Fransa’da Lezbiyenlik

  • 19. yüzyılın sonunda Fransa’da yetkililer her ne kadar haddi aşan materyallere ve etkinliklere zaman zaman baskın düzenleseler de, pornografiye ulaşmak kolaydı. Sınırları hiç kimse apaçık tarif etmediğinden bir kitap, resim veya oyunun suçlanıp suçlanmayacağı çoğu zaman şansa kalmıştı. Mahrem eşcinsel seks eskisi kadar sıkı bir yasağa tabi değildiyse de erkek eşcinselliğini sergilemek riskliydi. Eşcinsellik içeren müstehcen materyaller yayımlayanlara, eşcinsellerden daha fazla dava açılıyordu. “Lezbiyenlik” polis için bilhassa bezdiriciydi. Kadınlar özel izin olmadan halkın içinde erkek kıyafeti giyemiyorlardı.


    Fransız müzikholleri açık saçık sahneleriyle dile düşmüştü. 1907’de yazar Colette ve erkek kıyafeti giyen sevgilisi Morny Markizi, Moulin Rouge’da Rêve d’Egypte [Mısır Rüyası] adlı bir pantomim düzenlediler. Pantomimde erkek bir arkeolog dişi bir mumya keşfediyordu. Mumya ayartıcı bir şekilde sargılarından kurtulup şaşkına dönmüş kaşifi öpüyordu. İlk gösterimin ardından büyük gürültü koptu. Morny ailesinin baskısıyla Paris polisi iki kadının aynı şovu bir daha sergilemeleri halinde şovu yasaklama tehdidinde bulundu. Markiz, ailesinin taleplerine boyun eğdi ama ertesi gün Colette şova bir başka kadınla çıkınca şov yasaklandı. 1908’de yarı giyinik iki kadın Rêverie d’éther [Eter Zehirlenmesi] adında daha açık saçık bir performans sergilediler. Mahkeme, Moulin Rouge’un yöneticisine iki yüz frank para ve üç ay hapis cezası verdi. Performansçılar da “çıplak bedenlerini” teşhir etmek ve yargıcın deyişiyle, “en kaba, en aşırı, en tehlikeli zamparalığa ve heyecanlı tutkulara hitap etmek”ten para cezasına çarptırıldı.


    Yargıç zorlu bir mücadele veriyordu. Fransız halkı “heyecanlı tutkuları” uyandıracak her şeye açtı. Lezbiyen temalı halk gösterileri yasaklanabilirdi ama lezbiyenliği işleyen matbu materyal sıkıntısı çekilmiyordu. 1857’ye döndüğümüzde Baudelaire’in Lesbos ve Femmes damnées şiirleri sansürlendiğinde bu konuya edebiyatta pek değinilmemişti, ama yüzyılın sonunda lezbiyen temalı pornografi revaçtaydı. Bunun ticaretini önlemenin hiçbir yolu yoktu, dolayısıyla yetkililer yazarlarla yayıncıları oldukça keyfi temellerde dava ediyorlardı. Sözgelimi, yayıncısı 1889’da kitabın kapağına renk katmak isteyene dek, hafif erotik bir roman olan Zé’Böim (Sodom ve Gomora ile birlikte adı kötüye çıkmış beş şehirden biri) on iki yıldır sorunsuz yayımlanıyordu. Yeni kapakta bacakları ayrılmış bir kadının kasığında bir ışık parlıyordu. Bütün nüshalara el konuldu ve yazarla yayıncı cezalandırıldı. Kitabın sonraki kapağında kasıktaki ışığın yerini bir kedi resminin almasına rağmen yine ahlaksızlıkla suçlandı.


    Seks ve Ceza: Genel olarak bkz. Albert, “Books on Trial”, 119-39.

Şimdi katılın!

Henüz bir hesabınız yok mu? Şimdi kayıt olup topluluğumuzun bir parçası olun!