Discord
Twitch
Netflix
Snapchat
Spotify
Wattpad
Moovit
Tandem
Youtube Vanced
İbispaintx
Polarr
İnshot
Picsart
Motionleap
Shazam
Puffin (vpnli bir arama motoru tavsiye ederim)
Universal copy
Dijital operatör
Snaptube
Discord
Twitch
Netflix
Snapchat
Spotify
Wattpad
Moovit
Tandem
Youtube Vanced
İbispaintx
Polarr
İnshot
Picsart
Motionleap
Shazam
Puffin (vpnli bir arama motoru tavsiye ederim)
Universal copy
Dijital operatör
Snaptube
Eczaneye söyleseniz getirttirebiliyorsunuz bildiğim kadarıyla hiç sordunuz mu ?
Çok acı bir hayat hikâyesi, okuyunca satırlar su gibi akıyor ama kim bilir her bir harf Valeria hanım ve 'eşine' nasıl acılar çektirmiştir. Böyle insanları görüp, duydukça günlerce etkisinden çıkamıyorum. Bir süre sanki o hayatı ben yaşamış gibi hissediyorum. Eşini suçlamak istiyorum ama onuda anlayabiliyor insan.. suçlu ama belki bende aynısını yapardım. Bunu okuyunca aklıma eşiyle birlikte olduktan sonra kendini çamaşır suyuyla yıkayan komşumuz geldi aklıma. Anneme 'nasıl bu kiri çıkarırım' diye düşündüğünü söylemişti. Çok uzak değil bu hayatlar bize..
Hiç bir fikrim yok ne yapılması gerektiği hakkında.. anneme söylediğimde (zaten sadece o ve ben varız) şekeri yükselip fenalaşmıştı. Sonradan çok üzerime geliyor diye, sakın yapmayın siz, kendime zarar verip görmesini sağladım.. kollarımı görünce her gün yaşanan kavgalar bir süre son buldu. Sonra bende el mecbur ne zaman maskülen bir erkek görsek 'off çok yakışıklı, böyle bir erkekle evlenirim inşallah' demelere başladım.. bu konuşmalarda sanırım 'lezbiyen' oluşumu unutmasını sağladı. Bir iki yıla öncesine kadar hâlâ bazen tartışmalarda cinsel yönelimime konuyu getiriyordu ama şu an aştık gibi. Sürüm farklı, büyüdüğü ortam farkı diyip geçiyorum bu konuyu. Tüm çevrem açıkca söylemesem bile durumumu bildiği için açıkcası ben üzerimde bir baskı hissetmedim. Annemle her gün bağırışmaktansa yalandan 'oofff errkek be' demekte daha işime geldi.
Tans erkek olduğunu fark ettikten hayatında yeni bir döneme girer. Sürkeli bu konuda araştırmalar yapmaya başlar. Bu sırada yakın arkadaşı Deniz'in ona karşı olan fiziksel temasları ona daha farklı bakmasına sebep olur. Yinede içinde bulunduğu bu yeni durumda bu düşüncelere ayıracak vakti yoktur. Trans olduğunu fark etmeden önceki boşluk şimdi kapanmış olsada artık daha farklı sorunlar baş göstermeye başlar. Ailesinin trans bireylere karşı olan bakışlarını ölçmek için konuşmalarında ufaktan ağızlarını arar. Babasının trans bireylere karşı tepkisi stabildir. Ne nefret ediyor, ne de tamamen destekliyordur. En çok babasının transfobik olmasından korkan Doğa için bu durum güzel bir gelişmedir. Diğer yandan annesi ise 'kadın, kadın gibi erkekte erkek gibi olur.' Cümlesiyle tutumunu açıkca belli eder. Zaten aşağı yukarı böyle bir cevap beklemesine rağmen yinede hayalkırıklığına uğramadan duramaz Doğa. (Denizle doğa aşkına değinemedim beceremem diye )
Daha önce hiç bir erkeğe yakınlık duymamıştım. İlk telefonumu 8. Sınıfta aldığım içinde lgbt ne demektir vs bilgim yoktu açıkcası. Liseye geçmek üzereyken bir kampa katılmıştık. Yüz küsür kız bir şeyleri keşfetmek için ideal bir ortam sanırım grubumuzda bir lider vardı evet onu gördüğüm an bir şeylerin farklı olduğunu anladım. Ondan sonrada yolculuğum başladı. Şahsen artık daha bilinçli biri olarak bende çok mutluyum. Ama şimdiye kadar hiç tecrübem olmadı, bir kez reddedilip 'ergenlik yüzündendir o' cevabını alınca insan konuşmaya bile çekiniyor artık..
Neredeyse tüm hayatım maalesef bu tarz insanlarla geçti. İlkokulda sınıfca kovalamaca oynanırken hiç kimsenin kovalamadığı o çocuktum. Ortaokulda her sene başka şehre taşınmak zorunda kaldık. Ama istisnasız her okulda psikolojik şiddete maruz kaldım. 5. Sınıfta tartaklandım, 6. Sınıfta görmezden gelindim (1 arkadaşım bile olmamıştı.) 7. Sınıfta kızlar sürekli üzerime gelip ağlatırdı. Nazik bir çocuktum ağlamaktan başka bir şey yapamazdım. Erkeklerse sürekli işte bana bulaşırdı sınıfın ''ineği' olarak. Sadece arada iki üç kelime konuştuğumuz insanlar dışında arkadaşım olmadı. 8. Sınıf ise gerçekten kabus gibiydi. Kızlar sürekli çirkin olduğumu söylüyorlardı. Bir kişi beni sevdiğini itraf ederse beni ağlatana kadar üzerime geliyorlardı. Erkeklerde aynı şekildeydi. Ne kadar öğretmene şikayet etsemde hiç bir şey yapmadılar. Anneme söylemedim çünkü.. gerçekten sebebini bilmiyorum. Beni her gün ağlatan o kişilerle yinede sohbet ediyordum çünkü tekrar yalnız kalmak istemiyordum. Sonunda liseye geçince her şey güzel olacak dedim ama maalesef ki olmadı :') lisenin ilk yılı depresyona girdim. Hiç arkadaşım yoktu, büyümeninde etkisiyle ne kadar acınası olduğumu düşünüyordum. Yaşayanlar bilir bir kez bu hüzüne kapıldığınızda çocukluğunuzdaki o anılar bile üzerinize baskı kurmaya başlar. Kendimi sosyal medyaya 'RP' ortamına kaptırdım. Ya kendimi tuvalete kitleyip okula gitmiyordum ya da okula diye çıkıp parka gidiyordum tüm gün. 1. Dönem sonu devamsızlığım 30 gündü.. uh.. Ve zaten çok iğrenç bir psikolojideyken annem telefonumu yakaladı defalarca. Google geçmişimdeki lezbiyen videolarını görünce gerçekten çok ağır bir tokat atmıştı yüzüme. Hâlâ unutmam. Daha sonra annem teknoloji cahili olduğu için bir şekilde geçiştirdim. Bir gün kuzenimdeyken bazı olaylar oldu ve kadınlardan hoşlanıyorum demiştim. Aslında hâlâ küçüktüm ve kimliğimi bilmiyordum, neyi sevdiğimi bilmiyordum ama o anki ortamın baskısıyla bunu söyledim. Ah her neyse işte bu olaylardanda sonra psikolojim gerçekten altüst oldu. Çok iğrenö bir haldeydim. Ama tuaf bir şekilde atlattım. Nasıl atlattığımı bilmiyorum o depresyonun zirve dönemiyle tekrar gülmeye başladığım dönem kafamda boşluk gibi. Sadece o sırada bir kişinin hayatıma girdiğinden eminim. Onun sayesinde atlattım her şeyi. Gerçek bir dost hayatımı kurtardı yani. Şu an üniversiteye hazırlanıyorum olanların üzerinden çok fazla zaman geçmedi ama lisede 1 yıl bile hayatınızda çok fazla şey değiştirebiliyor. Eğer böyle bir şey yaşıyorsanız lütfen hayatınızdan vazgeçmeyin. Geçmişte yaşanan ya da yaşadığınız hiç bir şeyin sebebi siz değilsiniz. Bir şey olacaksa zaten olur. Kendinizi suçlamayı bırakın. Yaşamak çok güzel, daha önünüzde yaşayacağınız onlarca yılınız var. Daha tanışmadığınız çok fazla insan var. Ben bir psikolog değilim ve belki size tavsiye vermeem ama ne yaşadığınızı biliyorum. Bende yaşadım. Sizi üzen şey neyse eğer ondan uzaklaşabiliyorsanız uzaklaşın, bir kere depresif dugusal şarkıları telefonunuzdan silin. Dışarı çıkın, gezin.. sevdiklerinizle vakit geçirin. İsterseniz bana yazın size destek olmak için her şeyi yaparım. İmkanınız varsa psikolojik destek alın. Kimse yalnız değil sizin, benim gibi dünyada milyonlarca insan var. Biraz yazarken uzattım özür dilerim anlatmamın sebebi yalnız olmadığınızı bilin diye belki biraz içimide dökmüş olabilirim. Özür dilerim.