The King of Sodom adlı kullanıcının mesajları
-
-
-
-
-
-
Pusat
*silah, her türlü silahın ortak adı.
-
-
-
-
-
-
Bilgisayar oyunu pek oynamıyorum
Yatmadan önce cep telefonundan Slots - Pharaoh's Way oynuyorum.
-
-
aşı olmayı düşünmüyorum
kısacası güvenmiyorum
-
Bir de sistemin bütünlüğünü, nasıl oluştuğunu ve nasıl işlediğini bilmiyoruz.
Sadece elimizdeki bilgi birikimi, anlatılanlar, gördüklerimiz ve mantığımızla fikir yürütüp kararlar veriyoruz. Eldeki bilgi birikimlerimiz, gördüklerimiz, bize anlatılanlar da hatalı ve/ya eksik olabilir.
Bu bağlamda hatalı kararlar da veriyor olabiliriz.
Bu verdiğimiz kararlardan ne kadar sorumluyuz?
Şartlar, edinilen bilgi, görülen boyut.... gibi etkenlerin hesaplandığı ve paunlamasının yapıldığı bir sistem varsa gerçekten bir adaletin olma ihtimali mümkün olabilir.
Bu adaleti islam dininde göremiyorum.
Örneğin İslam'a göre bir çocuk öldüğü zaman cennete gider! neden ama? benim de çocuk yaşta ölüp cennete gidememem bir haksızlık değil mi?
Bence adalet, toplumun genel etik anlayışına uygun bir yargılama biçimidir. Yargı insanlar tarafından yapıldığı için mükemmel olması beklenemez çünkü bireysel olarak da farklı etik anlayışına sahip olabiliriz. Yine de genelgeçer yargıların sadece kendimizce doğru olmadığını iddia edebiliyoruz, çünkü böyle kavramların keskin sınırları olmaz.
Birlikte yaşamak ve ilerlemek istiyorsak toplumsal adaletin empati kurularak sağlanabileceği en üst noktaya kadar sağlanması gerekir.
Fatih Sultan Mehmet'in şöyle bir sözü vardı...
Aklı öldürürsen, Ahlak da ölür.
Akıl ve Ahlak öldüğünde, millet bölünür.
Kadı'yı satın aldığın gün Adalet ölür.Adaleti öldürdüğün gün: Devlet de ölür....
-
Bir sistemin yozlaşmaması için kusursuz çalışan bir sistemin olması gerekir ki ortada öyle bir sistem yok.
Sorun sistemde, sistemin de düzeltilmesi için evrenin baştan tasarlanması gerekir ki o da mümkün değil.
Mümkün olduğunu farz etsek bile o zaman da seçeneklerin ve karar vermenin olmadığı tekdüzen bir yaşam söz konusu olur.
Neden seçeneklerin olmadığı bir sistem?
1. Bir seçeneği seçmek veya karar vermek o anki şartlar, düşünce ve ruh haline bağlı değişir.
Üstte belirttiğim tek düzen mantığına da aykırı
Herkes aynı şartlar, düşünce ve ruh haline sahip olduğu için farklı seçenekler sunulamaz.
Sunulduğunu farz etsek bile herkes aynı seçeneği seçer ve aynı kararı verir.
2. İleri dönemde çoğunluk ve azınlığın seçtikleri adaletsizliğe yol açacağı için seçeneklerin ortadan kaldırılması gerekir.
Örnek:
Arkadaşın babası pırlantacıymış, arkadaş pırlanta olduğunu bildiği için o taşları toplamış.
Benim babam da pırlantacı olsaydı ben de o taşları toplayacaktım! Bu adaletsizlik!
-
Aynı şartlar altında işlenen benzer suçlara verilen cezalara bakıldığında bile çok bariz farklılıklar görülebiliyor.
2 kişi aynı suçu işliyor, biri 10 yıl ceza alırken diğeri beraat bile alabiliyor.
İyi niyet hali, toplumdaki konum, tutulan avukat/lar, savunma şekli, hakimin ruh hali...
Bu şartlar altında nasıl bir adaletten söz edebiliriz ki?
-
Yazdıklarından anladığım kadarıyla gerçekten adalet diye bir şey yok ve gerçek anlamda adalet sağlanamaz.. çoğunluğu memnun etmek toplumun tamamını memnun etmek anlamına gelmiyor sonuçta. Bu durumda gerçek bir adaletten söz edemeyiz.
Adaletin sağlanması için eşitliğin olması gerekir ki böyle bir eşitlik ne bu dünyada ne de başka bir dünyada mümkün değil. Bu bağlamda ne bu dünyada ne de başka bir dünyada gerçek adaletin olmadığına ve böyle bir adaletin sağlanamayacağına inanıyorum.
Örnek verecek olursam..
Örneğin İslam dinine göre sözde diğer dünyada kısa çöpün uzun çöpten hakkını alacağı söyleniyor. Uzun çöpün karşılaştığı durumda bir adaletsizlik yok mu? uzun çöp mü uzun olmayı istedi?
Uzun çöp ve kısa çöpe adaletli davranmak için iki çöpün boyutlarının aynı olması veya bir tanesinin olmaması gerekir.
Bir tanesinin olması bile sorun! "Neden ben?" gibi bir soru ortaya çıkaracağı için ona da adalet diyemeyiz.
-
Adalet nedir?, fikirlerinizi alayım...
-
Son zamanlarda en sevdiğim dizi karakterlerinden biri Çukur dizisinden Timsah Celil karakteri.