icimdekikurbaga adlı kullanıcının mesajları

    Aşağılamak da bir çeşit öğretme aracıdır.

    Kendine yapılmasını istemediğini, başkasına yapma

    Bana göre en etkili eğitim bu, acı çekmeyen birisine acıyı anlatamazsınız.

    Haklısınız yaşamadan kimse kimsenin ne çektiğini bilemez, ancak kendi hayatlarından örnekler vererek anlatmaya çalışabiliriz ancak o bile kişinin kendi yaşadığını anlatamaz karşı tarafa. Ben biraz sevgi olmadan yapılacak bir şeyin saygı getireceğini düşünmüyorum. Biraz fazla iyimserim galiba :)

    Homofobik olmasının dayanağı neyse sen de onu aşağıla

    Yani bence aşağılamakla veya hakaret ederek birilerine bir şeyler katabileceğimi düşünmüyorum. Ben kızgınlık olmadan düzgün bir şekilde öğrenmelerini ve ön yargılarını öğrenerek kırmalarını istiyorum. Zorbalıkla veya hakaretle yapılan bir şeylerin, anlayış çerçevesi içinde devam edebileceğini düşünmüyorum.

    Ablamla olan bir konuşmamız sırasında içimi acıtan bir deneyimle, aslında yakınımızdaki kişilerin de, toplumdaki ön yargılarla baktığını çok net fark etmemi sağladı. Aslında farkında bile değiller homofobik olduklarının, onlara göre sıradan, herkesin konuştuğu ve dalga geçerken cümle arasında konuşulacak ve önemsiz şeyler gibi bakıyorlar. Aslında galiba bende çok eskiden öyleydim, ancak biraz araştırmam içinde olmam gerekti anlayabilmem için. Sizce bu durumu nasıl düzeltmeye başlayabiliriz, belki de en yakınımızdan başlayarak? Neleri okumam, araştırmam gerekiyor? Nasıl bir dil ile anlatabilirim/anlatabiliriz?

    Bu "resim 1 aparat şeysi" nin bir adı var mı acaba :D

    Seçim olması için bence benim isteyerek bir şeyleri hissediyor olmam gerekirdi. Kendimden örnek vermek gerekirse, ben "normal" bir aşk yaşayıp, 21 sene boyunca "normal" yaşadım. (Çoğumuz aşkın hiç bir zaman bizim seçimimiz olmadığını bilirsiniz. Kendiliğinden gelişen bir olaydır.) Bir kız arkadaşımı görmemle, o anki psikolojim ile ne olduğunu anlayamadım, geçiştirdim. Bir süre sonra hala aynı hislerle doluydu içim, gözlerine saatlerce bakmak istiyordum, onu her gördüğümde zaman duruyordu benim için ve öyle güzel bir gülüşü vardı ki, o güldüğünde benim içimdeki bütün karanlıklar dağılıyordu. (Bunun gibi duyguların birinden hoşlanmak/aşık olmak olduğunu biliyoruz.)

    Biraz araştırdım, neden böyle hissediyorum diye. Bir kadına, hemcinsime. Daha sonra öğrendim her şeyi. Doğru kaynaklardan, sadece araştırma yapmak bile yetiyor, gerçekten, tüm ön yargıları kırmak için. Sonrasında biraz zor zamanlarım oldu ancak, kendimi sevmeyi öğrendim. Yanlış olmadığımı öğrendim.


    Ufak bir örnek daha vermem gerekirse kendimden, uzun oldu sanki yine kusura bakmayın :)


    Ben trans değilim, kadın olarak doğdum ve bundan yana hiç bir sıkıntım yok, bedenimi seviyorum. Ancak "kız/kadın kıyafetleri" dediğimiz olayı bir türlü kendime uyduramadım. Ben evet kadındım, ancak sizin "erkek kıyafetleri" dediğiniz kıyafetleri giyiyordum. Diyeceksiniz ki bu kesinlikle senin seçimin. Dışarıdan öyle gözüküyor, evet. Ama hep demez miyiz? Kendiniz olmalısınız. Kendinizi nasıl rahat, özgür, 'kendiniz' hissediyorsanız öyle davranmalısınız. Trans olduğumu düşünmüyorum ancak bende tüm bunlarla doğmuşum ve "nasıl rahat hissederek öyle davranmamızı" istiyorsanız, ön yargıları kırmamız gerekiyor. Kimse gerçekten kendini bilen kimse "aa ben ilgi çekeyim, nasıl çekeyim, lgbti olayım bugünde" demiyor.

    Yani daha uzatmamam gerekirse, seçim olduğunu düşünmüyorum.

    Kader olgusu da, bizler genelde içinden çıkamadığımız ve tüm olumsuz olarak yorumladığımız her şeye kader dediğimiz için tam olarak günümüzdeki kader olgusuyla da bütünleştirmiyorum. Ancak doğuştan ve biz var olduğumuz andan itibaren gerçekleşen ve bizi biz yapan bir şey olduğunu düşünüyorum.


    Naçizane fikrim bu yönde. Umarım doğru ve yerinde örnekler ve açıklamalar yapmışımdır kendimce :)

    Hobilerim; basketbol oynamak aslında o biraz hobiden de öte benim için müzik dinlemek, uyumak, stresli veya karamsar olduğumda yalnız olmak ağır basıyor olsa da arkadaşlarımla vakit geçirmek.

    Fobilerim; küçük böceklerden korkmak değil de sanki üstümde yürüdüklerini, ağzıma falan gireceklerini düşünürüm o yüzden onlardan ve örümceklerden özellikle hoş bir kelime değil ama tiksiniyorum biraz, düşününce bile bir garip oluyorum :) Yüksekten çok korkuyorum küçükken korkmazdım ama sonradan baya korkmaya başladım, bir de galiba sevdiğim, değer verdiğim insanların beni sevmeyecek olması, onlar için önemsiz olacağımı düşünmek.

    Öncelikle geçen sene tanımadığım birisine konu açılınca biseksüel olduğumu söyleyince bana açık saçık şeyler sorup beni taciz etmişti.“Lezbiyen misin?”diye sorduktan sonra yani.Biseksüeller,kısacası LGBTİ üyeleri neden yanlış biliniyor ki?Yok sapkınlıkmış,suistimal ediyorlarmış,geçiciymiş.Öyle değil.Ama maalesef bazı insanlar yönelimleri falan yanlış gösteriyor,saçma arayışlardan dolayı ve bunun için flört siteleri vs. olmasına rağmen.Bazı insanlar özentilik,arayış yaptığı için.Ama öyle değil.Bu bazı yabancıların Müslümanlara terörist demesi gibi bir şey.


    Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?

    Ne kadar katılıyorum desem az kalır. Ancak temel olarak zaten hali hazırda lgbti'lere farklı bakılıyorken galiba kendi içimiz de birbirimize de farklı bakabiliyoruz. Bir kaç yerde okumuştum lgbti'liler biseksüellere de farklı bakabiliyorlarmış. Aslında sorun hep birbirimizi farklı görmek istememiz ve ötekileştirmeyi çok sevmemizden kaynaklanıyor olsa gerek.

    İkinci olarak evet aslında bizden bazı kesim de ön yargıları arttırıyor gibi çeşitli nedenlerle. Ben dinlediğim yabancı şarkıcı Demi Lovato sayesinde bu lgbti mantığını öğrendim. Yani varolduğunuzu. Araştırma yaptığımda bir süre bazı abartı şeyler gördüm ve ergen aklı ile çok saçma buldum. Aslında ön yargıları başlatan birazda yine bizleriz.

    Ve tabi ki ülkemizde cinselliğin tabu olmasından dolayı ve lgbti'lerin ötekileştirilmesinden dolayı her birimize cinsellik çok kolay yapıştırılabiliyor. Lgbti isen kesin sapıksın, cinselliğe düşkünsün vs. gibi. Ancak yine tahminimce tabi bu ama, bazılarımız zaten ötekileştirilmiş olmanın verdiği bir durumla, cinselliğin içine atabiliyor kendini, şey gibi düşünebiliriz galiba uyuşturucu kullanmak gibi galiba tam örnek bu olabilir mi bilmiyorum ama. Yani bir şeye kendini kaptırmak ve onsuz yapamamak. Kendimizi tanımaya çalışırken zaten hali hazırda uzaklaşıyoruz her şeyden, bir de yanlış ortamlarda eşcinselliğimizi öğrenmeye kalktığımızda durumlar kontrolden çıkılmaz hal alıyor ve uzaklaşmanın verdiği durumla belki de tek ortak noktamızın birileriyle birlikte olmak olduğunu varsayıyoruz ve normal hayatımız buna evriliyor. Ve belki de çevremizdekiler bunu görüp o durumda ona ve her birimize sapkınlığı çok kolayca yapıştırabiliyorlar.

    Bilmiyorum düşüncem ne kadar doğrudur ama bende bir kaç zamandır neden lgbti'lerin hep cinsellikle anıldığını düşünüyorum ve bu mantık geldi aklıma ne kadar doğrudur bilmemekle yine çok uzattım :)

    Bende çok fazla bir bilgi sahibi olmasam da konuyla alakalı, tabi ki destekliyorum. Kadınların erkekler kadar haklarının göz önünde olması, kullanabilmesi ve bu şekilde yaşayabilmesi. Aynı zamanda bu erkekler içinde geçerli. Eşit bir toplum olabilirsek her konuda, bir çok olayı da halledebiliriz.

    Kadınlara, kız çocuklarına, erkeklere ve erkek çocuklarına yani büyükten küçüğe uygulanan cinsiyet rolleri en aza indirgense aslında kadın erkek eşitliğinden bahsediyor da olmayız galiba, maalesef ki her şey gibi cinsiyet rolleri de çocukluktan aşılanıyor ve eşitlik olarak bahsettiğimiz olayı cinsiyet rolleri çok fazla etkiliyor. Umarım herkes feminizmi doğru anlayıp, cinsiyet rollerine ve eşitsizliğe umursamadan bakmak yerine her konuda eşitliği savunur ve uygular olur.

    Sadece rap değil dinlediğim ama dinlediklerim genelde aynıdır ve eskidir. Sansar Salvo, Sagopa Kajmer, Şanışer en çok severek bunları dinliyorum, Ceza'da var tabi, Ama en fazla Şanışer :)

    Glee'de var hem lezbiyen hemde gay çiftler. Tavsiye ederim güzel dizi.

    Film olarak da; Bugün Eve Yalnız Dönmek İstiyorum, Beni Adınla Çağır, Dualar Bobby İçin, Love Simon, Center Of My World


    Bu kadar benim bildiğim :) Biraz dram olabilirler emin değilim siz bakarsınız :)

    Bende herhangi bir eksik göremedim gayet kullanışlı ve kolay. Ancak hepimizin temel sıkıntısı, kullanıcı azlığı galiba. Bir de üye olanlar olsa da aktiflik sorunu var galiba.

    Aslında kullanıcı arttıktan sonra, uygulama fikri gayet mantıklı gibi bende bir süre olabilir mi söylesem mi diye düşündüm açıkçası. Telefon hep elimizde ve bir siteye girip konuları takip etmektense, bir uygulama olması ve kolay yoldan forma giriş yapabilmek biraz daha kullanıcılar için iyi olur sanırım. Sonuçta artık maalesef hepimiz kolaycıyız. Bildirimler gibi hatırlatıcı ağırlıklı uygulama içi bir kaç şey hem hatırlatma konusunda iyi olur, hemde kolaylık olur gibi.

    Ama tabi şuan için düşünülebilicek bir şey değildir tabi, zaman içinde belki.

    Belki ifadeler arttırılabilir. Gif benzeri şeyler gelebilir. Biraz daha renk katması açısından belki.

    Lubunca ya da labunyaca, Türkiye'de LGBTİ bireyler tarafından kullanılan bir çeşit jargon.

    Yaklaşık dört yüz kelimelik bir dil olan Lubuncanın kökeni 17. ve 18. yüzyıllara dayanıyor...

    Kamusal ve özel alanda diyalogların anlaşılmaması ve bu yolla hayatta kalmak amacıyla ortaya çıktığı düşünülmektedir.

    Teşekkürler bilgi için :)

    merhaba eşcinsel olduğunuzu nasıl anladınız ben bir türlü karar veremiyorum bazen kadınlardan bazen erkeklerden koşlanıyorum ne olduğuma bir türlü karar veremiyorum kafayı yiyicem ne yapmalıyım yada nasıl yapmalıyım yardım edin:(:(:(

    Biseksüel olabilirsiniz belki de, sadece erkeklerden veya sadece kadınlardan hoşlanmıyor olabilirsiniz. Benimde çok fazla bir bilgim yok açıkçası bende yavaş yavaş öğrenip, kavrıyorum bazı şeyleri tabi ama konuyu görmüşken cevaplamak istedim bildiğimce.

    Ben yaklaşık 1 buçuk, belki 2 sene oluyor kendimi sorgulama zamanlarım, yine yaklaşık 1 sene kadar düşündüm hep, acaba olabilir mi kabul süreci yani, biraz düşünme ve anlayabilme sürecim zor oldu ama normal zamanlamadan biraz daha önce kabullendim galiba kendi içimde eşcinsel olduğumu, benim nacizane fikrim eğer daha yeni sorgulamaya başladıysanız kendinize biraz zaman tanıyın, kabullenme veya sorgulama süreci bulunduğunuz konuma veya yaşadığınız çevreye göre değişiklik gösterebilir tabiki, birazda kalbinizin ne söylediğine korkmadan da bakabilmek var galiba.