaptım ki ben ona” cümlesine takılı kalmış, tekrar ettikçe daha çok ağlamaya başlamıştım.


Çadırlar bölgesine geldiğimde hemen çadırımdan sigara pakedimi ve çakmağımı alıp tuvaletlere doğru sıvıştım.. Bir gece öncesinde mutluluğu santim santim paylaştığımız o kabine çömelmiş sigara içerken sanki “Anıl’la Keş” hala oradaydı. Hayatımda ilk kez bir erkek tarafından kabullenildiğimi hissettiğim yerdi bu benim.. İlk kez beni siken biri benim de sikim olduğunu görmezden gelmemişti.. İlk kez erkek gibi sikilmiştim burda ben.. ve İlk kez sikildiğime pişman olmamıştım bu kabinde.. Aklımdan bu “ilk kez”ler geçerken yeniden ağlamaya başladım.. Sol elimde sigara pakedim ve kırmızı çakmağım, sağ elimdeyse yarısı çoktan ciğerlerime karışmış camel’ım.. Göz yaşlarımı sigara içtiğim elimin avuç içiyle silmeye çalışıyordum.. Silsem ne fayda, yerine yenisi geliyordu. Ben sildikçe, avcumdan bileklerime süzülüyordu kederim damla damla.. Buna ne dersin fizik!? İnsanlar arasındaki sürtüşmeler soğukluk yaratıyor.. ve bu “soğukluk” insanın içini cayır cayır yakıyor!


Kendime inanmayı çok önceleri bırakmıştım zaten.. Keş’e de inanamıyordum.. Nasıl yaa, bir insan nasıl sırf bir göt uğruna o kadar dramayı çeker ki? Keşke beni o gece falçatamla yalnız bıraksaydı da bunlar gelmeseydi başıma.. Yetmedi mi abi yaa, ben de adam sanıp omzunda ağlıyorum.. Gittim bir de özür diledim ona zararım bile dokunmamışken.. Başına silah dayamadım ki siksin diye beni.. İstemese yapmazdı.. Elini kolunu bağlamadım o siki elime versin diye o ilk gece.. İstemeseydi! Yapmasaydı amına kodumunu çocuğu!


Aklım almıyordu.. Telefonla konuştu kötü bir haber aldı desem, yok abi hep yanımdaydı ne telefonu ne konuşması.. Çömeldiğim o tuvalet kabininde kendimi “bok”tan daha değersiz hissediyordum, çünkü o bokları sikilmemiş götler sıçıyordu.. O bokların bile bir gururu bir şerefi vardı.. İnandım lan! Bu sefer cidden güvendim de.. Ne geçti ki elime daha şatafatlı bir siktir yemekten başka? Sigara pakedini ve çakmağı kabinin kuru kalan kapı tarafı köşesine koymuş düşüncelere dalmıştım.. Düşündükçe sol elimle de sağ bacağımın kasıklara doğru olan iç tarafını alabildiğine çimdiriyor, kendime verdiğim bu acıdan zevk alıyordum.. Etlerimi lime lime edip o tuvalet deliğinden aşağı atasım vardı.. Anasını siktiğimin şerefsizinden ne beklemiştim ki? Dolu dizgin bir aşk mı, hayır! Sadece sikiştikten sonra arkadaş kalabilsin istedim, “hadi siktim seni şimdi kaybol” moduna girmese yeterdi bana lan. Ağlamaktan boğazım şişmişti.. Hani böyle çok istediğiniz bir şey olur da onu elde etmek için son şansınızı da kaybedersiniz ya, işte o çaresizlikle iç çeke çeke ağlıyordum.. Nefes alırken içim titriyordu o cehennem sıcağında.. Bir sigara daha yakıp gözlerimi kapadım; “Allah’ım; ya bana bu acıyı çektirenleri al yanına ya da beni öldür. Amin.”.

Yorumlar