Posts by Eflatoon

    Tekrar sorup bu cevap değil demekle ortaya bir hakikat çıkmıyor... İslâmiyet kimliğine bu kadar saldırgan yaklaşan birisinin eşcinsel kimliğinin kafasındaki şekli dışındaki durumlarına da aynı şekilde yaklaşacağını tahmin etmek zor değil. Burada sorulacak soru başlıkla alakalı olmalıydı. Yani iki kimliği beraber taşımakla alakalı olmalı.


    İslam köleliği kaldırmak için tarih boyunca net ifade kullanagelmiş... Iman tarifinde hakiki imanın izzeti, Allahtan maada ne başkası karşısında secde edecek kadar eğilmek ne de başkasını buna mecbur etmektir. İslam imanı ifade etme şekilleri içinde en kamil olanıdır.


    Eğer İslam ve eşcinsellik kimliklerini taşımakla ilgili sorunlar varsa ve uyum isteniyorsa bunun için nasıl adım atabiliriz buna bakmak lazım.


    Burada pek çok üye dindar ailelerin dini eğitim almış çocukları... Eşcinselliklerini farkedince kendilerini Homofobik ifadelere hedef görmemeleri gerekir. Hayata karşı şevklerinin zedelenmemesi gerekir. Bize hiç temas etmeyen kölelik meselesi yerine daha pratik ve hayatımızda olan meseleye odaklanmalıyız.


    Burada ilginç bir noktadan da bahsetmek istiyorum. Milli kimlik üzerine inceleme yapanlar bilir ki mülteciler geldikleri vatanda o vatanın yerlisini taklit eder ve daha da asli ve yerli gibi durma çalışırlar. Bu onları baskıdan kurtaracak sanırlar. Oysa başlarına gelecek yine gelir. Bu kadar balkandan kafkastan gelmiş mülteci den kurulu bir devletimiz var. Herkes tarzının mülteci olduğunu bildiği halde asli unsur gibi duruyor. Madem aynı milletsin o zaman tek millet gibi tavır al. İş harekete gelince gerçek ortaya çıkıyor.


    Aynen bunun gibi cinsel kimlik üstüne inceleme yapanlar da bilir ki baskın cinsel kimliği en iyi taklit edebilmek maalesef alkışlanır. İş hayatla sınanınca tüm makyaj silinir ve geriye üzgün ve farklı kimlikler kalır.


    Bu yüzden doğruluk ve samimiyet baştan itibaren esas paydamız olmalı.


    Burada yazmamın sebebi iki kimliği taşıyıp uyumlu yaşayabilmek isteyenlere bir çerçeve çizme gayretimdir.

    Bu tavır bu foruma yakışmamış. Siz Adam(!) gibi sorun adam gibi cevap alırsınız. Ön yargı ve öfke damlayan sorular zaten cevabı istenmeyen sorulardır. Ben yine de eşcinsel olarak yazayım.


    Allah mülkün sahibidir. Mülkünde dilediği gibi tasarruf eder.


    Bireysel ibadetleri emreder. Bununla imtihan eder.

    Sosyal değişimleri ihtiyar eder. Bununla da toplumları imtihan eder....


    bir olgu incelenirken son derece merakla ve samimi incelenir. Ama konu İslam ve eşcinsellik olunca merak önyargıya samimiyet ise şüpheye yerini bırakır. Karşılıklı ağız dalaşı bu başlıkta işe yaramaz.


    Kendini islamdan tokat yemiş gibi görmekle yada cinselliği ayıp kabul etmekle iş çözülmez.


    Ben burada cevap vermeye devam ediyorum. Çünkü eşcinsel neye elini atsa güzel yapar. İslam sistematiğini de aynı özençle ele alsa buna da güzel bir renk vurmayı bilir. Fikrinde değişiklik istemeyenlerin bu başlık altında bir istifadesi olmaz. Dini bir kimliğim var ve bunu varolan cinsel kimliğimle beraber hayatımda nasıl onurlu taşıyabilirim diyene ise diyecek çok şey var. Adım adım hayatın şevkini imanın rahatlığını eşcinselliğin güzelliğini tefekkür etmek gerekiyor.


    Meraklısına eşcinselliğin biyolojik psikolojik sosyolojik örgü ve tanımlarını ifade ederek başlanır. Homofobiklerin ataklarına bakılmaz. Samimi olan istifade eder.


    Aynen öyle de meraklısına İslamiyetin de biyolojik psikolojik sosyolojik örgü ve tanımlarını ifade ederek başlanır. İslamofobiklerin ataklarına bakılmaz. Samimi olan istifade eder.


    Evet biyolojik çünkü geçmişten gelen üzüntüler ve gelecekten gelen korkularımıza karşı en pratik cevap İslamdır. Hayatın ahengi anlaşılmadan ve huzur keşfedilmeden kuru bir macera duygusu ile ancak türlü hastalıklara hedef olunur. Evet psikolojik çünkü sahiplenilmek duygusunu en üst seviyede veren İslamdır. Öyle bir Sahip ki ol deyince oluyor. Böyle bir sahibin kapısını ihtiyaç içinde çalabilmek büyük lezzet tir. Hem de sosyolojik tir. Çünkü geçmişten gelenle değil şu anda ve eldeki ile yepyeni ufuklara ulaşmaya şevk verir. Toplum o an kabul edemese de sonraki kuşaklar bunu başarır.


    Burada kendimize sormamız gereken işte budur. Biz neresinde olacağız? Bildiğinde inat eden mi? Sayfa açıp cesaretle yeni bir bakışa gayret eden mi?

    İman hakkı tasdik tir. İslam hakka tarafdarlıktır.


    Hak denilen gerçekliği algılamak bunu fikren analiz etmek kalben hissetmek ve tüm duyularla algılamak yani hakkal yakin bilmek ilk adımdır. Gerçekliği algılayanın içindeki tekliği görebilmesi bir adımdır. Bu tekliğin tek olandan geldiğini algılayabilmesi bir adımdır. Tevhid budur.


    Tevhid, hayatın dehşetinden ürpermeye ve gelecekten endişelenmeye ve geçmişten hüzün yüklenmeye karşı tek başına en kuvvetli ilaçtır.


    Binler akımlar binler ümitlerle bu hedefe yürür. Yollarda kalmış olanların sentetik çözümlerle bulunduğu yere kanaat etmeye çalıştığını görürsünüz. Ama Kur'an buna kanaat etmez. Sonraki adımlara teşvik eder. Hayat sonraki adımlara baskı yapar. Bu kervan giderken yollarda dağılanlar da çoktur. Kendi bireysel bütünlüğümüzü koruyup bu yolda şevk arayanlara destek olmak gerekir.


    İslam sahiplenilmek gereken en önemli dini kimliktir. Elini çeker ortalığı çirkefe bırakırsan meal okları ile yaralanır muskalarla silinir ve mahalle baskısı ile yalnız kalırsın.


    Eşcinsellik sahiplenilmek gereken en önemli cinsel kimlik olduğu gibi... Çünkü onun duruşuyla çok daha nadir ve zarif kimlikler de nefes alabilir.


    'Bu çağda bu nasıl kafa' tepkisi yanıltmaz çünkü ölüm orada hala karşımızda duruyor. Ölüm bu çağda bile değişmiyor. İhtiyaçlarımız ve hassasiyetimiz artıyor. Her hassasiyet aynı zamanda bizi zorlayan hatta sıkan bir mengeneye dönüyor. O zaman bu çağda bile İslam bizim için en parlak cevap en güzel yol pusulası oluyor. Bu sıkıntıdan kurtulmak için rahatlatıcı yada unutturucu güncel cevaplar durumu değiştirmiyor. gezdirip getirip yine sorunun ortasına bizi bırakıyor.

    Hamdle Müslüman kimliğini

    Şerefle Milli kimliğini

    Onurla Cinsel kimliğini


    Beraber Taşımalı. Biri için diğeri feda etmek durumunda kalmamalı. Hayat yolunu oradan değil buradan geçebilir şuradan değil buradan dönebiliriz. Ama önüne ümitsizlik duvarı örülmemeli.



    Allah üç günahı affetmez. Her şeyi öbür tarafta bir şekilde aşmak mümkün. Ama bu 3ü geçmek yok. Tıpkı sizi huzura çağıran bir mahkeme heyeti gibi tarif ediyor ve sayıyor.


    Yok saymak... Şirk koşmak... Ve ümitsizlik...


    Lgbt için sorulması gereken Lut a.s. kavmi değil. Kuranın Lut a.s kıssası değil tamamı bize bakıyor. Kurana parça parça iman edilmez. Biz bütününü Allah kelâmı biliriz. Allahı yok saymayız. Şirk koşmayız. Eğer ümitsizliği aşabilirsek bizim için huzur - u İlahîde çok büyük adım olur. Çünkü lgbt ye hak verilmiyor. Daha çocukken ya "kız tavırlı" yada "o tavrı örtmek için tutuk" olduğu bahanesi ile ya korumak yada ortalarda göstermemek niyetiyle zaten çok hakları yoksayılıyor. Önünden arkasından konuşanlar hatta haberi olmadan çok işler çevriliyor. Bunlar hep o mahkemede alacak anlamına gelir. Dünyada hamdli şerefli ve onurlu, ahirette alnı açık olmak için duruşunu muhasebe etmeye mecburdur. Bu dünyada kalan yok. Madem bu dünya ona gülmemiş o zaman ahiret gülmeli. Ona dayanıp moralini yüksek tutarak kardeşliğini çevresine ifade edebilirse dünyada da Allah muvaffak eder.


    Ona güya dost yada düşman çevreler ondan bu zamana kadar çok geçinmişler... Bu böyle devam etmemeli. Sahte terapilerin saçma muskaların eline düşmeden ailenin çevrenin hedefi olmadan diğer kimlik kardeşleri ile ümitli yürümek çok kıymetlidir. Zaten bu kadar net olabilmek hakkı tasdik demek olan imanla, hakka taraftarlık demek olan İslamla mümkün olur. Bu paragrafı tekrar tekrar okuyun çünkü bunu başaran ahiretini kurtarır. Hem dünyası hem âhireti kurtulur.


    İslâm anlatıla gelen aksine gelenek sevmez. Varolan geleneği tanımaz. 'Efela yetefekkerun' ile tekrar tekrar idrak için zorlar. Büyükleri öyle yaptı diye taklit edip bahane üretenleri aşağılar. Hem uzmanlaşmayı detaylanmayı özendirir. 'Fazla derine inme' yi özendirir. Kıssa larla destekler.


    Lgbt de bu sayılanların hepsini cinsel kimlik sahasında yapar.


    Böyle bakınca aslında Türk kimliğinin de asırlardır sevilir oluşunda bu özellikler parlar. Ne zamanki uzaklaşmışlar o zaman o pırıltı sönmüş.


    Pırıltınız hiç sönmemeli.

    Bugüne kadar buldunuz da mı benle karşılaştırıyorsunuz? Yoksa bulamadınız da mı acele ediyorsunuz?


    Ben hem kendi hayatımda hem de çevremde gördüğüm sıkıntıları ifade etmek için çok bekledim. Fetva eminleri ve müftülerle görüştüm hem görüşüyorum. Toplumun özellikle Homofobinin darbesi karşısında doğru tarz nasıl olabilir diye araştırdım.


    Eşcinsellik büyük bir dünya. içinde hassas olunması gereken noktası çok. Düşünmeden İslamı bize tarif eden birine inciniyoruz. Genelde kişisel olan bu ifadeyi islamdan bilip Allaha küsme meyli taşıyoruz.


    İslâm büyük bir dünya. İçinde hassas olunması gereken noktası çok. Düşünmeden eşcinselliği soran birine inciniyoruz. Genelde kişisel olan bu ifadeyi lgbt den biliyor ve Homofobi ye meylediyoruz. Transfobiye meylediyoruz... Böyle değil mi? Hakikat bu değil mi? Bunlar afili değil hepimizin az çok hedef olduğu tavırlar.


    Herşeyden önce orjianalde olan merkezde olan meselenin özünde olan mana öğrenilmeli.


    İslâm, lanet okumak, ötelemek, yok saymak üzerine bir din değil. Niçin böyle algılıyorum? Müftü ve üstü alim seviyesinde insanlatla görüşünce "böyle bir şey yok geçmişte de yazılı bir hüküm yok. Lgbt hangi rengi olursa olsun biz ona namazı ve İslam la ahenkli olmasını tavsiye ederiz. Ahiretini kurtarsın isteriz" cevapları alıyorum.


    Barselona Paris Amsterdam da eşcinselliğin en haklarını aldıkları yerlerdeki eşcinselleri hem görüyor hem soruyorum. Niye" İslam Homofobik diye? " gayri müslüm olanlar bile böyle bir algımız yok. İnsan olarak toplumla ahenkli yaşamak en büyük hedefimiz" diyorlar. Bunlardan İslam üzerine doktora yapan eşcinseller de var. Maneviyatı güçlü tutmanın ve aidiyetin intihara karşı çok önemli olduğunu ifade ediyorlar.


    Sonra dönüp ülkeme geliyorum. Eşcinsel nüfusun büyük çoğunluğu evlendirilmiş. Bunların bir kısmı çilehane azabı çekip içinde yalanı yaşıyor, bir kısmı metreslere karışıp dışa yalanı yaşıyor. Gencecik kendini tanıma derdinde olanların intihar meyli i burada uzun uzun yazmaya gerek bile yok...


    Başarılı örnekler yıllara meydan okumuş eşcinseller hedef olmaktan çekinince rol model problemi ortaya çıkıyor.


    Zaten ağır olan ortama bir de İslam bile olmayıp meal ezberleyenlerin zehirli nefesleri yayılınca ortaya bugünkü tablo çıkıyor.


    Dış dünyada İslamsındır değilsen bana ne der geçersin. Eşcinselsindir değilsen bana ne der devam edersin. Ama burada hem alakası yok hem istiyor ki yok olsun. Nefretle hücum etme hastalığımız var.


    Önce benim özelliğim karakterim nedir diye sorarak başlanır. Eğer bu özellik başka insanlarda varsa kimlik olur. Bu kimliğin topluma ve yaşadığın siteme pozitif katılması için adım atılır. Buna engeller varsa bunlar için sivil toplum örgütleri ve diğer unsurlarla kanun dairesinde adım atılır.


    Bu silsile bizde "anam ne der bubam ne der" e dönüşünce kapkaççı ve kopuk bir toplum doğuyor. Bunları konuşarak başlarsak daha iyi olur.


    İslâm bunu aşmakta bize nasıl yön gösterir diyebilsek sorun doğru mecrasına gelmiş olur


    Bu er yada geç bizde de böyle olacak. Tarihte teslimatı en son adresde oturmakla biz kurtulamayız. Ya kavga ile ya konuşarak çözüme ulaşacağız. Hangisi daha iyi olur ortada....

    İşte meselede tam burada başlıyor. Ben burada bu ince noktaya odaklanıyorum. Yani cümle kurma ve diğer cümleye geçme ve sonuca ulaşma adımları Kurani değil felsefidir ve sonuca götürmez ve hem de götürmüyor. Çünkü ayet ve hadis meallerini blok ve kopuk taş gibi alıp "bilim felsefesi makinası" içine sokup ürün almaya çalışıyoruz. Oysa felsefenin belirsizlik şühecilik gibi cihazları, maddeden manaya geçmeyi ders veren hem de bu cihazlara göre çok daha ince ve hassas olan Kur'ana uymuyor. Diyorsunuz "anlat. Ama biz bilim felsefesi biliriz" . Konu bilim felsefesi değil ki usül ve değerlendirme o adımlara uysun. Herhangi bir konuyu Kuranın ve hadisin Kudsi bakışı haricinde ama Kurandan algılamaya çalışmak Google translate den edebiyat öğrenmeye çalışmaktan bile kötü... O bakış açısı Kudsiyet adımı ile başlar.


    İşte bu yüzden sormaya devam edip cevapların birikmesini sağladıkça sebep sonuç arasında Kuranın nasıl bağ kurduğunu algılamış oluruz. Onun atmosferi ve kendi bütünlüğü içindeki davranış şeklini algılamak asıl hedeftir.


    Bu temel adımdan sonra Kuranın kimliklere bakışını öğrenmek gelir. Böylece bütünlük sağlanmış olur.


    Yoksa popüler tartışmalar içinde konu boğulup gidiyor...


    Her bir kazanım bizim için üzerine basılıp sonrakine çıkılacak basamak olmak zorunda....

    Homofobi ne kadar sığ bir bakıştır ve eşcinselin varlığına panik atakla müdahele etmektir. Aman görünmesin ortaya çıkmasın. Halbuki o rahatlıkla ve saygı ile mukabele etse sorun olmaktan çıktığı gibi dostlar kazanacak ve hayatı kolaylaşacak...


    İslamofobi bundan daha sığ bir bakış olduğu görülüyor. İslamdan nerede bahsedilse orada bahsedilen değil içindeki korku ile hücum eder. Elbette saygı ile mukabele etse hem kendi hem şahid olanlar kazanacak.


    Bundan daha ötesi İslamofobiye hedef olmuş bir Müslümanın Homofobik olması yada Homofobi ye hedef olmuş bir Eşcinselin İslamofobik olmasıdır. Bu en nadir bulunması gereken bir problemken maalesef bizi hareketten bırakan ayağımızdaki en ağır köstek olmuştur.


    Bu güzel yurdu bahar havasına çeviren İslamdır. Bizi tek bir doku yapan İslamdır. Geleceğe ümitle bakmamızı sağlayan İslamdır. Bu ülkede İslamofobi olamaz. İtikadı ne kadar İslama uzak da olsa o İslama İslam da ona ancak saygı duyar ve kardeşlik halkasına alır.


    Bu güzel yurdu bayram havasına çeviren eşcinselliktir. Bizi rengarenk yapan eşcinselliktir. Şu anı ruhumuzun renkleri ile yaşamamızı sağlayan eşcinselliktir. Bu ülkede Homofobi olamaz. Cinsel kimliği ne kadar eşcinselliğe uzak olursa olsun Eşcinsel ona o da Eşcinsele saygılıdır.

    Peygamberimizin hakikaten kimle evleneceği ayetle sabit olması çok güzel ve önemli bir nokta...


    Zevvecna keha işareti ile evlilikte şahidi Hz Allah olan bir düğünden sonra eşler bellidir söz bellidir yemin bellidir.


    İnsanların yaptıkları düğünler o düğünün taklidi olabilir. Ona benzetilebilir. Onun gibi olsun denir. Ama hakikaten öyle kabul edilecek mi belli değildir. Kaldı ki İslama göre son nefesimiz de imanlı olabilecek miyiz belli değildir. Evlilik kabul edilecek mi belli değildir. Bu sebeple mümin "ben böyle yapıyor ve peygamberimi taklidi ediyorum ama bilmiyorum ki Allah benden razı mıdır? " der yada demelidir. Kulluk edebi bunu gerektirir. Eğer kabul edilmezse bunca ömür ve doğacak çocukların durumu malumdur. O yüzden bu şuurla hatta camiilerde perşembe akşam namazlarında iman ve nikah yenileme duası ile o şuur tekrar hatırlanır. Yada hatırlatılır.


    İbret görmek isteyen görür. Ama elbette görmek istemeyen görmez. Kendinden gayet emin ve adımında muhasebesiz, kendini unutup lgbt nin hayat yoldaşlığına itiraz eder. Her kulun kalbinden kendi Rabbine olan o bağdan gafil kocaman cümleler sarfeder. Dünyada haksız, ahirette mahçup bir akibete kendini hedef eder....


    Böyle olmamak için programlı muhasebeli ciddi hareket etmek ve sürekli Rabbimizden yardım dilemek gerekir....


    Gerçeği ve rızayı yalnız Allahtan diliyor ve ayıplarımızın örtülmesini niyaz ediyoruz....

    Yazdığınız Hadisler hatalı yada yanlış demedim.


    Yazdığınız hadisleri algılamada toplumsal ortak payda dağılmış. bireysel olarak hadis ilmi almadan hadis nakledilmez. Hem hadis mealen nakledilmez. Yoksa nakledene itibar edilmez.


    Bu hadisleri anlayıp algılayıp hayatımıza yazmak fevkalade güzel olur. Buna önce hadis ilmi öğrenerek başlanır. Hadis metni inceleme ve ilmi kelam edeple birleşince ilim kamil olur.


    Allah kuluna muhatap olmuş ve tenezzül edip beğendiği beğenmediği vasıfları belirtmiş. Varolan, birey olan ve bizi izleyen Allah bizden doğan gizli açık her hali muhasebe ederek toplayarak ve karşılaştırarak bir hüküm verecek. Hangi taraf ağır gelirse ona göre değerlendirecek. Eğer bu hadislerin mealleri dairesine girdiğinizi düşünüyorsanız ona göre hareket edip muzaffer olmanızı dilerim. Ama bu meallerden ümitsizlik çıkarıp bu başlıkta ortaya çıkmakta olan İslâmiyet ve Eşcinsellik kimliklerini bir arada mutlulukla taşımayı gölgelersek nasıl adım atacağız?


    İlk olarak öğrenilmesi gereken

    Nasıl bir peygamber?

    Nasıl bir kuran?

    Nasıl bir kâinat?


    Bu üç öğretmenin bize dersi olan Allah kimdir?


    Peygamberimizin konuşma özelliğini hadislerde okumak keyiflidir. Her ders ahiret Tevhid ve iman fezlekesi ile biter. Ondan gelen sözün kesilip biçildiğini hemen anlarsınız....

    "Sorularla İslâmiyet" maalesef adı gibi objektif olamayıp Homofobik duygulara zaman zaman yenilebilen bir kaynak.


    Hadisler hepsi uzun metinler ve olay dizgileri içinde yeralırlar. Hadis kitapları böyledir. Başını sonunu atar başka dile çevirirsek o dilin o dönemin hassasiyetleri ile bambaşka değerlendirmiş oluruz.


    Adap ve sosyal yapı içinde tavrın orta ölçüsü için elbette özendirme ve vazgeçirme metotları ile kıyamete kadar ümmete işaret çizgileri çizilmiş. Bu işaretleri okumanın temel metodunu hepimiz bilmemiz gerekirken maalesef bu payda dağılmış. Adeta eşcinsellik İnternetle ortak paydasını bulurken İslam ümmeti aksi yönde ortak paydasını kaybetmiş. Hepimizin eşcinsellik dendiğinde aşağı yukarı anladığımız algısının kaybolması gibi ya "bence böyle" yada "bu konu ile ilgilenmiyorum" tavrı yerleşmiş. Bu hasta tavrın maliyetini en iyi biz biliriz. Kişisel anlayışlardan sıyrılmış tavr-ı peygamberiyi a.s.m genel karakteristiği ile öğrenmeden cümlesindeki duygusunu hissetmek bize çok uzaktır. Bir filme saatle review videosu çekebilen ve izleyebilen bu çağın zekası elbette bunu çok kolay yapabilir. O aleme gidip o çağın dokusunu analiz etmek çok kıymetli sonuçlar kazandırır.


    Verilen ders sadece Eşcinsele değildir. Tüm kimliklere dir. Sanat ziraat ve ticaret esastır. Bu başlık altında sosyal hayata karış ama kimliklerini satma. muhatabını yanıltma çevreni yanıltma kendini yanıltma... diye giden onlarca tavsiyeye tümü ile beraber bakmanın formülünü öğrenmeli...


    İzzetli durmak onurlu olmak şerefli olmak her kimliğin hedefidir. Bu hedef ancak kimlik paydasını iyi belirlemek birbirine sahip çıkmakla başarılabilir....


    bu başlık altında kardeşliğe değer verip birbirine sahip çıkmaya gayret etmek hepimiz için hayati dir.

    Anlamları mealle toplarsanız ancak vahhabi sofrasına oturmuş olursunuz. "Hiç bir kavmin yapmadığı işi" i tefsirlerden ve tarih kitaplarından öğreniriz. Kadınları bırakmanın erkeğe yaklaşmanın ders olarak veriliş şeklinden umumî metne bakıp ders çıkarılır. Arabi orijinalini incelemeden parantezlerle hedefleyerek şeri hüküm çıkarılmıyor. Bunu böyle yapmak sadece öfkeyi odaklamak için yapılırsa kuran hırsa alet edilmiş olur ki zaten yeterince mesuliyetli bir adım olur.


    Eğer başka bir pencereden bakmak isterseniz elbette daha detaylara adım adım girilir. Ama benim itikadım budur derseniz karşılıklı hidayet dileyip daha yürümemize gerek kalmaz.


    Sunni metodoloji çok kıymetlidir. Ya bu pusula elde edilir ve bizzat incelenir yada bu pusulaya sahip olanlar takip edilir... Oysa günümüzde meal le ve duygusal tavırla ve alime değil avama yönelerek ifadeler savruluyor. Bu ise sınırları bilmeyen bir kitle elinde nefret hedefini belirliyor. Bunu durdurma kabiliyeti olanlar da geç kalınca ortada sadece ağlayan azınlıklar kalıyor. Bu ayette bahsedilen bir sonuç değil. Bu yüzden bu hassas konu bu başlık altında adım adım incelenmesi gerekiyor...

    Neden sonuç taşlarını öyle diziyorsunuz ki bu yoldan iman küfür beyaz siyahtan başka hiç bi yere çıkılmıyor. Ve nasılsa sürekli bize de isabet eden aynı etiket oluyor.


    Oysa siz ben sonradan eşcinsel olmadınız ve olmadık. Zaten asli kimliğimiz eşcinsel. İslam fıtratı üzerine doğduk. Teklif çağı olan yetişkinliğe doğru yürüdükçe bu iki kimliği birlikte yaşamakta nelere dikkat etmek ve kendi gerçekliğimize nasıl ulaşıp hayatı nasıl algılayacağımızı keşfetme yolunda yürümeye başladık.


    Kuran bizim için silah değil hayatı anlama ve yolculuk haritamız. Bu başlık altında benden duyacağınız da bu olacak...


    İslâm literatürü çok geniştir. İntersex asırlardır yazılan eserlerde incelenmiş ve tavsiye kararları var. Toplum baskısı ve yalnızlık, İntersex bireyi seçim yapmaya itmiş. Ailesi onun için seçmek zorunda olduğunu zannetmiş. Ve bu kimlikten kurtulmak istemişler. Şimdi bile lgbt nin tüm renklerinde bu örnekler gözlemlenebiliyor. Oysa insanlık vahşet bedeviyet ecir dönmelerini geride bıraktı. Artık birey kimliklerini dönüştürmek yada dönüşmüş gibi yapmak zorunda değil. Kendi orijinal yaratılışını algılayıp şevkle kurana talebe olmanın çağına giriyor.


    Siz kendinize yeterli kıymeti verip İslam yanında durursanız o da sizin yanınızda durur. O arzu ettiğiniz tebessümü elbette görürsünüz.

    Evlilik kişisel ve toplumsal olarak anlamlandırılmalı.


    âhirete doğru yürürken yalnız yada yoldaşla yürümek mümkün. Bu yürüyüşe nesillerin katılması da seçenek.


    Toplumsal olarak bu yürüyüşü miras veraset vekalet refakat hukuku ile desteklemek önemli


    Bu yürüyüş Allah huzuruna varıldığında razı olmalı ki tüm bu adımlar anlamlı olsun.


    Öyleyse esas olan bu hayatı ahiret namına yaşamak ve eşi ile dostu ile çevresi ile bunu paylaşmak olmalı.


    Eş o zaman eş olur. Yoksa eş, güzelliği çabucak kaybolacak bir yük olursa bu yolda nasıl yürünür?


    Böyle bir yoldaşlığa edilen dua, nikah duasıdır. Temennim bu duanın tüm sevenlere bu vatanda edilebilmesidir.


    Bu dua edilir. Kabul edip etmemek Allahın iradesidir...

    Bu kadar içinde özünde yumuşak olduğu halde bi araya geldiğinde sert olan ve sert tepki alan iki terim nadirdir.


    İslam, insanlığın macerasında birbirine selamet ve sevgi yoldaşı olmak, bunun için de hayat yolunda insanlığın ufkunu aydınlatmaktır.


    Eşcinsellik insanlığın yalnızlığından sıyrılıp sevgiyi paylaşmak hem de her türlü önyargıdan arınmak için kendinden başlayıp şevkini aynı cinsle paylaşmaktır.


    İslamın tek başına bir kimlik olarak kolayca hayata uygulanması kurumsal hale gelmiştir. Danışmana müftü denir.


    Eşcinsellik tek başına bir kimlik olarak tüm cinsel kimlik tanımı içinde yerini almış ve tıpta bir başlık olmuştur. Konunun danışmanı psikologtur.


    Ama her iki terim yan yana geldiğinde kişiler adedince sorular ortaya çıkarken uzmanlık alanı boş kalmaktadır. Bunun sebeplerini uzun uzun incelemeyi sosyologlara bırakıp elden geldiğince netice veren istifadeleri paylaşmak şu an için pratik görünüyor.


    Yani bu başlık altında soruda iki kelimenin de var olabilmesi önemli. Sorunun tenkit yada haber değil kişisel olarak iki kimliği taşımakla ilgili olması önemli...


    Kimi soruların sorulabilmesi önemlidir, kiminin net cevabı, kiminin de bir başlık altında onlarca kişisel yorumları...


    Her küçük iz sonrasına bir yol olabilir.


    Bu ümitle paylaşıyor ve bu güzel konuya bismillah diyorum.