ATLAS adlı kullanıcının mesajları

    Terk edilmeyecek hiç bir şey, hiç bir kimse yoktur. İnsan herkesten her şeyden vazgeçebilir, abartmayın.

    Zeki insanlar akışı değiştirler, aptallar akışına bırakır, çok da salaklık etmeyin...

    Sürekli nasıl yaşanacağı öğretildi bize. Ve biz de hep bir geri zekalı gibi uyguladık.

    İstediklerimizi engellemeye kimin gücü yeter? Hiç kimsenin. Eğer bir şeyi elde edemiyorsak, bunun engellerle, kişilerle hiçbir ilgisi yok! Ortada suçlanacak tek bir kişi var ve o kişi de kendimizden başkası değil!


    İdare etmeyi bırakın, insanları yanıltın, hiçbir kimseye, hiçbir şeye mecbur değilsiniz. Kimseye tahammül etmeyin, vaktinizi harcayan şeylerden kaçının, zaman ve keyif kaybı, söz konusu olan hayatınız.

    Kaybet... Her şeyi kaybet...

    Kayıp dediğin şey nedir ki?

    O toplumda bir daha olmamak mı?

    Bununla kaybettiğin ne olur?

    Bu mudur kayıp?

    İnsanın hazineyi farklı yerlerde,

    başka insanlarda araması mıdır kayıp?

    Herkes farklı şekilde tükeniyor hayatta, kimi doğru insanı beklerken, kimi yanlış insana katlanırken, Ve herkes bir şeylerin bedelini ödüyor, bazen seçimlerinin, bazen de seçemediklerinin…

    Herkesi mutlu edemezsin. Herkesi memnun edemezsin. Yaptıkların, yapmak istediklerin, yapamadıkların, hayallerin…. Bunların hepsi seni ilgilendiren şeyler. İnsanlar konuşurlar. İnsanlar “hep” konuşur. Ne zaman sustular ki zaten? Gerçekten seni mutlu edeceğine inanıyorsan, s*kt*ret elalemi, yap gitsin….

    doğruluk ve cesaret işte bu en güzeli ama şimdi bunu bulmak zor

    yapmanız gereken tek şey, yalnızca kapıyı açıp, çekip gitmek… eğer davranışlarınızın sonucunu düşünürseniz hiçbir şey yapamazsınız, onun içindir ki; yapın gitsin, sonucunu karşılaştığınızda düşünürsünüz…

    Yeni bir yer, başka bir yaşantı, el değmemiş bir başlangıç bulmak için ya da eskiyi bırakmak, terk etmek için yola çıkmak gerekiyor... Yola düşmek kimi zaman bir kapıyı açıp çıkabilmek kadar kolay, kimi zamansa binlerce engeli aşabilmek kadar zor.


    Gidildiği zaman kazanılanlar, çoğunlukla kaybedilenlerden daha fazla olmasına rağmen, gitmenin kaçınılmazlığı ile basit yaşantımızı kabullenme arasına sıkışıp kalıyor zavallı hayatlarımız..


    Gitmek için en uygun zamanı mı bekliyorsun? Hemen şimdi git! Çünkü en uygun zaman şimdi…

    Kendinizi filme kaptırabilir, kitaba dalabilir, müziğe sığınabilir, alkole vurabilir, boşluğa düşebilirsiniz... Sevgili yoksa, yapılacak çok şey var…

    Hayatınıza dönüp bi bakın bakalım, iyi ki yapmışım, bugün olsa yine yapardım, keşke daha önce yapsaydım, dediğiniz neler var?


    Gurur duyduğunuz, övündüğünüz kararlarınız, yapmaktan dolayı, onur, mutluluk, sevinç duyduğunuz, keyif aldığınız olaylar???


    Hepimiz hayata birşeyler verdik, olumlu ya da olumsuz mutlaka birilerinin hayatına bir şeyler kattık. Dönün kendinizle bi hesaplaşın bakalım, hangisi daha çok???

    Kendinizi herhangi bir kavramla sınırlandırmayın. Bir şey, bir kimse gibi olmamak iyidir, bir çerçeveye sıkıştırılmadığınız anlamına gelir. Kendinizi tanımlama çabalarını bırakın ve başkalarının hakkınızda ne düşündüğünü önemsemeyin. Bırakın onlar sizi nasıl tanımlarsa tanımlasınlar, bu onların problemi. Tüm prensiplerinizden arının, ne kadar esneyebildiğinizi görebilmeniz için....

    Ne sindirildik ama... En büyük olaya dahi tepkimiz 1-2 saat sürüyor. Tedirgin olunca huysuzlanan ve bir kenara toplaşıp homurdanan, ardından çiftçi sopasıyla çıkıp kendisini gösterdiğinde ürküp hiç bir şey olmamış gibi yeniden normal hayatına dönen çiftlik hayvanlarından farkımız kalmadı.

    Yoldan çıkmak her zaman iyidir, çıkın yoldan, belki yeni bir yer keşfedersiniz, belki de bir deniz kıyısına varırsınız...

    “Yaşanmışlıkların acısı mı? Yaşanmamışlıkların sızısı mı, Hangisi daha derin hissedilir?” Yaşlandığımızda nasıl cevaplarız bu soruyu?

    Doğru insanlarla ilişki kurun, en uç noktalardakilerle birlikte olun, çünkü diğerleriyle AYRI fikirde olmak bir sanattır. Zıtlıklar dünyanızı güzelleştirerek, onun dönmesini sağlar… Eş, dost ve arkadaşlarınızın seçiminde bu politikayı benimseyin:


    Hiçbir konuda sıradanlaşmayın. Zekâda ve anlayışta sıradanlıktan kaçının. İyi şeyler pek beğenilmez çünkü ahmakların sayısı ehillerden fazladır. Beğeninin fazlalığı, bilgeleri kesinlikle hoşnut etmez. Eğer, düşünceleriniz, sözleriniz, eylemleriniz, halkı, ayak takımını, memnun ediyorsa rahatsız olmalısınız, sıradanlaşıyorsunuz demektir.

    Sınırlarını aşan, zincirlerini kıran insanları severiz. En statükocu olanlarımız bile böylelerine içten içe hayranlık duyar. Kimsenin cesaret edemediğine cesaret edebildikleri için belki de.

    İnsanları anlamıyorum. Kadınlar ve erkekler birbirleriyle konuşurken aptallaşıyorlar. Pop gruplarından, elbiselerden, arabalardan, aptal oyunlardan ve aptal spordan bahsediyorlar ve ben katılmadığım için "Neden bu kadar huysuzsun?" diyorlar. Ben de onlara: "Ben iyiyim." diyorum. "Ama mutlu görünmüyorsun." diyorlar. Ben de onlara: "Düşündüğümü görmüyor musunuz? Aptallar mutlu olur ve siz benim zamanımı çalıyorsunuz" diyorum. Konuştuklarından hiç bir şey anlamıyorum.


    İnsanlara geri zekalı olduklarını söylemek zordur, fakat durum gerçekten de böyleyse, ne yapabilirsiniz ki???

    Meydanlarda, caddelerde bağırmak adi bir romantizmden başka bir şey değildir. Gerçek bir kurtuluş istiyorsak toplumsal bir cinnete ihtiyacımız var...