Bölüm 123.5

Sevdik be! Seviyoruz.. Seveceğiz de “sevme, üzüleceksin” diyen “dostlar”a rağmen.. “Dostun olduğum için iyiliğini düşünüyorum” diyor o kirpiklerinin rimeli yanağına bulaşmış kahpeler ve saçlarından briyantin akan pezevenkler.. Sorasım var “Madem sevmeyeceksiniz bu vitrin niye, ne diye?”…


ve “Madem susacaksınız, bu yazdıklarım ne diye….?”


Çok mu meraklıyım o siktiriboktanlığı yine ve yeniden deneyimlemeye?


Neden yazıyorum, kime ve niye?? Neden durup dururken kendimi rezil ediyorum, zorum ne?


Neden küçük heyecanları abartıp, büyük acıları basitleştiriyorum burada?


İşte bunları konuşalım bu Buçukluk’ta da..


Konuşalım ki sinsin içime.. “Hah işte yaaa, ben bu yüzden yazıyorum.” diyebileyim..


Bölümler, bölümler boyu okudunuz yazdıklarımı ve sizin 3 gecede okuduğunuzu yazmak 3 ayımı aldı benim; yaşamaksa……………..


Bir travesti “öldüm” dedi o videoda… Bir transeksüel.. Bir kadın.. Bir insan… Bir can…


Okudum, okuyorum profillerinizi sağda solda.. O intihar siz yarak kürek “felsefe” yapasınız diye vuku bulmadı. Eylül’ü ölüme götüren taksiciye sövenleriniz bile var.. Ulan ben taksici olsam, ben de satardım o “can”ı “bir ekmek” pahasına.. Sizin asıl sorgulamanız gereken “bir ekmek” pahası bile etmeyen “susmalarınız”.. Sizin asıl sorgulamanız gereken “O götverenlere siktir çekilirken biz ne yaptık?”..


Hiç mi gülmediniz amk? Hiç mi gülmediniz lan yanınızdan kırıta kırıta geçen o “erkek müsveddeleri”ne!! Ben güldüm! Ben güldüm onlara…. Ben yolumu da değiştirdim bir “kırık”, bir “top” ve bir “tro” gördüğümde.. Kan ter içinde siktirdiğim götümü unutarak güldüm onlara, öyle güzel güldüm ki; “Dur bir fotoğrafını çekeyim, çok güzel gülüyorsun” diye yanağımı sıktılar ablalar, abiler..


“Jilet tükürüyo lan bunlar! Uzak dur.”lara inandım.. Evet, tükürüyorlar; ama “niye” ve “kime” diye sormadım! Soranınız var mı? Neden jilet taşır bir “insan” dilinin altında?


Sahiden yaa, sorgulamak bu ülkenin amirine iş olduğundan beri kaç kişi “gönüllü” olarak sorguladı?


“Anıl Absolution” dedik, “Hatırlanan Günahların Bağışlanması” dedik.. ve “Günah çıkartıyorum!” dedim.. Bölüm 118’in altına yorum düşmeyen arkadaşlar; okuyorsunuz da gözünüz sike mi bakıyor? Okuyorsunuz da hiç mi anlamıyorsunuz? Okuyorsunuz da ne sikime abi yaa, bana onu deyin hele! Bana beni anladığınıza dair tepki vermeyecekseniz ne diye yazayım bunları? “Aaaaa bak bi ibne var neler yazıyor”un devamını getirmek için mi?


Ben “masum değilim”… Hem de hiç… “Hadi canım oradan!” diyeceksiniz ama “RAHAT UYUYAMIYORUM!”.. Ben rahat uyurken ölen o ibneleri, benden daha az göt siktiren o ibneleri düşünüyorum.. Ben neden ölmedim ki? Ölmedim işte oğlum! Ölemedim… Hala umudum var benim; SİZE RAĞMEN, SİZE İNAT.


Hem yürek yemekle yürekli olunmuyormuş, bunu öğrendim.. Siz kimlerin yüreklerine dil sürdünüz de “benim yaşamaya cesaret edemediğim düzende konuşmaya korkuyorsunuz”?


İstiyorum ki susmayın “insanlık sikilirken” önünüzde.. Hadi benim ağzıma verdiler de sustum, ulan seni de mi sikerek susturuyorlar?


27. yaşıma bastım ve bu yaşa gelene kadar kaç insanın üstüne bastım inan sayamadım.. Kuyruklarına bastıklarım mı? Boşver abi onları şlmdi.


Eylül Cansın dedim.. “Can”sın be Eylül!


O’nu, onun kendini andığı o isimle anmak “anlamlı” geldi bana.. Bir insanı “taksi” götürmez ölüme, taksi şoförü götürmez! Sen ağlattın, ben ağlattım, biz ağlattık..


O ağladı..


Sen sustun… Ben sustum..


Videoyu izlemeye bile götü olmayan insanlara okutuyorum yaşanmışlıklarımı.. Zoruma gidiyor.. Harbiden zoruma gidiyor be oğlum.. Nereden bileceksin ki? Hiç zoruna gitmemiş…


Önümüzdeki 100 bölüm… Umarım alkolüm yeter de “iyi tarafından” bakabilirim hayata o bölümleri yazarken.. Ben yazarım, sen okursun ve sonra “herkes kendi işine”.. Bu mudur?


Şimdi ben bir tatile çıkacağım.. “Birileri”nde, yine, “bir aşk”ı arayacağım bir tatile.. ve SEN okuduğunu anlamaya çalışacaksın; “benim gibi sana uymayan bir şey gördüğünde yolunu değiştirmeden!”… Lan alt tarafı bir yorum! Öldü diyorum, kendisi de ölüyorum diye ağlıyor o videoda..


Canımı yakıyorsunuz!


Susarak da yakılır bir can.. “Yedi yüz bilmem kaç” okunma gelmiş Bölüm 118’e; peki ya yorum sayısı? ……………………………………………….. Çünkü götsünüz.


Ben burada “SAKLANMAKTAN” usanıp, olabildiğince “ANIL” halimle serdim kendimi gözler önüne.. Aşkım benim, canım, birtanem… Sen neden korkup da susuyorsun? Sen neden o “sana ait olmayan fotoğraflar”ın ardında olmana rağmen susuyorsun!? İBNE olan benim, ama sen daha İBNESİN.


İbneliği ibnelikle karıştırıyorsun; karıştırma.. Ben ibneyim ama sen “ibnesin”.


Her bölüm yorum yap demiyorum… Sadece susman gereken yerde “offffff”la ve konuşman gereken yerde “susma”…


Şimdi ben bir tatile çıkacağım… ve “İyi ki rezil ediyorum kendimi” diyene kadar da dönesim yok.. Sıkıldım susmalarınızdan, sıkıldım siklemezliklerinizden..


Sıkıldım oğlum bu boktanlıktan.. Sıkıldım..


En son ne zaman “gönüllü” olarak “insan” olmayı denediniz?


Tek bir sözün bile anlamı var: “Yazık!”


ve tek bir ses yeter: “Tüüüühhhhh!”


Yaz; “Eylül’ün Bölümü”nün altına yaz! Yaz oraya da bileyim beni kimler okuyor…


Hadi bana bir “ses” ver!


“Tühhh” de onlara..


Hadi bana bir “söz” ver!


“Yazık” de…


Susman gereken yerde “offffff”la ve konuşman gereken yerde “susma”…

Yorumlar