The King of Sodom adlı kullanıcının mesajları

    Panseksüellik veya omniseksüellik, "pan" (Türkçe: tüm) sözcüğünden türetilmiş bir tür cinsel yönelim terimidir. Bu yönelimi olan kişiler her türlü cinse karşı ilgi duyabilmektedir. Panseksüel teriminin yerine kimi zaman "Antroseksüel" veya "Omniseksüel" terimleri kullanılmaktadır. Bu cinsel yönelim, sadece yaşayan insanlara karşı duyulan bir yönelimdir. Nekrofili, zoofili veya ensest gibi psikolojik parafili çeşitleri, panseksüel teriminin sınıfına girmemektedir. Diğer taraftan Panseksüellik estetik temeller üzerine gelişmiş bir cinsel yönelim olup, biyolojik cinsiyet ayrımı yapmaksızın karşı ya da aynı cinse karşı duyulan cinsel hazzın varlığını ifade eder.

    Poliseksüellik, Poli (çok) sözcüğünden türetilmiş bir tür cinsel eğilim biçimidir. Bu tür insanlar, birden fazla cinsiyete karşı ilgi duyabilmektedir. Bu kavram biseksüellik ve panseksüellik ile karıştırılsa da, biseksüel insanlar sadece iki cinsiyete ilgi duyan insanlardır; panseksüel insanlar ise tüm insanlara ilgi duyan insanlardır. Poliseksüeller ise tüm cinsiyetlere ilgi duymayabilir. Bunun yerine, ikili cinsiyet anlayışının dışında transgender, interseksüel, iki ruhlu ya da üçüncü cinsiyetten olanlara ilgi duyabilirler.

    Slm arkadaşlar, iş ararken cinsiyet kimliği veya cinsel yöneliminizden kaynaklı yaşadıklarınızdan bahsedebilir misiniz?

    Gittiğiniz herhangi bir iş görüşmesinde cinsiyet kimliği veya cinsel yöneliminizden kaynaklı taciz, ayrımcılık, pozitif ayrımcılık ya da farklı bir olayla karşılaştıysanız lütfen bu konu altına yazın.

    Youtube kanalınızı biraz inceledim fakat şunu belirtmeliyim ki Youtube'da başkalarına ait içerikleri kopyalayarak para kazanamıyorsunuz.

    Özgün içerik oluşturmanız gerekiyor, bu şekilde para kazanabilirsiniz

    Ayrıca Youtube'da öyle düşünüldüğü gibi yüksek paralar kazanılamıyor, özgün içerik oluştursanız dahi milyon aboneye ulaşana kadar ancak masraflarınızı karşılayabilecek kadar para kazanabilirsiniz.

    Kuran'da, A'raf Suresi 80 ve 81. ayette Lut kavmi için "Lût'u da Peygamber olarak gönderdik. Hani o kavmine şöyle demişti: "Sizden önce âlemlerden hiçbir kimsenin yapmadığı çirkin işi mi yapıyorsunuz?"", "Hakikaten siz kadınları bırakıp, şehvetle erkeklere yaklaşıyorsunuz. Hayır, siz haddi aşan bir toplumsunuz." denilmektedir.


    Aksine eşcinselliğin kökeni Lut kavminden ileriye, insanlık tarihi kadar eskiye dayanıyor. 1500'ün üzerinde hayvan türünde de eşcinsellik var.


    Tarihin ilk epik şiiri sayılabilecek olan Gılgamış destanında yer alan Enkidu-Gılgamış ilişkisinin homoerotik okunabileceğini birçok bilim insanı kabul etmiştir. Gılgamış’a bir “arkadaş” olarak yaratılan Enkidu’nun ölümünden sonra Gılgamış’ın ağıtı nerdeyse bir “kadın”ın ağıtıdır. Gılgamış kendini yerden yere atar, giysilerini parçalar, saçını yolar. Sümer (güney Mezopotamya) edebiyatının ilk eserlerinden kabul edilen bu destan, daha sonraları Mezopotamya’nın kuzey/güney farklılığı konusunda da öngörüleri doğrulamaktadır. M.Ö. 2. binyıl içerisinde kuzeyde Asur, güneyde ise Babil olarak tanımlanan Mezopotamya uygarlıklarında, Babil’in eşcinselliğe daha ılımlı yaklaşımı göze çarpmaktadır. Asur yasalarında eşcinsellik cezalandırılırken, Babil yasalarında bu konuda herhangi bir ceza bulunmamaktadır. Aynı dönem içerisinde diğer bir önemli uygarlık olan Hititlerde de eşcinsellik karşıtı bir yasa yoktur.


    Diğer bir uygarlığın, Mısır’ın ise, eşcinsellik konusundaki yaklaşımı bazı arkeolojik kalıntılar ve tarihi belgelerden bilinmektedir. Bu kadim uygarlığın mitolojisinde yer alan öneli tanrılardan Seth ve Horus’un hikayesi ilginç bir örnek sunmaktadır. Her ikisi de erkek tanrılar olan Seth ve Horus, Seth’in Horus’u baştan çıkarma girişimiyle farklı bir boyut kazanır. Bir hikayede Seth, Horus’u baştan çıkarmayı başaramaz, ama Horus’a “arkan ne güzelmiş” der. Seth, Horus’u evine yemeğe çağırır ve bu buluşma Seth’in Horus’un bacakları arasına boşalmasıya sonuçlanır. Hikayenin başka bir türevinde ise Horus kendi spermini Seth’in en çok sevdiği sebzelerden biri olan marul üzerine akıtarak ve Seth’in bunu yemesini sağlayarak Seth’i hamile bırakır.


    Mısır’ın farklı cinsiyet kimliklerine yaklaşımının bir diğer dışavurumu ise tanrı Hapi’dir. Nil nehrini temsil eden bu tanrı bir erkek olarak tasvir edilmesine rağmen, bir kadının göğüslerine sahiptir. Kadın göğüsleri Nil nehrinin bereketini simgelemektedir. Belki de günümüzde “trans-gender” olarak tanımlanabilecek olan bu tanrının Mısır’ın en önemli tanrılarından biri olduğunu unutmamak gerekir.


    Eşcinsellik tarihi açısından diğer bir önemli buluntu ise, yine Mısır’da Niankhnum ve Knumhotep’e ait mezardır. Meslekleri “saray maniküristlerinin şefleri” olarak tanımlanan bu iki kişinin birbirleriyle olan ilişkisi de tartışma konusudur. Klasik Mısır sanatında sadece eşler için kullanılan yakınlık göstergeleri (yakın kucaklaşma, burunların birbirine değmesi), bu mezarda iki erkek için kullanılmıştır. Her ikisinin de evli olduğu bilinen Niankhnum ve Khnumhotep’in bu derece yakın bir ilişki içerisinde tasvir edilmesi kimi bilim insanları tarafından ikiz oldukları şeklinde yorumlanmış olsa da, Mısır sanatı ve kültürü içerisinde ayrıcalıklı bir durum olarak göze çarpmaktadır.


    Antik çağ içerisinde eşcinsellik konusunda en zengin kaynaklardan birine sahip olan kuşkusuz antik Yunan uygarlığıdır. Belgeler yanında sanat eserleri de antik Yunan eşcinselliği konusunda oldukça geniş bilgiler sunmaktadır. Yazınsal olarak elimizdeki en eski kaynaklardan biri olan Homeros’un İlyada’sında (M.Ö. 8. yüzyıl) doğrudan değinilmemesine rağmen, destanın en önemli karakterlerinden biri olan Akhilleos’un Patroklos’la olan ilişkisi klasik dönem (M.Ö. 5. yüzyıl) yazarları tarafından bir aşk ilişkisi olarak tanımlanmıştır. Paiderastia, bu dönemde daha olgun bir erkeğin (erastes – 20’li yaşlarında) daha genç bir erkekle (eromenos – ergenlikten 18 yaşa kadar) olan ve cinsellikle beraber genç erkeğin eğitimini de içeren ilişkisini tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Bu tür ilişkilerde (“aktif” tarafın daha olgun olan taraf olduğu) anal cinsellik yazınsal olarak yadırgansa bile, (genel olarak öngörülen bacak arası sürtünerek yaşanan bir cinsel birliktelikti) gerçeğin (!) ne olduğu konusunda komedi yazarları ipuçları sunmaktadır.


    Antik Yunanistan’daki eşcinsellik konusunda belki de en çarpıcı ilişkilerden biri, Atina’nın adlarına heykeller dikerek kutladığı Harmodios ve Aristogeiton’dur. Tiranisid’ler olarak bilinen bu ikili, bir tiran (siyasi erki zorla ele geçiren biri) olan Hipparkhos’u öldürmüşlerdir. Sevgili oldukları bilinen Harmodios ve Aristogeiton, Atina agorasında (pazar yeri) heykelleri dikilen ilk vatandaşlardır. Antik Yunanistan’da tüm eşcinsel ilişkilerin erastes-eromenos idealine bağlı olmadığı ve bu “ideal” dışındaki ilişkilerin de horlanmadığı bazı diğer belgelerden de bilinmektedir.


    Kadın eşcinselliği konusunda antik Yunanistan’dan en iyi bilinen kişi kuşkusuz Sappho’dur. Antik yazarlar da dahil olmak üzere şiirleri hayranlık uyandıran bu şair, Yunanistan’ın Lesbos (Midilli) adasındandır (günümüzde kadın eşcinseller için kullanılan lezbiyen terimi bu adanın isminden gelmektedir). Evli olsa da ve erkeklere de aşk şiirleri yazsa da, şiirlerinin ana temasını oluşturan kadın güzelliği ve kadın bedenine şiirsel yaklaşımı, antik yazında ender raslanan kadın eşcinselliği konusunda kısmen de olsa zengin bir kaynak oluşturmaktadır.


    Roma uygarlığının, Yunan uygarlığından etkilendiğinin açık olmasına rağmen, cinselliğe daha heteronormatif olarak yaklaştığı söylenebilir. Bir erkeğin diğer bir vatandaş erkekle cinsel ilişkisinin tabu olduğu Roma’da, bir erkeğin köle bir erkekle (veya eğlence sektöründe çalışan infames – şarkıcı, dansçı, vs. – kişilerle) aktif olarak yaşadığı eşcinsel bir ilişki normal kabul edilmekteydi. Bu öngörüye rağmen, bazı ileri gelen Roma liderlerinin cinsel yaşantılarının normatif olmadığı da bilinmektedir.


    Julius Caesar hakkında “her kadının erkeği, her erkeğin kadını” dendiği, Roma İmparatorlarından Tiberius’un cinsiyet ayrımı gözetmeksizin orjiler düzenlediği, Nero’nun ise sevdiği bir genç erkeği hadım ettirerek evlendiği bilinmektedir. Belki “skandallar” başlığı altında anılabilecek bu Roma imparatorların cinsel hayatları dışında bir istisna Hadrian’ın Antinoos’a olan aşkıdır. Bir Anadolu kentini ziyareti sırasında (büyük olasılıkla modern Bolu’da) karşılaştığı Bithinya’lı gence aşık olan Hadrian onu korumasına almıştır. Antinoos’un daha 20 yaşındayken Mısır’da sebebi bilinmeyen ölümünden sonra Hadrian onun adına bir şehir kurmuş (Antinoopolis), imparatorluğun her yanına heykellerini diktirmiş, hatta onu tanrılaştırarak adına tapınaklar inşa etmiştir.


    Yukarıdaki çok kısa özet, Roma imparatorluğunun sonuna kadar olan süreçte eşcinsellik tarihinden kısa “kapı-aralıkları” sunmaya çalışmıştır. Kuşkusuz, gerçek bundan çok daha karmaşıktır. Tarih boyunca cinsellik (eşcinsellik de dahil olmak üzere) ve cinsiyet, bir güç arenası olmuş, olmaya da devam etmektedir. Siyasi erkler tarafından kategorilere ayrılan, tabulaştırılan ve çoğu zaman yasaklanan cinsellik tüm formlarıyla insan doğasının her zaman ayrılmaz bir parçası olmuştur.


    Kaynaklar:

    Diyanet Kuran Meali,  A'raf Suresi 80. Ayet - kuran.gen.tr

    Antik Çağda eşcinsellik – kısa bir bakış - yeniduzen.com

    Onlarin bize saygisi yok.Fakat biz saygi duyuyormus gibi gozukmeliyiz evet ikiyuzlu bir tutum olacak.Fakat onlari dinlemeliyiz.Kabul etmelerini,bunun anormal bir sey olmadigini anlamalarini saglamaliyiz bence.Ne de olsa "homofobi" tedavisi olan bir hastaliktir:)

    Bence biz de onlara aynı şekilde davranmalıyız, kendileriyle ve inançlarıyla dalga geçmeliyiz.

    Onların dalga geçilecek tarafı kat ve kat bizden fazla


    Güç sahibi olmalarının da önüne geçmeliyiz

    Hatta "Düşmanımın düşmanı dostumdur" da diyebilmeliyiz.

    Zaten eşcinsel bir insanın ne kötülüğü olabilir ki, toplum zaten biliyor zarar gelmeyeceğini ama. din yönünden bakınca yasak o yüzden dine düşkün insan sırf din kötülüyor diye kötü gözle bakılıyor.

    Sadece eşcinsellere değil, eşcinsellere sempati duyanlara da aynı gözle bakıyorlar.

    Neymiş efendim Lut kavminin helak nedenlerinden biri de eşcinselleri savundukları ve eşcinsellere göz yumdukları içinmiş.

    Bu nedenle çoluk çocuk masum demeden tüm kavim helak edilmiş.


    Neyse ki insanlar bilinçleniyor, böyle saçmalıklara artık inanmıyorlar.

    Onlara olan bakış açımız onlar gibi olursa onlardan bir farkımız kalmaz. Bu yüzden her insana davrandığımız gibi davranmalıyız ki eşcinsel insanlar hakkındaki düşüncelerini değiştirebilsinler.

    Gördükleri yerde bize küfür edip haklarımıza tecavüz eden, rejimin değişmesi durumunda bizi ilk fırsatta öldürecek; vücutlarına onlarca kilo patlayıcı madde bağlayıp canlı bomba olarak kendilerini patlatan insanlara iyi davranmamız durumunda bize iyi davranabilecekleri iddia ediyorsunuz...


    Dincileri eğitimle ya da onlara iyi davranarak değiştiremezsiniz!

    Onlar için kesin referans kutsal kitapları ve peygamberlerinin sözleridir.


    Eğer kutsal kitap olarak gördükleri ve hiç bir şekilde değiştirilmediğini ve değiştirilemeyeceğine inandıkları kutsal kitaplarını ve peygamberlerinin sözlerini değiştirebilirseniz bir şansınız var demektir.


    Düşündükleri gibi; kendilerine mükafat olarak sunulan sonsuz bir hayat, mutluluk, huriler, baldan dereler ve ırmaklar karşısında dünyanın bir önemi olmamalı.. haksız mıyım?

    gözlerimde ki rahatsizlik nedeniyle %48 ömur boyu engelli raporu aldim ve bu yuzden ozel guvenlik sertfikasini hic bir zaman alamiyacam

    İş ve İşçi Bulma Kurumu'na kayıt yaptırmadıysanız oraya kayıt yaptırın.

    Belli bir çalışan sayısına sahip iş yerlerinin engelli çalışan çalıştırma gibi bir zorunlulukları da var

    Bu nedenle önceliğiniz olmuş olur

    EvrenDevang 'a katılıyorum.

    Şanlıurfa'da kolay bir şekilde Özel Güvenlik Görevlisi sertifikası alabilirsin

    Daha sonra Şanlıurfa veya İstanbul, İzmir gibi istediğin bir şehirde de çalışabilirsin.

    Özel Güvenlik sertifikası alman 1500 2000 TL'yi bulur

    En fazla iki ayda sertifikayı alırsın

    Detaylı açıklama olmuş , teşekkürler

    Rica ederim, islam dini ciddi anlamda tehlikeli bir din. öyle hoş görü falan yok!

    İslam hoşgörü dinidir gibi söylemler islamcıların islam dinini sempati göstermesine ve yayılmasına yönelik uydurdukları söylemler

    Kuran'ı bilmiyorum okudunuz mu, yahudilere, hristiyanlara, islam dinine inanmayanlara karşı nefret ve şiddet içeren söylemler var.


    Mâide Suresi 33. Ayet'te islam dinine inanmayanlar ve sorgulayanlar için şöyle diyor;

    "Allah ve resulüyle savaşanların ve yeryüzünde bozgunculuk yapmaya çalışanların cezası şudur: Öldürülürler yahut asılırlar yahut elleriyle ayakları çaprazlamasına kesilir yahut bulundukları yerden sürülürler."


    İslam'ın din olarak görülmesini bile doğru bulmuyorum, Kuran nefret ve şiddet söylemleri içeren bir kitap,

    Dini bir kitap olarak görülmesi bile doğru değil, yasaklanmalı.

    Anlayamıyorum, toplumumuzda İslamcılara saygı duyunca sanki islamcıların kendilerine saygı duyacağını ve kendilerine bazı haklar

    vereceklerini sanan bir sürü beyinsiz var.


    islamcılar sana saygı duymaz!


    bir islamcı için en iyi eşcinsel ölü eşcinseldir


    Sen onlar için sapıksın, tanrının lanetlediği bir şeysin, seni toplumda yayılmaması gereken bir hastalık, sapkınlık olarak görüyorlar, senin öldürülmen gerekir.

    Senin varlığına bile tahammül etmezler, İslamcıların yalanlarına kanmayın, ellerine güç geçince seni acımadan öldürürler.

    Suudi Arabistan, İran, Irak, Suriye, Çeçenistan'da eşcinsellerin öldürülme sebebi islam dininden başka bir şey değil!

    Konu din olunca değişir

    İslam dini bana göre %99 uydurma, oldukça tehlikeli ve o kadar da farklı amaçlar için kullanılabilecek bir din


    “Lût kavminin çirkin işini yapanı görürseniz, fâili de (yapanı da) mef’ûlü de (yapılanı da) öldürünüz!”

    (Tirmizî, Hudûd, 24/1456; Ebû Dâvûd, Hudûd, 28/4462)



    bir hadis, yani müslümanların peygamberi muhammed'in bir sözü


    islamcılar seni beni öldürerek sevap kazanacaklarını, cennete gideceklerini düşünürler

    benim veya senin ölmen onlar için dünyadan bir pisliğin, sapığın temizlenmesi demek.


    İslam dinine ve islamcılara göre eşcinsel hakları diye bir şey de yok.

    varlığımız bile islam dinine hakaretmiş,

    islamcılar eğitilmezler, kutsal kitaplarında ne geçiyorsa; peygamberleri ne diyorsa o.

    LGBTİ bireyler olarak İslam dinine ve İslamcılara bakışımız nasıl olmalı?

    Eminim neden İslam ve İslamcılar diye düşünenler olacak, buna dayanarak;

    Çoğunluğu islam dinine inanan insanların olduğu bir toplumda yaşıyoruz... hayatımızı zehir eden islam dini ve islamcılar!


    Yorumlarınız için şimdiden teşekkür ederim.

    Sırbistan’ın eşcinsel başbakanı Ana Brnabic’in partneri Milica Djurdjic, bir bebek dünyaya getirdi. Sırbistan Başbakanlık Ofisi, suni döllenmeyle hamile kalan Djurdic’in yaptığı doğum sonrası “Ana Brnabic, görevdeyken partneri doğum yapan ilk başbakanlardan biri. Eşcinsel bir çift olarak ise bu, dünyada bir ilk” açıklamasını yaptı. Başbakanlık ofisine göre, anne ve bebeğin sağlık durumları iyi.


    1-jFew.jpg


    Sırbistan’da 2017’de seçimle başa gelen Ana Brnabic, ülkenin ilk kadın ve ilk eşcinsel başbakanı oldu. Brnabic’in seçilmesi, eşcinsel evliliğin yasal olmadığı ve LGBTİ’lerin sıklıkla rahatsız edildiği bu Balkan ülkesi için sürpriz olmuştu. Brnabic ve eşcinsel partneri Djurdjic, konser ve sergi açılışı gibi birçok etkinliğe birlikte katıldı.


    Medyascope

    Mykonos Adasinin Papaz efendisi pazar vaazında cehenneme gitmemek için işlenmemesi gereken günahları anlatıyor..

    "Birincisi: öldürmeyeceksin, çalmayacaksın, zina etmeyeceksin."

    "En buyuk günah ise, oğlancılıktır" diyor..

    "Yunanlı'nin zaten bu konuda adı çıkmış..

    Bu günahı zinhar işlemeyin."

    "Eğer işlerseniz bilin ki..."

    Bir nefes alıp anlatıyor papaz efendi "bu günahın kefaretini..öbür dünyada sırat Köprüsü var ya, Sırat köprüsü..

    Işte bu köprüyü geçerken becerdiğiniz bütün erkekleri sırtınızda karşı tarafa taşıyacaksınız..

    Ona gore..."Vaazi dinleyen Todori, arkadaşının kulağına eğilmiş:

    "Yandık ki ne yandık.. Bugüne dek en az yüz erkek becerdim ben, köprüden geçerken sırtımda yüz erkeği nasıl taşırım?"

    "Düşündüğün şeye bak" diyor, arkadaşı... "Ölmeye yakın verirsin birine, binersiniz hep beraber onun sırtına..."

    Kasabanın birisinde çapkınlıklarıyla ünlü imam ve bekçi varmış. O kadar zampara imişler ki, uçan dişi sineği bile götürüyorlarmış. Bir gün kasabaya, mesleğinin baharında genç, idealist bir doktor bey atanmış. Genç doktor, hem yakışıklı hem de çok parlak kız gibi bir şeymiş.

    Doktoru gören bekçi ile imam, birbirleriyle iddiaya girmişler. Doktoru önce kim götürürse iddiayı o kazanacakmış. Günlerden bir gün, akşam üzeri kasabanın bekçisi doktorun muayenehanesine gitmiş. Doktora rahatsızlığını söylemiş. Doktor, bekçinin üzerini çıkartıp, sedyeye uzanmasını söylemiş. Bekçiyi muyene etmeye başlamış. Elini bekçinin kırtına ve göğsüne sürerken bekçi doktorun elini nazikçe tutmuş;

    BEKÇİ: "Doktor bey sana birsey söylemek istiyorum"

    DOKTOR: "Söyle bakalım"

    BEKÇİ: "Ben senden hoşlanıyorum. Mümkünse seni birkere yapmak istiyorum"

    DOKTOR: "Hay hay neden olmasın. Biz hastalarımızın her türlü ihtiyacını karşılamak için görev yapıyoruz."

    DOKTOR: "Yalnız, şimdi akşam üzeridir, insanlar işten çıkmıstır, muayenehaneme uğrayabilirler, sen şu pencereden bir bak bakayim sokak sakin mi, yakalanmayalım." der.

    Pencereler yukarıya doğru açılıp altan mandallanan pencerelerdenmış. Bekçi pencereyi yukarıya doğru kaldırıp başını dişarı çıkartıp sokağa bakmaya başlamış. Tam bu sırada doktor pencerenin mandalını çevirerek pencereyi kapatmiş ve bekçinin başı dışarıda kalacak şekilde bekçi sıkışmış. Doktor bekçinin arkasına geçip pantolonunu indirmiş ve başlamış gidip gelmeye. Doktor gidip geldikçe bekçinin ağzındaki düdük "düüürt düüürt" diye ötüyormuş. Tam bu sırada sokaktan geçmekte olan imam efendi;

    İMAM: "Hayırdır bekçi efendi, o pencerede ne işin var"

    BEKÇİ: "Bakıyorum asayiş berkemal mi?"

    İMAM: "Sen onu benim külahıma anlat. Ben dün gece sabaha kadar o pencerede ezan okudum" demiş.