Kıssalar

  • Her tarafta vaaz veren solucanlar var. Her kurum bir misyonu dile getiriyor; tapınaklar gibi kurumların da mutlakları var; yönetimin ise yönetmelikleri - maymunların kullanımına yönelik. Hepsi de insanların yaşamına çare bulmaya çabalıyor. Dilenciler ve hastalar buna can atıyor. Kaldırımlar ve hastaneler şifacılarla dolup taşıyor. Toplum bir kurtarıcılar cehennemidir.

  • Karşılaştıkları sorunlarla yüzleşmeye ve onları çözmeye cesaret edebilen insanlar, toplumu daha ileri taşıyacak kişilerdir! Yalnızca kurallara göre yaşayanlar, toplumu ileriye taşıyamazlar, onlar yalnızca toplumla birlikte yaşayıp giderler.

  • İnsanlık kurtuluş peşinde... Aileden kurtulmak istiyor, törelerden kurtulmak istiyor, çalışmaktan kurtulmak istiyor, hastalıklardan kurtulmak istiyor, devletten kurtulmak istiyor, silahlardan kurtulmak istiyor, sınırlardan kurtulmak istiyor,... Bir süre sonra bunlardan kurtulacaklar ama, kendinden nasıl kurtulacak?

  • Ne kadar çok şey öğrenirseniz, o kadar çok şey anlamını yitiriyor. Sahip olduğunuz değerler bir bir yıkılıyor, prensipleriniz, amaçlarınız, inançlarınız da değişiyor. Çoğu şeyin bir anlamının, bir öneminin olmadığının farkına varıyorsunuz. Çok boş şeyler için hayatınızı, üzüntü, dert, gam, tasa, kaygı gibi şeylerle geçirdiğinizi fark ediyorsunuz. Yaşama daha değişik bir bakış açısıyla bakmaya başlıyorsunuz, fakat onda da çok geç kalmış olduğunuzu görüyorsunuz…

  • Meydanlarda, caddelerde bağırmak adi bir romantizmden başka bir şey değildir. Gerçek bir kurtuluş istiyorsak toplumsal bir cinnete ihtiyacımız var...

  • İnsanları anlamıyorum. Kadınlar ve erkekler birbirleriyle konuşurken aptallaşıyorlar. Pop gruplarından, elbiselerden, arabalardan, aptal oyunlardan ve aptal spordan bahsediyorlar ve ben katılmadığım için "Neden bu kadar huysuzsun?" diyorlar. Ben de onlara: "Ben iyiyim." diyorum. "Ama mutlu görünmüyorsun." diyorlar. Ben de onlara: "Düşündüğümü görmüyor musunuz? Aptallar mutlu olur ve siz benim zamanımı çalıyorsunuz" diyorum. Konuştuklarından hiç bir şey anlamıyorum.


    İnsanlara geri zekalı olduklarını söylemek zordur, fakat durum gerçekten de böyleyse, ne yapabilirsiniz ki???

    Mesaj defa düzenlendi, son düzenleyen ATLAS ().

  • Sana göre herkes salak/ aptal/ gerizekalı, psikoloji yalan dolan, sevgi kaybedenler için, her şey de saçma. İnsan-ı atlas mertebesindesin sana erişmek imkansız. Anlamaya çalışmaksa kimsenin haddine değil.

  • Sınırlarını aşan, zincirlerini kıran insanları severiz. En statükocu olanlarımız bile böylelerine içten içe hayranlık duyar. Kimsenin cesaret edemediğine cesaret edebildikleri için belki de.

  • Doğru insanlarla ilişki kurun, en uç noktalardakilerle birlikte olun, çünkü diğerleriyle AYRI fikirde olmak bir sanattır. Zıtlıklar dünyanızı güzelleştirerek, onun dönmesini sağlar… Eş, dost ve arkadaşlarınızın seçiminde bu politikayı benimseyin:


    Hiçbir konuda sıradanlaşmayın. Zekâda ve anlayışta sıradanlıktan kaçının. İyi şeyler pek beğenilmez çünkü ahmakların sayısı ehillerden fazladır. Beğeninin fazlalığı, bilgeleri kesinlikle hoşnut etmez. Eğer, düşünceleriniz, sözleriniz, eylemleriniz, halkı, ayak takımını, memnun ediyorsa rahatsız olmalısınız, sıradanlaşıyorsunuz demektir.

  • “Yaşanmışlıkların acısı mı? Yaşanmamışlıkların sızısı mı, Hangisi daha derin hissedilir?” Yaşlandığımızda nasıl cevaplarız bu soruyu?

  • Bu konu misafirlerden gizlenmiş 136 mesaj daha içeriyor, lütfen Kayıt Olun veya okumaya devam etmek için Giriş Yapın.

Şimdi katılın!

Henüz bir hesabınız yok mu? Şimdi kayıt olup topluluğumuzun bir parçası olun!