Bugün 28 Şubat. Benim doğum günüm. 23 yıldır ilk defa ne ben doğum günümü kutluyorum ne de başkası. Ben de o diğer havalı olgun insanlar gibi önemli değilmiş ayağına yatıyorum ama bal gibi de önemsiyorum. Kim istemez ki hatırlanmayı, değer verilmeyi? Söyleyeninden emin olmadığım bir söze rastladım geçenlerde internette. "İnsan iki kez ölür derler. Biri nefes alış verişimiz kesilince, diğeri de birileri adımızı son kez andığında." Genellikle önce ilki gerçekleşir ama nadiren de olsa bazı insanlar hala nefes alıyorken unutulur. Yaşarken ölür. Ben de uzun zamandır yaşadığımı hissetmiyorum. Yaşamıyorum, sadece varım.
Aslında o kadar da büyütmemek gerek. Benim doğum günümün kutlanası bir tarafı yok zaten. Benim doğumum neden insanları sevindirsin ki? Doğduğumdan beri kime ne hayrım dokunmuş? Kutlanası değil yas tutulası bir gün aslında 28 Şubat.
İşin komik tarafı büyürken hep aklımın bir kenarında intihar düşüncesi vardı. Bu kadar uzun yaşayacağım hiç aklıma gelmemişti. Bu yaşa gelmeden çoktan intihar etmiş olurum diye düşünüyordum ama işte, buradayım. Bu yüzden hiç ilerisine dair planlar yapmamıştım. Zaten görmeyeceğim bir gelecek için neden hayaller kurayım ki? Şimdi geldiğim noktada kendi hayatımla ne yapacağıma dair en ufak bir fikrim yok. Sadece var olmaya devam ediyorum. Nereye kadar böyle gidecek bilmiyorum.