Transseksüel Olmak ve Zorlukları

  • Bazılarınız merak ediyor olabilir bir trans kadının hayatı nasıldır diye. Bazılarınız da bazen trans olmayı düşünüyorum gibi şeyler yazıyor bu forumda. Ya da buna benzer şeyler. Gelin şimdi trans bir kadından yaşamın nasıl olduğunu dinleyin.



    Öncelikle sosyal yaşamında trans olduğunuzu benim gibi gizliyorsanız problemler ardı arkası kesilmeden devam eder. Hoş trans olduğunuzu söyleseniz onun da problemleri farklı ya konumuz bu değil ama.



    Benim gibi insanlar için hayatın iki önemli aşaması vardır. Ameliyat öncesi ve ameliyat sonrası. (Tabi geçiş süreci de önemli)


    not: yazacaklarım tamamen kişisel tecrübelerdir.



    Ameliyat olmadan önce tuvalete bile girmek benim için işkenceydi. (En azından benim için öyleydi diyebilirim) Vücudumdan o kadar irrite oluyordum ki koli bantları ve kumaşlarla acayip acayip şeyler yapıp örtmeye çalıştığım, canımın fiziksel olarak çok acıdığı ve bazen de acıdan yürümekte zorlandığım zamanlardı. Neredeyse bir keresinde çok ciddi bir kanama yaşamışlığımda yok değil. Çoğu zaman tuvaletimi kedi gibi tutardım. Artık dayanamayacağım ana gelene kadar tuttuğum zamanları bilirim. Bazen yapamazsınız da kaçırırsınız falan İğrenç şeyler yani. Banyoya girerken tarikatçı gibi kıyafetlerle girer doğru dürüst temizlenemeden geri çıktığım zamanlar da oldu. Cinsellik namına ne bir his ne de bir duygunun olduğu zamanlar. Öyle ot gibi yaşadığım zamanlar. Ergenlik çağına girmeyen çocuklar gibi düşünün bu kısmı. İnsanlar neden aşka ve cinselliğe bu kadar değer veriyor diye aptal aptal düşünürdüm. Artık durumum bir noktadan sonra o kadar boktan hale gelmişti ki ailem bile bana kızamaz oldu. (Gene kızıyorlardı tabi) Sonunda kabullendiler. Üstünüzün ve bir kısmınızın çıplak olması gereken zamanlar tuvalet, banyo gibi benim için işkence gibiydi yani kısaca. Gerçi daha birçok konu işkence gibiydi. Sokakta yürümek, okula gitmek, insanların size dokunması, fotoğrafınızı çekmeye çalışması, yüzünüzde çıkan tüyler ne bileyim. Zaman geçtikçe değişen vücudunuz. Çok kötüydü. Bu öyle aman kadın gibi davranayım, kadın gibi giyineyim gibi bir şey kesinlikle değil. Zaten öyle bir durumda düşündüğünüz en son şey giyim kuşam. Okulda garip davranışlarımı fark ediyorlardı. 6-7 defa okul değiştirip en sonunda lisede okulu bırakmıştım. (Sonradan bitirdim) okulda yaşadıklarımı anlatmama gerek yok. Benzer şeyleri birçok kişi yaşamıştır. Mental olarak yıpranmış haldeydim. Bu okul hayatı çok enteresan bir dönemdi. Buda başka bir yazının konusu olsun.



    En sonunda doktorların da yönlendirmesi ile tedavi süreci başladı bu süreç boyunca gurup terapileri, bireysel terapiler, bolca geçen yalnız günler ve asosyal bir dönemden sonra biraz da olsa vücuduma yaptığım işkencelerden vazgeçmeye başladım. Yani en azından tuvalete banyoya girebildiğim zamanlardı.



    Doktor tedavisi burada gerçekten işe yarıyor. Yani birtakım ilaçlar vs içiyorsunuz. Antidepresanlar, hormonal ilaçlar vs. Biraz kendimi rahat hissetmeye başladığım zamanlar. Hatta duygusal anlamda karşı cinse karşı bir şeyler hissediyor ama bu normal anlamda cinsi bir histen ziyade erkekler ne kadarda muhteşemler gibi bir his.



    Bu hormon tedavileri vs devam ederken artık giyim vs olarak tabi kadın gibi giyinmeye kadın gibi yaşamaya başladığım zamanlar. Ama benim hayatta en son takıldığım şey giyim kuşam. Yani şuan bile gömlek ve pantolonla gezen bir insanım. Hiç öyle kadın gibi giyineyim aman makyaj yapayım diye bir özentim olmadı. Çoğu zaman makyaj yapmıyorum. Üniversitede bile yaptığım makyaj bir elin parmağını geçmez yani. Benim sorunum tamamen bedenseldi.



    Fotoğraf falan çekinmeye başladığım zamanlar da burada başlıyor. Yüzümdeki tüylerin gitmesi, biraz ilaçların vs etkileri. :) Bu dönemde zoraki bir yakınlaşmam olmuştu karşı cinse ama açıkçası hiçbir şey hissedememiştim. Bunu neden yaptığımı da bilmiyordum. Kafam karışıktı. Gene de kendimi kabullenmek için iyi bir fırsattı belki. Gerçi sonradan çok irrite olup karşı tarafı da pişman etmiştim. :D Her neyse. Gel zaman git zaman derken ameliyat oldum. Kimlik bok püsür falan değişti. Bir küçük operasyon daha geçirdim. Cinselliği ergenliğe yeni giren tüyü bitmemişler gibi 20 yaşında keşfetmeye başladım. Libido seviyesi arttı. Masturbasyon falan yapmaya başladığınız dönemi düşünün işte. Orama burama dokunup bişeyler hissetme kısmı. İşte o an insanın aşk adına yaptığı ve yapacağı şeyleri anlamaya başlamışsınız demek oluyor. Karşı cinse falan daha farklı bir gözle bakıyorsunuz. Yani bende böyle oldu. Erkekler daha farklı gelmeye başlıyor. :D Önceden sadece ilgi olarak bakarken şimdi daha farklı yani. :D



    Artık sağlığına kavuşmuş bir insan olarak hayata devam etmem gerekiyordu tabi. Üniversite sınavlarına girdim. Kazandım.



    Ama sorunlar bir türlü bitmek bilmedi. Hayat trans kadınlar için işkence gibidir ya. Üniversiteyi kazanırsınız ama kazandığınız üniversite Anadolu’nun küçük bir şehrindedir. Çantayı toplar gidersiniz ama trans olduğunuzu kimselere söyleyemezsiniz. Arkadaşlarınızdan, hocalardan trans olduğunuzu saklamanız gerekir.



    Nitekim bende öyle yaptım. Hiç kimseye söylemedim. İki ayrı sosyal medya hesabı açtığımı bilirim. Birine akrabaları birine okuldaki arkadaşlarımı falan eklerdim. Olur da biri ağzından kaçırır eyvah eyvah. Üniversite benim için çok farklıydı. Çok güzel arkadaşlarım oldu. çok sıkı dostlarım oldu. Hiçbiri beni anormal bulmadı. Resmen sıradan bir insan olmuştum. Muhteşem bir his bu ama hiçbirine söyleyemedim trans olduğumu. Üniversitede zaman geçtikçe içimde bir paranoya büyümeye başladı. Ya biri öğrenirse ya ev sahibi duyarsa ya o olursa ya bu olursa diye artık bunu öyle bir takıntı haline getirdim ki acayip acayip obsesyonlar geliştirmeye başladım. Benim gibi gizli bir hayatı yaşayan herkes böyle bir hisse kapılmıştır eminim. Başa çıkması zordur. Sırf bu paranoyalar azalsın diye psikiyatriste gidip anlatmayı bile denedim ama doktora da söyleyemedim ki durumu. Öyle bir kısır döngü düşünün. Zaman geçtikçe kaygılar azaldı trans olduğumu aklıma getirmemeye karar verdim. Her şeyi unuttum normal bir insan gibi hayatıma devam ettim. Bu unutuş öyle bir unutuştu ki bir noktadan sonra durumu kanıksadım. Trans olduğum için utandığım bir dönem. Hiç kimseye söyleyemezdim. Çünkü bu utanılması gereken bir şeydi benim için.



    Yani benim gibi gizli bir trans iseniz hayatınızın her döneminde ya okuldakiler öğrenirse? Ya iş yerimden öğrenirlerse ve beni işten çıkartırlarsa? Diye düşünmeye başlıyorsunuz. Hayatınıza sevgili anlamında kimseyi sokamazsınız çünkü büyük bir risktir. Bir noktadan sonra da kendinizden utanıyorsunuz benim gibi.



    Ben şu an trans kadın olduğumu kabullenmek istemiyorum. Geçmişim ile yüzleşmek istemiyorum. Nefret ediyorum bana trans denmesinden. Hormon ilaçlarını içiyorum ama kontrole falan gitmiyorum. Doktora belki en son 6-7 sene önce gittim konuyla alakalı. Bende kafama göre içiyorum hormon ilaçlarını. En son eski bir arkadaşımla bana trans dediği için kavga bile ettim.



    Hatta o kadar utanıyorum ki LGBTİ üzerine olan bu sitede anonim bir hesaptan yazmama rağmen translarla ilgili hiçbir gönderiye yorum yapmadım ve trans olduğumu belirtmedim şimdiye kadar.



    Bir keresinde internette tanıştığım bir trans kadın ailesinden kaçıp istanbul’a gelmek istediğini ailesinin kendisini asla kabul etmeyeceğini elbise ve topuklu ayakkabı giyip dışarıda gezmeyi kadınlığını yaşamayı çok istediğini ve bir de erkek arkadaşı olmasını istediğini söylemişti şaşırmıştım. Tamam elbette insan istediğini giymek ister. Bende topuklu ayakkabı giymeyi severim. Bence topuklu ayakkabının farklı bir asaleti var :D Ama bir insanın tek problemi ayakkabı olsun yahu. Ne kadar rahat insanlar var aranızda. Bu insanları görünce hayret ediyorum doğrusu. Bende mi bir başka bir problem vardı diye. Yani sırf makyaj yapıp topuklu giymek o kadar problem değil. Çoğu zaman unisex giyinen, saçlarını kısa seven, makyajı da arada bir yapan biriyim. Bunların hiçbirini yapmasam da hayatımda çok bir şey değişmezdi. Yarın bir gün bi moda gelir erkekler topuklu giymeye başlar Bu böyledir. Benim liseye gittiğim zamanlar dar paça pantolon giyen erkeklere ibne diyip gülen insanlar bugün dar paça pantolon giyip küpe takıyor.


    Bundan 50 yıl önce yaşasam belki bu tedavilerin hiçbirini olamayacaktım. Hayatıma o şekilde devam etmem gerekecekti. Belki 50 yıl sonra yaşasaydım da çok daha iyi imkanlar olacaktı kim bilir. Ama günümüz imkanları ile yine de %100 olamasa da sağlıklı bir insan olarak hayatıma devam etmemi sağlayan tıp hekimlerine de teşekkürü borç bilirim.


    Yani gençler kıyafet giymek, ayakkabı giymek, makyaj yapmak bunlar sizi transseksüel yapmaz. Bunlar sosyal hayatın içinde var olan şeyler.


    Biraz içimi dökmek istedim sadece.


    Ben hala kendimi trans kadın olarak görmüyorum. Görmeyeceğim de. Rahatsızlığı olan ve tedavi olmuş bir insan olarak görüyorum kendimi. Umarım bir gün herkes bunu böyle kabul edebilir.


    Kalın sağlıcakla.

  • Bence her şeyden önce sen cesur bir insansın. Sence de hepimizin bu forumda üyelik açma sebebimiz korkularımız değil mi zaten ? Baksana saçma sapan profil fotoğraflarının altında nasıl insanlar gizli. Kadın veya erkek önemli mi bilmiyorum yani emin olun dediğin gibi 50 yıl sonra cinsiyetin bir önemi kalacağını sanmıyorum. Ve bir noktaya belirttiğin için ben de bir iki şey söylemek isterim.


    Trans kadın-erkek diye insanların zaten bir kutba çekilirken bir daha ayrıştırılmasına karşıyım. Yani senin hikayen gibi birçok arkadaşım var. Kendini trans gibi saçma bir kalıba tekrar sokmak istemiyorlar. Ki yüzde yüz haklısınız. Ben kendimden örnek vereyim; lezbiyen veya biseksüel diye niye kendimi kalıba sokayım ki gerek var mı buna . Her şeyden önce bence insan olmamız en önemlisi. Sen veya ben yolda aç bir kedi yavrusunu görünce kendi çocuğumuz gibi ona üzülüp onu besliyorsak en üstün insan biz oluruz. Nietzsche'nin üstün insan tanımı her zaman yenilenmemiz gerektiğini söyler, sen de tedavini olmuş ve yenilenmiş bir bireysin.


    Umarım hayatın hep istediğin gibi mutlu geçer tekrar cesaretinden dolayı tebrik ederim.

  • Buna uzunca bir yorum yapacağım ama bilgisayardan yazmam gerekli şurada kalsın bakalım. Açıkladıklarina şaşırdım cis kadın sanıyordum ki bence trans ibaresi yalnızca tıbbi bir terim olmalı. Neyse görüşmek üzere :)

    " Hiçbirşey rastlantı değildir!" sm

  • Katılıyorum sana kesinlikle. Matrix filminin yönetmenleri Wachowski kardeşlerde trans kadın ve süreci tamamladıklarında bir yazılarını okumuştum orada ömür boyu sürecek ve hiç bitmeyecek bir mücadele olarak söz etmişlerdi hayatlarından. Bende böyle düşünüyorum. Senle çok benzer şeyler yaşadım disfori bazen insanı çıldırtacak boyuta gelebiliyor. Özellikle fotograf olayını çoğu kişi pek anlamıyor ama gerçekten kendin gibi hissetmediğinde kimlik inşasını tamamlayamadığında çoğu şey anlamsız geliyor. Gerçi ben direk erkeğim diyemiyorum ruhum cinsiyetsiz gibi o yüzden non binary kavramında kendimi buldum yinede biyolojik olarak kadın olmak bazen gerçekten beni altüst ediyor. Cinsel kimlikte senin beyanın önemli tabiki insanlara trans olduğunu söylememeyi tercih edebilirsin ama bence trans olmaktan utanmamalısın.


  • Şu anda bile çok acı çekiyorum zihnimde. Kendi evimde bile banyoya ve tuvalete girmekten nefret ediyorum. Kendi sesimi duymaktan da nefret ediyorum. Ne kadar uğraşsam da bu depresyondan kurtulmayı bir türlü başaramıyorum. Sürecim daha yeni başlamıştı ki salgın çıktı evde oturmak dışında bir şey de yapamıyorum. İntihar etmek bile son birkaç gündür ciddi ciddi geçiyor aklımdan. Gerçi intihar düşüncesi sürekli vardı ama son bir haftadır yoğunlaştı iyice. Hayatımda gerçekten hiçbir sorun olmadan (veya en azından normal insan problemleri yaşayarak geçirdiğim diyelim) geçirdiğim bir gün bile yok. Arkadaşlarıma derdimi anlatmaya çalışsam onların vaktini çalıyorum çünkü bir türlü yakınmalarımın sonu gelmiyor. Zaten pek arkadaşım da kalmadı. Kendi ailem bile benden nefret ediyor gibi geliyor ve kaç yıldır onlara ben cehennemi yaşatıyorum. Cinsiyet disforisi yüzünden kaç yıldır kendi bedenimden, kendi ruhumdan ayrı bir şekilde yaşıyorum resmen.

    İçimi dökmek istedim yalnızca, zihni olarak çok bunalımdayım ne yapacağımı bile bilmiyorum.

  • Şu anda bile çok acı çekiyorum zihnimde. Kendi evimde bile banyoya ve tuvalete girmekten nefret ediyorum. Kendi sesimi duymaktan da nefret ediyorum. Ne kadar uğraşsam da bu depresyondan kurtulmayı bir türlü başaramıyorum. Sürecim daha yeni başlamıştı ki salgın çıktı evde oturmak dışında bir şey de yapamıyorum. İntihar etmek bile son birkaç gündür ciddi ciddi geçiyor aklımdan. Gerçi intihar düşüncesi sürekli vardı ama son bir haftadır yoğunlaştı iyice. Hayatımda gerçekten hiçbir sorun olmadan (veya en azından normal insan problemleri yaşayarak geçirdiğim diyelim) geçirdiğim bir gün bile yok. Arkadaşlarıma derdimi anlatmaya çalışsam onların vaktini çalıyorum çünkü bir türlü yakınmalarımın sonu gelmiyor. Zaten pek arkadaşım da kalmadı. Kendi ailem bile benden nefret ediyor gibi geliyor ve kaç yıldır onlara ben cehennemi yaşatıyorum. Cinsiyet disforisi yüzünden kaç yıldır kendi bedenimden, kendi ruhumdan ayrı bir şekilde yaşıyorum resmen.

    İçimi dökmek istedim yalnızca, zihni olarak çok bunalımdayım ne yapacağımı bile bilmiyorum.

    Konuşacak arkadaş ararsan ben varım :) Hepimiz evdeyiz ve bir düşünceyi ne kadar kendine yakın tutarsan karşı koymak o kadar zor olur. İlgilerini ve kendini keşfetmeni öneririm. Dilersen otur şimdi bağıra bağıra şarkı söyle. İnanıyorum ki dünyanın en güzel seslerinden biri olacaktır bu.

    Hepimizin bedeni berbat , iğrenç ve mide bulandırıcı . Tamam böyle olsun diyelim önemli olan beynimiz değil mi ? Önemli olan şey bizim yaratıcılığımız değil mi ? Gösterin bana en berbat vücudu veya yüzü onu bile çizmek isterim. Sanatın ruhumuza öğreteceği çok şey var , mizahı da unutmamak gerek :)


    Lütfen yazdıklarımı bir düşün bence :)

  • Çevremdekilerin yapmasından en çok nefret ettiğim cinsiyetçiliği kendime yapmaktan bıktım. Disforim beni yerden yere vuruyor. Sesimi duymak beni aşırı sinirlendiriyor. Ne kadar çabalasam da sürekli feminen göründüğümü düşünüyorum bundan dolayı yemekten kesildim, sürekli halsiz hissediyorum.

    Artık duşa girdiğimde vücudumu görmemek için çaba sarf etmek istemiyorum ya da evde doğum ismimin kullanılmasını istemiyorum. Artık kendimi başkalarına bu konuda açıklama yapması gerekiyormuş gibi hissetmek istemiyorum. Geçmişimi arkada bırakıp biyolojik bir erkek gibi yaşamak istiyorum...

  • Çevremdekilerin yapmasından en çok nefret ettiğim cinsiyetçiliği kendime yapmaktan bıktım. Disforim beni yerden yere vuruyor. Sesimi duymak beni aşırı sinirlendiriyor. Ne kadar çabalasam da sürekli feminen göründüğümü düşünüyorum bundan dolayı yemekten kesildim, sürekli halsiz hissediyorum.

    Artık duşa girdiğimde vücudumu görmemek için çaba sarf etmek istemiyorum ya da evde doğum ismimin kullanılmasını istemiyorum. Artık kendimi başkalarına bu konuda açıklama yapması gerekiyormuş gibi hissetmek istemiyorum. Geçmişimi arkada bırakıp biyolojik bir erkek gibi yaşamak istiyorum...

    Kolay değil ama disfori yenilip aşılabilen birşey. Bizi biz yapan kemiklerimizin üzerinde bulunan et parçası değil. Fit yakışıklı/güzel bir kişi şişman, çirkin ( toplumun anlayışı) bir kişiden daha iyi daha üstün değildir. Toplumsal saçmalıkları yıkıp kendin ile barışık olduğunda işler tersine dönebilmekte. Transgender bireylerin ülkemizde içinde bulunduğu genelde ataerkil cinsiyetçi toplumun bu kafa yapısı ile büyüyüp o zihniyete bürünmesi ile oluşan sorunlar. " Erkek" olmayı bir penise, düz kaslı bir göğüs kafesine, sakala kıla tüye, kadınların düşeceği? bir görüntüye, ERKeklik tavırlarına sahip olmak sanılmadığı gün işler dsha kolay olacak herkes açısından. Transerkek olmayı sadece kadınlarla birlikte olmaktan, bir kadına erkeklik yapmaktan ibaret sananlarla dolu bu ülke ne yazık ki. Asla saç uzatıp kalıplaşmış erkek kıyafeti dışında bir halde olamaz, makyaj yapamaz ( çünkü makyaj "kadın işi" ) vs vs vs... Bu örnekler böyle çoğalır gider.

    Bu yazdıklarını aşamadigin sürece mutsuz olmaya devam edeceksin. En azından trans bireylere yönelik uzman destek veren birkaç kuruluştan birinden uzun süreli destek alabilirsin. Akıl vermek değil işim isyan ettiğin şeyler olduğundan önerim bu olacak. Şahsen ben Spod' dan danışmanlık alıyorum tavsiye ederim

    " Hiçbirşey rastlantı değildir!" sm

  • Kolay değil ama disfori yenilip aşılabilen birşey. Bizi biz yapan kemiklerimizin üzerinde bulunan et parçası değil. Fit yakışıklı/güzel bir kişi şişman, çirkin ( toplumun anlayışı) bir kişiden daha iyi daha üstün değildir. Toplumsal saçmalıkları yıkıp kendin ile barışık olduğunda işler tersine dönebilmekte. Transgender bireylerin ülkemizde içinde bulunduğu genelde ataerkil cinsiyetçi toplumun bu kafa yapısı ile büyüyüp o zihniyete bürünmesi ile oluşan sorunlar. " Erkek" olmayı bir penise, düz kaslı bir göğüs kafesine, sakala kıla tüye, kadınların düşeceği? bir görüntüye, ERKeklik tavırlarına sahip olmak sanılmadığı gün işler dsha kolay olacak herkes açısından. Transerkek olmayı sadece kadınlarla birlikte olmaktan, bir kadına erkeklik yapmaktan ibaret sananlarla dolu bu ülke ne yazık ki. Asla saç uzatıp kalıplaşmış erkek kıyafeti dışında bir halde olamaz, makyaj yapamaz ( çünkü makyaj "kadın işi" ) vs vs vs... Bu örnekler böyle çoğalır gider.

    Bu yazdıklarını aşamadigin sürece mutsuz olmaya devam edeceksin. En azından trans bireylere yönelik uzman destek veren birkaç kuruluştan birinden uzun süreli destek alabilirsin. Akıl vermek değil işim isyan ettiğin şeyler olduğundan önerim bu olacak. Şahsen ben Spod' dan danışmanlık alıyorum tavsiye ederim

    Çok haklısın. Hiçbir zaman bir erkek şöyle görünmeli böyle görünmeli şeklinde düşünmedim. Ama farkındayım ki kendime bu konuda haksızlık ediyorum, umarım bunu en kısa sürede düzeltebilirim. :(

    Lana Wachowski' nin de dediği gibi "When you encounter people whether they're racist, homophobic or they're transphobic, what you realize is that those people are actually more controlled by social convention than you are in a way once you accept who you are you are will always be free then they are."

  • İçini dökmüşsün, içimizi de aynı zamanda. Teşekkür ediyorum. Maalesef kavramlara çoğu alanda sıkışıp kalıyoruz. Euphoria diye bir dizi var. Orada trans kız jules (hunter schafer) 'ben kadınlığı fethetmek onu yeniden inşaa etmek istiyorum' diyordu. Aslında olay topuklu ve elbiseden öte bahsettiğin gibi o aynaya bu benim diye bakabilmek. Zihninle bir bütün olmak. Ben de poliseksuelim. Kızlardan hoşlanırdım. Aynı zamanda çok da imrenirdim. Ben niye böyle değilim hep sorardım kendime. Erkeklerden hoşlandığımı zamanla kabul ettim. Yetiştiğimiz toplumun hetero normlarını nasıl dayattığını daha çok anladım. Aslında birlikte olduğumuz kişinin bize ön yargısız bakması da önemli. Bu benim kendimle barıştıktan sonra kadınlığımı en çok hissettiğim andı. Doğaldım ve karşımdaki beni yadirgamiyordu da. Hangi cins olduğunun önemi yok. Zaten olması gereken de bu. Bize yaftalanan kavramlardan çıktığımız an daha bi özgürleşiyoruz.

  • Bu konu misafirlerden gizlenmiş 2 mesaj daha içeriyor, lütfen Kayıt Olun veya okumaya devam etmek için Giriş Yapın.

Şimdi katılın!

Henüz bir hesabınız yok mu? Şimdi kayıt olup topluluğumuzun bir parçası olun!