Bölüm 90

Yaz okulunun ikinci haftasının cuma gününün öğlen saatine Matematik sınavını koymuşlar.. Bu da demek oluyordu ki Keş’ten kurtulmama Sadece 5 gün kaldı.. Sırık bu yüzden iyice yakınlaşmıştı bize, Keş gidince yalnız kalacak diyeydi büyük ihtimal.. Sırık’la aramızda pekişen Hemşo muhabbetiyle birlikte sigara tayfamıza iki kişi daha katıldı.. Bu iki kişi bir kadının iki memesi gibiydi.. Aralarındaki tek fark birinin yüzünde olan “ben”in diğerinin yüzünde olmayışıydı.. Efes ve Tuborg diye bahsedicem onlardan, ikisi de farklı markaydı eyvallah ama biraydı; hem de aynı fabrikadan çıkmış bira.. Bu aynı fabrikanın üretimi olan arkadaşlar da Hemşo’mdu.. Yuh amk bütün Trakya toplanmışız bir okula..


Eskiden sadece “zibidi”ydim, Pan’ın katılımıyla “ahanda zibidiler” olduk, Sırık-Efes-Tuborg üçlüsünün gelişiyle “sürü halinde gezen zibidiler”e seviye atladık.. Tuborg biraz mıymıntı ve ben’li olandı; matematik ve geometriden kalmıştı bütünlemeye.. Efes biraz daha cana yakın ve makaraydı; bu yüzden olsa gerek fizik, kimya, matematik ve geometri dallarından yılın en gerizekalı öğrencisi seçilmişti; tıpkı Sırık, ben ve Tuborg’un matematik ve geometriden yılın gerizekalısı ödüllerine layık görülüşümüz gibi.. Pan’a gelince, o da Efes’le aynı derslerden takmıştı ama +1 farkla; Biyoloji… Koca sınıftan toplasan 7 kişi biyolojiden kalmıştı, biri Pan.. Düşünün artık çocukcağızla ne kadar taşak geçtiklerini..


Önüne gelen “Abi her şeyi anlarım da, yani biyolojiden nasıl başardın kalmayı?” diyerek gülüyordu Pan’a.. “Abi her şeyi anlıyorum da sen babadan torpilli olup bu okula giremeseydin, şu an hangi Anadolu Lisesi’nin kantininde ‘ağır abilere’ yer veriyor olacaktın?” diyerek bozuyordum bu sataşan bebeleri.. Aralarından bazıları “Ne alaka?” diye soruyordu.. Bu sorudan sonra “Harbiden de babadan torpilliymiş bu la, baksana hala anlamadı!” diyerek Pan’ın omzuna vurup gülmeye başlıyordum.. “Yaa ne saçmalıyon oğlum sen!” diye diklenenlere de “Pan bi baksana, bu malın sol gözü mü morarmış? Yoksa ben geleceği mi görüyorum?” diyordum. “Tamam amk şaka yapıyoruz mal mal muhabbet çeviriyonuz bi gidin yeaa” diyerek uzaklaşıyorlardı..


Nedense hep o hayatımdan gidenler “bi git yeaaa” çekti bana; aralarından biri de o siktiri çektikten sonra gitmemi beklemedi.. Bana “siktir git” deyip de gidenlere hep çok gülüyordum.. Hadi onlar lafın gelişi diyorlardı.. Peki ya “Oğlum bi git bak günaha sokma beni!” deyip de gidenlere ne demeli. Bunların akıllarını sikime sürsem osbir çekemem..


Biz böyle sürü halinde takılırken Gürbüz de arada aramıza katılıyordu, ama Keş hep bir bahane olup bizim tayfaya katılmaktan kaçıyordu.. Bir kere Pan vardı bu tayfada arasının iyi olmadığı.. Ben vardım.. Sırık vardı diş geçiremediği.. Efes’le Tuborg vardı, bu iki kardeşten çekinmesi normal; biriyle papaz olsa ikisini karşısına almış olurdu.. Bildiğin “dokunulmazlar”dık onun gözünde.. Gürbüz’ün de bizim yanımıza gelip gelip onu öyle yalnız bırakmasına üzülmeye başladım.. Sonuçta ben onun yüzünden bu senenin başında “ispiyoncu” diye damgalanarak çok yalnız kalmıştım, ve o duyguyu benden iyi kimse bilemezdi tayfamda.. O yüzden içimdeki sinir, öfke, kızgınlık, kırgınlık, nefret yerini tuhaf bir sempatiye bırakmaya başlamıştı.. Hem değer mi yaa, zaten yaz boyu uzak kalacaktık birbirimizden.. Ne vardı yani niye üç beş günlüğüne bu konuda kendime mukayet olup Keş’in aramıza gelmesi için bizimkileri ikna etmiyordum ki.. Ya bir de ölümlü dünya, ah almaya değmiyor ki.. Tamam olan oldu, belki ben de hatalıydım.. Ne bileyim.. Kim bilir, belki hatanın çoğu bendeydi.. Belki de O benden uzak durmaya çalıştıkça, ben ufacık bir samimiyetten “barış”a varıyordum..


Bu yaz okulu yüzünden midir bilmem ama hep böyle bana yapılanları görmezden gelerek empatiyi abartmaya başladım.. Önüme gelene acıyordum.. Biri tekme atsa dönüp “Yaa kusura bakma, ayağına bi şi olmadı umarım” diyerek özür dileyecek durumdaydım.. Belki de an itibariyle üstünlüğün bende olması düşündürtüyordu bana tüm bunları.. Tamam, zamanında üstünlük Keş’teyken o bana siktir çekmeyi seçmişti ama sonradan ortaya çıktığı gibi yanılmıştı bunu yaparken.. Ben de aynı yanılgıya düşmekten korkuyordum.. Henüz yanılgılaşmamış kararlarımdan kaçtığım evreye böyle giriş yaptım.

Yorumlar