Bölüm 78

Bildiğin heyecandan o yayıldığım kampette “Ezan okunuyor şşşşt günah!” pozisyonuna geçip ellerim dizlerimde Lodos’a bakıyordum.. “Ya bak kimseye söylemicen ama, dalga da geçmek yok!?” dedi çok ciddi bir şekilde..


“Gün bugündür! Benim de artık götveren bir arkadaşım vaaaaar!” diye boynuna atlamak üzereydim.. “Tamam abi, ne dalga geçmesi hem zevkler ve renkler tartışılmaz, saygı duyarım^^” dedim büyük bir sevecenlikle.. “Bazen çok canım sıkıldığında ben telefonun kamerasını açıp kendi aletimi ordan izleyerek osbir çekiyorum.. Kendimi bildiğin porno yıldızı gibi hissediyorum öyle asılırken..” dedi, içimde “Bu muydu yani şimdi”ler uçuşuyordu.. Yine de merak ettim acaba kendi aletini videoya alıp izleyerek mi asılıyor diye.. Eğer durum öyleyse hala bir umut vardı, koca okuldaki tek verek olmaktan sıkılmıştım.. Lodos’la işi pişirme gibi bir niyetim de yok cidden, sadece sikildikten sonra siktiri yedikçe yanına gidip olanı biteni anlatabileceğim birinin olabileceği ihtimali içimi tuhaf bir umutla doldurmuştu.. “Yani asılırken daha önce senin aleti videoya aldın, şimdi de onu izleyerek mi asılıyorsun?” diye sordum.. Sesimde zerre “kınama” yoktu, aksine “teşvik” eder tonda konuşmaya özen gösteriyordum.. Sonuçta bıçak sırtı konular bunlar, güvenip de birine anlatmak çoook ama çok zor.. “Yok abi yaa naptın sen bizi amk ibne miyim ahhaha bi git yeaa!” diyerek gülmeye başladı.


Aslında herkesin verdiği tepkiyi vermişti Lodos, ama yine de öyle bir içim ezildi ki anlatamam.. Çevremdeki insanların onca lafı beni hedef aldığını bilmeden yüzüme haykırmaları.. İbnesel alınganlığımın tavan yaptığı evreye girmiştim sanırım.. Ama nerden bilsin en baba götverenin karşısında olduğunu.. Bir an öyle çok umutlanmıştım ki.. Kendimde yanıtlayamadığım soruların cevabını onda bulurum sanmıştım.. Mesela ibne olduğunu ilk nasıl keşfetmişti? O an bana verdiği o yanıtı mesajlaşırken yazsaydı ve yalnızken okusaydım utanmadan ağlardım.. Şimdiyse onunla beraber gülmek zorundaydım “Yok be oğlum, anlamadığımdan şaaptım ben ahahahaha off amk ahahahha harbiden muhabbetten o çıkıyo haa” diyerek.. Yine de merakımı giderememiştim, “Lan videoya almıyorsan nasıl kendi aletine telefondan bakarak asılıyorsun?” diye sordum.. Bana “Çok cahilsin keşke ölsen” bakışı atarak “Abi alt tarafı açıyorsun kamerayı fotoğraf çekecek gibi ve alete doğru tutuyorsun, işte fotoğraf çekmeden kaydetmeden falan o şekilde alete telefondan bakarak film izler gibi asılıyorsun..” dedi.. Az önce yaşadığım hayal kırıklığını sikip atmıştı bu sözler, oturduğumuz kampetlerde dövüne dövüne gülüyorduk.. “Hay amk ne adamsın yeaa” deyip bi sigara yaktım.. Sigarayı içerken içim içimi kemiriyordu “Ya harbiden de dediği kadar zevkliyse?” diye. Denemek için içim gidiyordu. Sigaranın bitmesine yakın “Ya işin yoksa bi ver bakim şu telefonu harbi merak ettim oğlum!” diye mırıldanmaya başladım.. Yan yan bana bakıyordu, “Tamam al dene ama bak birinden duyarsam bir daha bakmam yüzüne” dedi.. “Aramızda..” diyerek göz kırptım ve belime sakladığım kameralı telefonla çadırdan fırlayıp tuvaletlere doğru yürümeye başladım.. Yanıma “orgazm sigarası” da almıştım, hem de iki tek! Eeee insan her gün bir yeni şey deneyemiyor böyle.. Hem hepi topu kaç tane “ilk”im kalmıştı ki kutlayabileceğim.


Tuvalet kabinine girer girmez indirdim şortumu, telefonun da kamerasını açtım.. Sırtımı kapıya doğru verince kamera karanlık gösterdiğinden bu sefer kapıya yüzümü dönmek zorunda kalmıştım.. Bir ilk daha yaşıyordum “ilk kez tuvalet kapısına yüzüm dönük şekilde asılacaktım”.. Aman ne büyük “ilk”ler! O değil de kafamın içinde hala o “bülbülüm altın kafeste, ötüyor aheste aheste” fantezisi dönüp duruyordu.. “Yaaaa bir kere de elimdeki obje beni sikeceğine ben o objeyi sikem!” deyip telefonun ekranına baka baka madenimi sıvazlamaya başladım.. İlk bir kaç saniye “aklımı sikeyim yaa, ne bekliyordum ki” modunda somak sarkıta sarkıta sıvazladım kendimi.. Derken madenim hafiften büyümeye başladı.. Madenimin hereketlerini o telefon ekranından izlerken, “ultrason cihazının ekranında ilk kez bebeğini ve bebeğinin cinsiyetini gören baba” gibiydim.. Ağzım “Wooooooooow!” şeklinde, sanki ilk siki tutuşumdu bu.. İçimden “Ohaa yaa benim alet de hiç fena değilmiş, oğlum Anıl varya abi sende çok pis gelecek görüyorum ben haa!” diyerek kendimi tebrik ediyordum.. İlk kez aklımdan hiç bir “sikiş” geçirmeden böylesine erekte olmuştum.. “Keşke kendimi sikebilsem.. Keşke kendi ağzıma verebilsem..” diye diye kendime yavşamaya başladım.. Oğlum muhteşem bi madenim vardı, niye insanlık bunu kullanmıyordu ki? Böyle hayran hayran kendi sikime taparak yarım saatten fazla asıldım.. Çok değişik bir histi, kendimi keşfederek ilerlermekten ziyade kendimle barışarak asılıyordum.. “Hey yavrum hey, madenine kurban senin!”.. Bildiğin kendi götümü kaldırıyordum.. Madenim semsert olmuştu, kendimi o an izlediğim tüm pornolardaki “sikici” karakterlerin yerine koymuştum.. Offf boşalırken o ekrandan nasıl görüncek acaba diye düşünüyordum.. Tüm o filmlerdeki gibi epik bir attırış olmalıydı, sağa sola fışkırsın istiyordum.. Dizlerimi kırıp madenimle kapıya nişan alarak boşalmaya başladım.. Tanrım, sana geliyorum!


“Büyüdükçe aklı başına geleceğine götüne kaçmış” dedikleri bendim. Kabinde çömelip, kapıdan süzülen evlatlarımı izleyerek bir sigara yaktım.. “Höh yaa nasıl bir erkeğim ben, kapıyı yıkadım kapıyıııı!” gururuyla kendimi kucaklayasım vardı. Sanırım “pohpohlanma”ya susamıştım.. Sırtımın sıvazlanıp “o nasıl bir sikmekti öyle” denmesine ihtiyacım vardı. Erkektim her şeyden önce.. Erkekliğim de takdir bekliyordu, tıpkı götverenliğimin bir özür beklediği gibi.. Götverenliğimden özür dilenmişti, ama henüz erkekliğimi takdir eden çıkmamıştı karşıma.. Kendimi keşfederken tamamladığım her duygu yeni bir eksikliği doğuruyordu.. id-ego-süperego deniliyor sanırım bu olaya.. Eksikliklerim “basit”ten başlayıp “karmaşık” olana doğru gösteriyordu kendini.. Başlarda “beni bi sikse yeter valla” derken, sonralarda “kalbimi kırmasın” demeye başladım ve şimdi de “takdir etsin” istiyordum.. Sırada ne var? Alnımdan “namusuuum” diyerek öpüp, beni kucağında gerdek yatağımıza mı taşısın? Ben buna “Amı buldun kıllısını arıyorsun!” diyorum, halk arasında daha çok “Buldukça bunuyorsun!” diye bilinir. Kendimi bir anda bindallılar içinde oynarken hayal ettim, Keş de öyle arkadaşlarıyla eğleniyor falan.. Bana kına yakılıyor ahahahha.. Kabinde tek başıma çıldıra çıldıra gülüyordum.. İkinci sigarayı da yaktım.. Tam halka çıkarmak için ağzımdan dumanı salıyordum ki yine ani bir dürtüyle ıkınarak gülmeye başladım.. Oha! Oha amk! Yuh! Haftalarca uğraştığım o halkayı sonunda atabilmiştim.. Ağzımdan çıkan halka şeklindeki duman, hafif esintiyle beraber kapının altına doğru sürüklenip yere çarparak dağıldı.. Demek ki “erkek” gibi osbir çekmek gerekiyordu bu halkayı çıkarmaya hak kazanmak için! Keş geri döndüğünde bu halkaları yüzüne gözüne fırlatıcam onun, gözü halka görsün garibanın!

Yorumlar