1. Dashboard
  2. Latest Events
  3. Chat
  4. Articles
  5. Members
    1. Recent Activities
    2. Users Online
    3. Member Accesses
    4. Search Members
  6. Forum
    1. Unresolved Threads
  7. Blog
    1. Articles
  8. Filebase
  9. Gallery
    1. Albums
    2. Map
  10. Calendar
    1. Upcoming Events
    2. Map
  11. Contact
  • Login
  • Register
  • Search
This Thread
  • Everywhere
  • This Thread
  • This Forum
  • Articles
  • Pages
  • Forum
  • Blog Articles
  • Files
  • Gallery
  • Events
  • More Options
  1. LGBTI Community in Turkey
  2. Lesbian, Gay, Bisexual, Transgender and Intersex Forum
  3. Extra
  4. Art and Culture

Türk Edebiyatında Eşcinsellik

  • Julian Stefan
  • 25 July 2018 at 2:14 am
  • Julian Stefan
    New Member
    Reactions Received
    1
    Points
    51
    Posts
    6
    • 25 July 2018 at 2:14 am
    • #1

    2003’ten itibaren Türk edebiyatında nitelik ve nicelik açısından hızla yükselen ve bu yıl da aynı yükselişi, radikal çizgiden uzak olsa da, devam ettiren eşcinsel edebiyatı inceliyoruz.

    KENDİ tercihlerimize o kadar sıkı sarılmışız, gözümüzü farklılıklara öylesine kapatmışız ki, içinde yaşadığımız an’ın ahlak, etik ve moral değerlerini insanoğlunun tarih sahnesine çıktığı andan başlayarak bütün zamanlara yaymakta, tarihi olguları bugüne göre anlamlandırmakta, tarihi şahsiyetlere geçerliliği bugüne mahsus kimlikler dağıtmakta hiçbir tuhaflık görmüyoruz. İşte bu nedenle tarihin ancak sansürden geçebilen bir yüzü girebiliyor ilgi alanımıza. Haksızlık yapmayalım; ecdadımızın tarihe çaktığı en ufak çividen çırılçıplak şiddet içeren savaş sahnelerine kadar pek çok şey resmi tarih söyleminde uygun gerekçeler ve apaçık bir böbürlenmeyle dile getiriliyor aslında. Atalarımızın mahrem tarihlerini, cinsel hayatlarını kuşatıyor sessizlik. Çünkü o çağların cinselliğinde bugünün ‘sapkın’ bulunup dışlanan tercihleriyle örtüşen pek çok yan var.

    Doğrusu 20. yy.’ın ortalarına kadar Batı’da da çok farklı değildi durum; tensel zevklerin yadsınmadığı Antik Çağ’a ait eserlerde kadına ya da oğlana duyulan aşkın aynı doğallıkla ifade edilmesi Batı’da uzun yıllar boyunca şaşkınlıkla ve suskunlukla karşılanmış, hatta kimi Antik Çağ tarihçisi, hayranlık duyduğu Eski Yunan uygarlığına aşağılık bulduğu bu cinsel hayatı yakıştırmakta güçlük çekmişti. Çünkü Batı dünyasının Geç Roma İmparatorluğu’nda kurulup Hıristiyanlıkla birlikte işlemeye başlayan bütün baskı ve dışlama mekanizmaları cinsellik etrafında kurgulanmıştı; bütün bir Ortaçağ boyunca insan bedeni bir ahlaksızlık yuvası, bir günah kaynağı olarak lanetlenmiş, bedenin tüm saygınlığı yok edilmiş, eşcinsellik ve giderek her türden şehvet en büyük günahla özdeşleştirilmişti. Max Weber’e göre Batı’nın yükselişinin hikayesiydi bu.

    Cinsel tabuların burjuva devrimleri sırasında eski sistemle birlikte yıkılacağı umut edilebilirdi. Ne var ki, Fransız Devrimi’nin Aydınlanma Çağı libertenlerinin bütün çabalarına rağmen feodalizme ve kiliseye karşı zafer çanlarının çaldığı ilk aylarda yarattığı özgürlük ortamı kalıcı olmadı. Bunun en trajik örneği yaşadığı yıllarda ve ölümünden sonraki uzun yıllar boyunca yapıtlarının kabul edilemezliği üzerinde tüm iktidarların erdemli bir biçimde anlaştıkları Marki De Sade’dı. Sonuçta, etkileri günümüze dek gelecek biçimde, Batı’nın erotizmi bir bilgi alanı olarak görme geleneği Aydınlanma Çağı’nda zirvesine tırmanmış, burjuvazinin üreme tarafından denetlenmeyen her türlü cinselliğe karşı verdiği mücadeleye toplumu aydınlatacağı varsayılan ‘bilim’ de destek çıkmış, ‘aşırılık’lar yasalar kadar ‘bilimsel’ açıdan da yasaklanmıştı. Aydınlanma düşüncesi, Ortaçağ’a ilişkin birçok düşünce tarzını yerle bir ediyor, ancak cinsellik, tıp ve ahlak arasındaki şer ittifakına eski rejim kadar sahip çıkıyordu. Bu düşünce, burjuva bireyin modern destanı olan romanlara da yansıdı.

  • Julian Stefan
    New Member
    Reactions Received
    1
    Points
    51
    Posts
    6
    • 25 July 2018 at 2:16 am
    • #2

    Devamı...

    OSMANLI'DA EŞCİNSELLİK

    Osmanlı toplumu tam böyle bir anda, üstelik edebiyat, az önce bahsi geçen romanlar aracılığıyla tanıştı Batı’nın değer ve düşünce dünyasıyla. Ahmet Cevdet Paşa, bu yıllardaki toplumsal ilişkileri ''Maruzat''ında (1856) şu cümlelerle özetliyor; ''Zendostlar (kadın sevenler) çoğaldı, mahbublar (erkek sevenler) azaldı. Kavm - i Lut sanki yere battı. İstanbul’da öteden beri delikanlılara ma’ruf ve mütad olan aşk - u alaka, hali tabisi üzerine kızlara müntakii oldu... Kubera (kibarlar) içinde gulamparelikle (oğlancılıkla) meşhur olan Kamil ve Ali Paşalar ile onlara mensup olanlar kalmadı. Ali Paşa da ecanibin (yabancıların) itirazatından ihtiraz (çekinme) ile gulampareliğini ihfaya (gizlemeye) çalışır idi''.

    Anlaşılacağı gibi, zendostların yani kadın sevenlerin sayıca artışının tarihi önem arz ettiği o yıllarda, Avrupa romanında işlenen aşk ve cinsellik biçimleri Osmanlı toplumunda yeni yeni filizlenmeye başlıyordu. Avrupa’daki örnekleri taklit eden Tanzimat romancısı karşı cinse dönük bu yeni tarz aşkı ve çekirdek aile modelini modernliğin biricik ifadesi sayacak ancak roman kahramanlarına gönlünce bir cinsellik yaşama izni vermeyecektir. Neredeyse her roman ‘aşırılık’ları cezalandıran ölümlerle sonlanır; duygu ve düşünce dünyasını kısıtlayan geleneksel bağlar henüz kopmamıştır.

    Osmanlı toplumunda özgürlük düşüncesini içselleştiren II. Meşrutiyet’tir. Aşağıda sıraladığım roman isimleri bile II. Meşrutiyet’in getirdiği özgürlük ortamının Osmanlı toplumunda en çok cinsel özgürlük biçiminde kavrandığını kanıtlamaya yeter. Mehmet Rauf’un ''Bir Zanbağın Hikayesi'' (1910) ve ''Kaymak Tabağı'', Ebü’l Burhan’ın ''Bir Çapkının Hikayesi'' (1910), T.P.Z.’nin ''Muhabbet Odası'' (1912), M.S.’nin ''Zifaf Gecesi Harem Ağasının Muaşakası'' (1913), A.Hasan’ın ''Bir Bakirenin Gebeliği'' (1914), Ahmet Naci’nin ''Bir Aşüftenin Jurnali'' (1914), G.R.’nin ''Beyoğlu Alemi'' (1914), Adil Nami’nin ''Balodan Sonra'' (1914), M. Alişan’ın ''Kadınların Aradığı'' (1914) gibi romanlarda yazarlar, toplumun eskiyle olan bağlarını sarsmak için -bilinçli olarak- her türden cinsel ilişkiyi en cüretkâr ifadelerle dile getirerek toplumun yerleşik değerlerine saldırmışlar ve edebiyatımızın ilk ‘underground’ hareketini yaratmışlardı.

    SADE VE MEHMET RAUF

    Fransız Devrimi’nin Sade’ı varsa II.Meşrutiyet’in de Mehmet Rauf’u vardı. Sade ve Oscar Wilde metinlerinden adapte ederek yazdığı romanlarlarında cinsel ihtiyacın beşeri bir açlık olarak ‘meşruiyetini’ ve ‘muhakkaklığını’, hiçbir düzmece ahlak kuralı ile sınırlanamayacağını savundu o. Mehmet Rauf ve arkadaşları batan ‘Kavm - i Lut’a yeniden hayat vermişlerdi. Ancak Fransa’da olduğu gibi İstanbul’da da uzun sürmeyecekti özgürlük günleri. Osmanlı’yı kurtarmak için ahlaka ve dine sarılmayı vaaz eden -içlerinde Mehmet Akif’in de yer aldığı- bir kesim Mehmet Rauf ve arkadaşlarının yazdıklarını ‘edebiyat dışı’, ‘edebiyatı satan’ romanlar olarak teşhir ve neredeyse ihbar ettiler. Sade ve Wilde gibi Mehmet Rauf da mahkeme önüne çıkarılacak, hapis cezasına çarptırılmamakla birlikte ordudan atılarak cezalandırılacaktı.

    GÖREV OLARAK CİNSELLİK

    Seçme, ayırma ve dışlama mekanizmaları her kurucu süreçte kullanılmıştır. Eskiyle arasına sınır çekerken ‘yozlaşma’ya vurgu yapan Cumhuriyet, yozlaşmanın simgesi olarak İstanbul’u işaret edip bir hayat tarzını dışarıda bırakırken Anadolu’da Batı Medeni Hukuku’na dayalı yeni bir ahlakın, yeni bir hayat tarzının temellerini atıyordu. Aynı dönemde tarih de yeniden tanzim edilmiş, icad edilen yeni kimlik tüm zamanlara yayılmış, Türklerin kökenine yapılan Orta Asya yolculuklarında tam da Cumhuriyet’in vaaz ettiği ahlakın, kadın tiplerinin ve aile modelinin izleri ‘keşfedilmiştir’. O izler ki, bir başka dışlamanın -İslamın Türk kültürüyle uyumsuzluğunun- da izleridir.

    Bu ideolojinin topluma yayılması ve benimsetilmesi görevi, kitle iletişim araçlarının çok cılız kaldığı o yıllarda elbette yine roman sanatına düşecekti. Peki kadın üzerinden tarif edilen meşru cinsellik nasıl tasavvur edilmiş, nasıl bir kadın tipi örneklenmişti? Dönemin popüler aşk romanlarında canlanan ''Cumhuriyet kadını, fikri mücadelelere, edebiyat hareketlerine, spora ve aynı zamanda ev kadınlığına, anneliğe ve zevceliğe merbut, mükemmel kadındı''; yani tam bir görev kadınıydı o! Meşru cinselliğin dışındaki her tür cinsel etkinlik, cinsel heyecan, hatta cinselliğin her türden dillendirilişi ise bir kez daha yasak bölgeye itilmişti. Doğrusu şaşılacak bir şey yok; Platon’dan beri her türden toplum mühendisliğinin amacı normlar ve normaller yaratmak, zevk ve coşkuyu yadsımak, yalnızca üremeye yönelik cinselliğe izin vererek her türlü tutkuyu ortadan kaldırmak olmuştur. Öyleyse, politik açıdan cinsel özgürlük hiçbir zaman masum kabul edilmeyecektir. Çünkü hayatın bir tek karesini renklendiren bir özgürlük an’ı bile başka alanlardaki özgürlükçü düşünceleri tetikleme, sınıflar ve cinsler arasındaki ayrımcılığa dayanan toplum tasarımlarının meşruiyetini sorgulatma tehdidir. (12 Eylül darbesinden sonra ilk getirilen yasakların eşcinsel şarkıcıları da kapsadığını, erotik neşriyatın yasaklandığını, travestilerin ve transseksüellerin aşağılayıcı sıfatlar ve alçaltıcı muamelelerle Ankara dışına sürüldüklerini hatırlamak yerinde olur.)

    Cumhuriyet’in talipkâr kadroları olan ve ekmeğini devlet kapısından kazanan ilk Cumhuriyet yazarları elbette ideolojik bir çatışmaya girmeyeceklerdi; devletin hayatın bütün alanlarına nüfuz edebildiği ve cinselliği kamusal alandan dışladığı yıllarda yazılan romanlar, büyük meselelere açılan kapılardı ve bu meseleler arasında cinsellik yer alamazdı. Böylece ‘ucuz’ edebiyatın alanına itildi cinsellik. Bu tarz romanlarda erkeklerin sokak kadınlarıyla, ‘yosmalarla’, ahlaksız kadınlarla yaşadıkları ‘ibret’ verici erotik maceraların yanı sıra, biseksüel ya da eşcinsel kadınlar da sözde ahlakçı bir tavırla, yargılayıcı, aşağılayıcı ifadelerle ama aslında erkek fantazilerini kışkırtmayı amaçlayan çok canlı sahnelerle işlenmiştir. Ancak erkek eşcinselliği söz konusu bile edilmez.

    Yıllar ilerledikçe aydınlarla siyasal iktidarlar arasındaki ilişkiler bozulmuş, özellikle sol muhalefetin sesi romanlarda yükselmiş, kadın ve erkek arasındaki cinsellik pek çok yazar tarafından hayatın bir parçası olarak yerli yerinde canlandırılmış, hatta kimi romanda cinsellik toplumsal değerlerin sorgulanma aracı da kılınmıştır. Ne var ki, bu kısa yazıda genel karakteristiğine vurgu yapmak zorundayız; cinselliğin yasaklı alanları Türk romanında da yasaklı kalmış, siyasi eleştirisini iktidar merkezli kuran muhalif kimlikli yazarlar bile mahrem hayatı sistemle ilişkisi içinde yeterince sorgulamamışlardır. Egemen ideolojiden radikal bir kopuş yoktur.

    YENİ BİR DÖNEM

    Eşcinsel aşkın Eski Yunan metinleri ya da II. Meşrutiyet romanlarındakine benzer bir doğallıkla ifade edilmesi ‘80’lerden sonra Attilâ İlhan’ın ''Fena Halde Leman''ı (80) ile başlar. 2000’lere gelinceye kadar az ama istikrarlı biçimde işlenen bu türden aşklarda ağırlık yine kadınlar arası ilişkilerdedir. 2000’lerden sonra süreklilik kazanan eşcinsellik temalı anlatıların sayısal zirvesine 2003 yılında ulaştığını görüyoruz.

    Bu kısa külliyat içinde Bilge Karasu’nun ''Kılavuz'' (1990), Hülya Serap Doğaner’in ''Leyla ile Şirin'' (1992), İbrahim Altun’un ''Romantik Salgın'' (1999), Selim İleri’nin ''Solmaz Hanım ve Kimsesiz Okurlar İçin'', Stella Acıman’ın ''Bella'' (2002) ve Sibel Torunoğlu’nun ''Travesti Pinokyo'' (2002) romanlarında eşcinsel tercihlerin insan hayatlarına olumlu ve olumsuz etkileri çok iyi yansıtılmıştı. 2003 yılında ise erkekler arası aşkları barındıran hikayeleriyle Mehmet Bilal’ın ''Üçüncü Tekil Şahıs'', Sadık Aslankara’nın ''Sığınak'' ve Niyazi Zorlu’nun ''Hergele Âşıklar''ı; kadınlar arasındaki aşklarıyla Zeynep Aksoy’un ''Deniz Kızı'' ve Stella Aciman’ın ''Kırlangıçların Ömrü'' romanları ilgi çekiciydiler. Pınar Orhan Küzenci’nin yanlış bedenlerlere hapsolmuş bir genç kız ve bir erkeği konu alan fantastik romanı ''Kurtlu Elma Şekeri'' de bir ilk roman olarak kayda değerdi. Son olarak, geçtiğimiz günlerde yayımlanan ve ele aldığımız konu üzerine bugüne dek yayımlanan romanlar arasında belki de en iyisi olan ''Yarın Yapayalnız''a kısa ve özel bir yer açmak istiyorum. Selim İleri, aralarında hem büyük bir yaş farkı hem de sosyal ve sınıfsal farklılıklar olan iki insanın; ünlü bir soprano ile terzilik yapan genç bir kızın tutkulu ve hüzünlü aşkını pastoral bir hikaye içinde Reşat Nuri romanları ve opera klasikleri eşliğinde öylesine şiirsel bir biçimde dile getirmiş ki, aşkın cinsiyeti artık önemsizleşiyor. Anlıyoruz ki, erkek, kadın, gay ya da lezbiyen gibi sözcüklere, kendimize bakarak ‘normal’leştirdiğimiz tek bir biçime asla hapsedilemeyecek insani bir duygudur aşk. Önemli olan yaşanan ‘an’dır; bittiğindeyse yalnızlık ve buruk bir tad kalacaktır geriye...

    Ele aldıkları insan tiplerine cinsel özgürlüklerini veren romanlarda artış kaydedilen bu süreç içerisinde cinselliğin her çeşidinin toplumsal hayatta, edebiyatta ve sinemada önemli bir yer kapladığını, cinselliğin bir başka türlü kuşatılmışlık içinde ehlileştirildiğini biliyoruz. Bu açıdan bakıldığında roman alanında kaydedilen gelişmelerin radikalliğinden söz edemeyiz. Ama yine de önemli ve olumlu buluyorum; yeter ki edebiyat alanında olunduğu unutulmasın, erotikle pornografik arasındaki sınır çiğnenmesin... Genet’in özeleştirisi ile bitiriyorum; ''Okurlar kitaplarımdan cinsel bakımdan etkileniyorlarsa bunun nedeni kötü yazılmış olmalarıdır diye düşünüyorum bugün, çünkü şiirsel heyecan o kadar güçlü olmalıdır ki hiçbir okur cinsel bakımdan heyecanlanmasın. Kitaplarım pornografik yazılar oldukları ölçüde, onları inkâr etmiyorum, incelik göstermekten yoksun olduğumu söylüyorum''.

    A. ÖMER TÜRKEŞ

    2004 - Milliyet Sanat

  • Julian Stefan
    New Member
    Reactions Received
    1
    Points
    51
    Posts
    6
    • 25 July 2018 at 2:17 am
    • #3

    Eşcinsel edebiyattan bazı örnekler:

    1980 ''Fena Halde Leman'' / Attila İlhan

    1981 ''Dersaadette Sabah Ezanları'' / Attila İlhan

    1984 ''Haco Hanım Vay'' / Attila İlhan

    1990 ''Bay Z Düşüncenin Cinselliği'' / Tufan Erbarıştıran

    1990 ''Kılavuz'' / Bilge Karasu

    1992 ''Leyla ile Şirin'' / Hülya Serap Doğaner

    1993 ''Düşlerin Şarkısı Yok'' / Veysel Dikmen

    1996 ''Şarlo, Bir Kara Kafa İçin Balad'' / Ahmet Haluk Ünal

    1997 ''Cemil Şevket Bey - Aynalı Dolaba İki El Revolver'' / Selim İleri

    1998 ''Cahide'' / Aysel Özdemir

    1999 ''Romantik Salgın'' / İbrahim Altun

    2000 ''Günahsız'' / İbrahim Altun

    2000 ''Solmaz Hanım ve Kimsesiz Okurlar İçin'' / Selim İleri

    2000 ''Sıvı'' / Turgut Yüksel

    2001 ''Hayat Roman'' / Turgut Yüksel

    2002 ''Bella'' / Stella Aciman

    2002 ''Ben Kendimi Affediyorum Tanrım Ya Sen?'' / Tijen Kino

    2002 ''Kilidi Sırlı Anahtar'' / Baki Koşar

    2002 ''Travesti Pinokyo'' / Sibel Torunoğlu

    2003 ''Kırlangıçların Ömrü'' / Stella Aciman

    2003 ''Deniz Kızı'' / Zeynep Aksoy

    2003 ''Sığınak'' / Sadık Aslankara

    2003 ''Üçüncü Tekil Şahıs'' / Mehmet Bilal

    2003 ''Zarife'' / Deniz Kavukçuoğlu

    2003 ''Kurtlu Elma Şekeri'' / Pınar Orhan Küzeci

    2003 ''Şimdilik Kadın'' / Emine Saraçoğlu

    2003 ''Jigolo Cinayetleri'' / Mehmet Murat Somer

    2003 ''Peygamber Cinayetleri'' / Mehmet Murat Somer

    2003 ''Buse Cinayetleri'' / Mehmet Murat Somer

    2003 ''Hergele Âşıklar'' / Niyazi Zorlu

    04 Aralık 2004 - Gaygaye

  • Nikopol 9 February 2025 at 12:13 am

    Moved the thread from forum Literature to forum Art and Culture.

Participate now!

Don’t have an account yet? Register yourself now and be a part of our community!

Register Yourself Login

Chat

  • Toggle autoscroll
    Demet_cd

    Arkadaslar mersın ve yakın cevresınde gıdebılecegım lgbt dostu mekan varmı

    01:23
    aksoytahir21

    Merhaba

    16:51
    Kimim

    Demet_cd Mersin'de Geyik bistro var LGBT+ değil ama geçen yaz çalışanlar arasında gay ve lezbiyenlerin olduğunu görmüştüm sonuçta dosturlar herhalde🤨

    00:02
    fidann

    merhaba arkdaşlar nasılsınız ben daha birşey bilmiyorum yardımcı olurssanız sevnrimn

    11:50
    Phoenixmmt

    Merhaba kimse varmı

    13:55
    ATLAS

    fidann neyi bilmek istiyorsun mesela?

    17:59
    okaber1

    heyy kimse var mı?

    00:18
    Azeland

    Merhabalar

    19:48
    Utgm12

    Arkdaş arıyorum

    13:19
    bskmbn1

    slmlar arkdaşlar

    23:52
    bskmbn1

    merhaba

    22:45
    Memoli12

    SELAMLAR

    00:18
    CD beliz

    İstanbul Avrupa yakası Şirinevler meydana yakin kendime kiralık ev bakıyorum bana ev arkada

    23:36
    CD beliz

    İstanbu Avrupa yakası Şirinevler meydana yakin kiralık ev bakıyorum ev arkadaşı olmak isteyen varmı

    23:37
    CD beliz

    🤔🤔

    17:38
    Selcuk Alpaslan

    Merhaba arkadaşlar

    10:57
    Selin Sezer

    İstanbul Anadolu yakasında lgbt li gay travesti CD yada bekar arkadaşlar yanına ev arkadaşı arayanlar .CD yim ve sorumluluk sahibi biriyim.

    O554 *** ** ** numaradan WhatsApp Messenger atabilirler.tuzla da uzun zamandır tek kaldığım inşaatı tamamlanmamış sitenin zorlu şartlarından bıktım.elektirik şantiye elektriği ve 15 bin kira veriyorum bir o kadar fazla da kışın elektrik faturası geliyor.

    15:15
    faysal

    İstanbul'50o evlerde evine ev arkadaşı arıyorum bayan temiszlige yarfim edecektir kira 12 bı. Yarı yarı 6 Bin düşüyor eyda ful temiz giriş.. Saruhan antakya.facedrn Ulaşın

    21:33
    mactepk

    Herkese Merhabalar

    17:36
    mactepk

    İskenderun var mı

    17:37
    Alex123

    Hello guys! I just want to ask whether a foreigner with no prescribtion can buy PrEP in a pharmacy in Istanbul? Thank you in advance!

    14:52
    Nikopol

    Hello Alex123, In Istanbul, PrEP typically requires a prescription, but some pharmacies might sell it without one. It's best to call a few pharmacies in advance to check. Good luck!

    14:54
    Alex123

    Thank you Nikopol !!Do you by any chance know a pharmacy that sell it without one?

    14:57
    Nikopol

    You're welcome, where are you in Istanbul?

    14:58
    Alex123

    I will be coming tomorrow and will be in Taksim

    14:59
    Nikopol

    There are pharmacies on Isitikal Street and Sıraselviler Street, you can ask them, you will probably find it. If not, you can get a prescription from a health centre.

    15:00
    Nikopol

    Which country do you come from? Alex123

    15:03
    Alex123

    Makedonya

    15:06
    Nikopol

    Welcome to Turkey! Although cities like Istanbul or Izmir are relatively LGBTI+ friendly, I would still advise caution. Avoid PDA in conservative areas, seek out queer-friendly areas.

    15:10
    Alex123

    Thank you for your advice! I've lived here for a few months and I'm not new to the city, but I'm thankful for your advice nevertheless!

    15:11
    Nikopol

    You're welcome, if you need any help I'm happy to help.

    15:12
    TrvCindyyy

    İstanbul’a yerleşmeyi düşünüyorum trv olarak çalışabileceğim beraber ev tutup hem ev arkadaşı hem yoldaş bir trans birey cd trv ev arkadaşı arıyorum 552 *******

    14:53
    obelisk

    Herkese merhaba

    15:24
    Michael Morone

    Merhaba Beylikdüzü tarafından olan arkadaşlar burda mı

    15:34
    Ayla3434

    Merhaba

    21:41
    diyar

    Merhaba gencler

    12:24
    diyar

    Aktif kaç kişi var

    12:24
    Kayserioo

    Kayseri den kim var

    08:00
    goncagul

    Acil ev arıyoruz trans kadın arkadaşımıza çalışıyor kirayı ödeyebilir instagramı @sivaslitgirl

    17:04
    asko77

    Merhaba

    19:24
    kadiryilmazdogu

    8o🥵🥵🥵🥵🥵🍆🍆🍆🍑🍑🥵🥵🥵🥵🥵🍒

    12:28
    Rzgr34

    Selam

    16:18
    Berat

    Slm İstanbul Pendik evim boş yeri olmuyan arkadaşlar bana ulaşsın

    22:51
    Berat

    Kimse yokmu

    22:20
    Sinisterkedi

    Şu form artık canlansin be

    22:35
    Ali0606

    Selam ankardan

    23:07
    okaner

    naber

    22:12
    cameliyaa

    İstanbulda arkadaş olabileceğim lezbiyen kız arkadaş arıyorum

    22:35
    scuba

    Merhaba, Tekirdağ

    13:28
    scuba

    Olgun müsait yeri olan A varmı

    13:30
Firewall Sponsor
Cloudflare
Community Software Sponsor
Community Software Sponsor
Workspace Sponsor
Google

LGBTI News
  1. LGBTI
  2. LGBTI News
  3. Lesbian, Gay, Bisexual, Transgender & Intersex Forum Site
  4. Community Rules
  5. Privacy Policy
  6. Contact
Powered by WoltLab Suite™ 6.1.8