Tuvenan adlı kullanıcının mesajları


    Geldiğimizde otlar yemyeşildi ve kuzeydeydi güneş

    kömür deposu boşaldı işte mamak a sonbahar geldi
    Güneş altında tutsaklar geçen sonbahara bakıyorlar

    şirin mi şirin gecekondu evleri samsun asfaltında

    otomobiller ne güzeldi yollarda olmak şimdi

    Yaşamak şakaya gelmez,

    büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın

    bir sincap gibi mesela,

    yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,

    yani bütün işin gücün yaşamak olacak.


    Yaşamayı ciddiye alacaksın,

    yani o derecede, öylesine ki,

    mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,

    yahut kocaman gözlüklerin,

    beyaz gömleğinle bir laboratuvarda

    insanlar için ölebileceksin,

    hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,

    hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,

    hem de en güzel en gerçek şeyin

    yaşamak olduğunu bildiğin halde.


    Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,

    yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,

    hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,

    ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,

    yaşamak yanı ağır bastığından.



    Diyelim ki, ağır ameliyatlık hastayız,

    yani, beyaz masadan,

    bir daha kalkmamak ihtimali de var.


    Duymamak mümkün değilse de biraz erken gitmenin kederini

    biz yine de güleceğiz anlatılan Bektaşi fıkrasına,

    hava yağmurlu mu, diye bakacağız pencereden,

    yahut da sabırsızlıkla bekleyeceğiz

    en son ajans haberlerini.


    Diyelim ki, dövüşülmeye değer bir şeyler için,

    diyelim ki, cephedeyiz.

    Daha orada ilk hücumda, daha o gün

    yüzükoyun kapaklanıp ölmek de mümkün.


    Tuhaf bir hınçla bileceğiz bunu,

    fakat yine de çıldırasıya merak edeceğiz

    belki yıllarca sürecek olan savaşın sonunu.


    Diyelim ki hapisteyiz,

    yaşımız da elliye yakın,

    daha da on sekiz sene olsun açılmasına demir kapının.


    Yine de dışarıyla birlikte yaşayacağız,

    insanları, hayvanları, kavgası ve rüzgarıyla

    yani, duvarın ardındaki dışarıyla.

    Yani, nasıl ve nerede olursak olalım

    hiç ölünmeyecekmiş gibi yaşanacak...



    Bu dünya soğuyacak,

    yıldızların arasında bir yıldız,

    hem de en ufacıklarından,

    mavi kadifede bir yaldız zerresi yani,

    yani bu koskocaman dünyamız.


    Bu dünya soğuyacak günün birinde,

    hatta bir buz yığını

    yahut ölü bir bulut gibi de değil,

    boş bir ceviz gibi yuvarlanacak

    zifiri karanlıkta uçsuz bucaksız.


    Şimdiden çekilecek acısı bunun,

    duyulacak mahzunluğu şimdiden.

    Böylesine sevilecek bu dünya

    "Yaşadım" diyebilmen için...

    Nazım HİKMET

    Çok fazla umutlu değilim. Türkiye’deki bu feodal yapı, din baskısı, saçma sapan siyasi görüşler, uygulamalar, kültürel yozlaşma daha neler neler. Sayacak o kadrat çok şey var ki.

    Ama mücadele etmek lazım. LGBTİ topluluklarını büyütmek, örgütlenmek lazım. Hiçbir hak kolay kazanılmıyor.

    Yazılanları okuyorum da, galiba içinizdeki en şanslı kişi benim. Çok erken yaşlarda kendi ayaklarımın üzerinde durabildiğim aynı dönemlerde cinsel yönelimi tam keşfettiğim içi hiç kimseye açılmak gibi bir zorunluluk hissetmedim. Kendi hayatımı istediğim gibi yaşadım. 35 yıllık yaşamında da çok seçici dostluklar kurduğum içinde hiç zorlanmadım.

    umarım herkes benim kadar şanslı olur. Eğer LGBTİ'li bir bireyseniz her şeyin güzeline layıksınız...

    Sen kim oluyorsun da benim yaşadığım hayatı yargılıyorsun ? Kusursuz olmadığımı biliyorum -olmak için de yaşamıyorum- ama parmakla göstermeden önce... ellerinin temiz olduğuna emin ol !


    Bob Marley

    Neden böyle bir tartışma konusu açtığınız anlamakta güçlük çekiyorum. Bunu tartışılacağı yer burası olamamalı.

    Hepiniz kabul edersiz inanç mesesi oldukça hassas bir konu. Bu tartışacak kişilerin ortalama bir inanç bilincinden çok daha fazlasına ihtiyacı var.

    En azından birkaç kutsal kitap okumak lazım. Bu konuda fikir ortaya koyanlara sormak isterim kaçınız Kuranı, İncili veya Tevrat’ı okudunuz? Semavi dinlerin dışındaki inançlara hiç girmiyorum bile.

    İnsan küçük bir varlıktır. Tarih boyunca anlayamadığı, korktuğu ve desteğe ihtiyaç duydu her yerde kendine tanrı ve din icat etmiş bir canlı türüyüz.

    Ateşten tutunda, bir dağda oturan hayali varlıklardan, taştan topraktan yapılmış heykellere, ruhani varlıklara kadar tarih boyunca o kadar çok şeyi tanrı yapmışız ki…

    Nacizene tavsiyen bilime inanının… Ne kimsenin inancını sorgulayın nede kendi inancınızın sorgulamasına izin verdin.