Sanırım O O. Çocuğu Sendin Aşkım!
Pan’ın evine gidişini dersliklerin olduğu bloğun 3. katındaki bir sınıftan izledim.. “Oh amk hayat O’na güzel, biz burda taşşak sarkıtalım, adam rahat rahat evinde götü yaysın” diye de içimden geçirmeden edemedim.. Güneş, arkasına saklandığı dağların gökyüzüyle buluştuğu çizgiyi mareşal sırması gibi boyamıştı.. Gök karanlığa avuç açıyordu ve saks mavisine boyanmış dağlarda bu sırma, ölmeden önce gözlerimi kapatıp geçmişimi düşündüğümde, anlık hesaplaşmalarımın sayılı karelerinden biri olacak türdendi.. Henüz gece ışıklandırmalarına teslim olmamış vapurların arkasından “kaptan bizi de bekle” dercesine çığlık çığlığa uçuşan martılar, uzaklardan bir imamın akşama aşık sesi, hafif bir esintiyle sevişen dalgaların kokusuna karışan ve o eve yetişme telaşıyla hızlanan adımların karınca gibi görünen siluetleri.. Seviyorum lan ben bu şehri !!
Geceyi ciğerlerime hapsetmek istercesine derin iç çekişlerle kapadım pencereyi ve sigara içmek için tuvaletlere doğru yol aldım.. Keş bu…
Geceyi ciğerlerime hapsetmek istercesine derin iç çekişlerle kapadım pencereyi ve sigara içmek için tuvaletlere doğru yol aldım.. Keş bu…
Devamı