Bölüm 63

Yatma saati yoklamasını haber veren zil sesiyle beraber tüm nefretimi o Gizli Bahçe’de bırakarak yerimden kalktım.. Bir gün kendi memleketimi terkedip bu şehre taşındığım gibi, bu ülkeyi de terkedip “yeni bir sayfa” açabileceğim bir yere gideceğim.. “Bedenimi” terketmek çözüm değil, dişimi tırnağıma takıp “bedenimi aşağılayanları” terkedicem.. Bu ömrü yaşamaya hoş gelmiştim, ama hoş görülmek için dilenmekle tüketemem.. Koğuşlar binasının 3. katına çıkarken kat arasındaki o aynada kendimi gördüm.. Aynaya iyice yaklaştım, Keş’in dokunmasına müsade etmediğim yanaklarıma dokundum ve gözlerimin altını sildim.. Ardından yaraladığım elimi öptüm ve o elimle “Seni affediyorum.” diye fısıldayarak aynaya dokunup gülümsedim.. Ben bana lazımım.


Kendimi, kendimde suç bulamazken affetmekmiş zor olan kısmı.. Gerisi ne miydi? Derin bir uyku…


Ertesi gün uyandığımda elim zonkluyordu, hay ben ağzıma sıçayım diye sinirle kalktım o yataktan.. Elimi yüzümü yıkamak için tuvalete gittim.. Soğuk su iyi geliyordu taze yaralara.. Demek bu yüzden her kazık yiyene “Üstüne bir bardak soğuk su iç.” deniyordu.. Dün gün boyu iki avuç çekirdekten başka bir şey yememiştim, midem bildiğin sırtıma yapışmıştı açlıktan.. Kahvaltıya insem yoklamaya geç kalırım diye düşünerek kendimi su içmeye zorladım.. Ardından ceset kokan nefesim tazelensin diye dişlerimi fırçaladım ve okul içi kıyafetlerimi giydim.. İzne çıkmak için bir sebebim yoktu yine.. Yoklama için taş bahçede toplanılmasına 20 dakika daha vardı.. O yüzden tuvalete girip pisuvarlarla kabinler arasındaki duvara yaslanarak çömeldim ve bir sigara yaktım.. Bu aç karnına içilen sabah sigaraları, tok karnına devrilen rakı şişeleriyle kıyasıya yarışır; kazanan olmazdı.. Uyandırıcı etkisinin yanında saçma bir şekilde sersemletiyordu da.. Dördüncü nefesten sonra o sersemleme hissi ortadan kalktı ve ben içtiğim sigaranın tadını almaya başladım.. Koridorda dolaplarından bir şeyler alan öğrencilerin o metal kapakları açıp kaparken çıkardıkları gıcırtılar umrumdışıydı.. “Yazıık, aralarından bir çoğunun kalbini kıracaklar bugün.” diye geçirdim içimden.. Derken tuvalete girdi biri, ve benim olduğum bölüme doğru kafasını uzattı.. Tabii ki Keş’ten başkası değil. Göz kırptım.. “Haa sen miydin, tamam öyleyse” deyip geri döndü.. “Ne oldu, nereye böyle?” dedim.. “Sigara içmeye..” dedi. “E gel işte bende var.” diyerek kucağımdaki pakedi uzattım.. “Eyvallah.” deyip bir tek aldı.. O da iki kabin arasındaki dar duvara yaslanıp çömelmişti.. Sağ eliyle ateşlediği çakmağa sol elini siper edip başını yana eğerek yaktı yine dudakları arasındaki dalı. İçimden ona çok yazık ettiğimi geçiriyordum, o beni anlayamazdı hem nasıl anlasın ki, ilkiyim ben onun.. Asıl ben onu anlamalıydım, geçmişimdekilerin beni anlamaya çalışmamış olması benim onu bundan mahrum bırakmamı gerektirmezdi.. Hem hangi restaurant adisyonu ödemeden kaçan müşterinin hesabını bir sonraki masaya ekler ki? “Pşşşt” dedim.. Gözlerini, üflediği sigara dumanından üflediğim dumana, oradan da gözlerime çevirdi.. “Özür dilerim.” diye fısıldayıp önüme baktım.. “Ne?” dedi.. “Ananın amı!” dememek için dudaklarımı ısırdım ve boğazımı temizleyerek “Özür dilerim.” dedim.. “Ne bağrıyon oğlum, anlayamadım ne dediğini ondan sordum” deyip gülümsedi.. “Amk senin” diyerek omzuna bi yumruk attım ve ben de gülmeye başladım.. “Lan ne vuruyon” deyip o da bir yumruk attı omzuma.. “Tamam tamam şaka-kaka olayına girmeyek” deyip sustum.. İkimiz de önümüze bakıyorduk ama hala gülümsüyorduk.. “İstiyor musun?” dedi birden.. Yerimden kalktım ve “Belki bir ara.” deyip eğilerek sırtını sıvazladım.. Ben tuvaletten çıkana kadar arkamdan baktığına eminim.. Koridora çıktığımda “Lan beklesene, ben de geliyorum!” diye seslendi..


O aralar “karma” olayına pek takılmıştım.. Daha doğrusu karma’nın felsefesi bana çok doğru geliyordu.. Karşılıksız ufak iyilikler ve elinden geldiğince bağışlayıcı olmak.. “elinden geldiğince” kısmını kendim koydum bu felsefenin merkezine; bağışlayamadığım zamanlarda “Napim yaaa elimden başka türlüsü gelmedi.” diyerek içimi rahatlatmak için.. Karma’yla “karmakarışık” hayatımın “karışık” kısmının üstünü çizip “karma” kısmını bırakmayı hedeflemiştim.. Bir süre de böyle takılalım, baktım olmuyor sikerim hepsinin belasını olana kadar.

Yorumlar