Arya Stark adlı kullanıcının mesajları

    Üzerimize vazife olmayan konularda tartışmayı toplum olarak nedense çok seviyoruz. Homofobinin / transfobinin temelinde de bu yapıyor. Her konuda her aklımıza geleni söylemekten bir türlü geri duramıyoruz.


    Konuya gelecek olursam reşit bir kişinin kendi bedeninde söz hakkımız yoktur. Bu net. Şimdi diyeceksiniz ki sağlıklı adam kolunu kestirmek istese ona da manî olmayalım mı? O psikolojik bir rahatsızlığa delalet ediyor elma ile armutu birbiri ile kıyaslamayalım diye peşinen söylemek istiyorum.


    Ayrıca bu ameliyatlar her kapıdan içeri girip ameliyat olmak istiyorum diyene yapılmıyor. Yıllarca bu kişiler tetkik ediliyor ve bir neticeye bağlanıyor.

    Eğer ameliyat olduktan sonra şahıs pişmanlık yaşıyorsa bu ameliyatın sorgulanmasını değil o tetkileri yapan doktorun başarısının sorgulanmasını gerektirir. Birçok kişi toplumsal cinsiyet kalıpları nedeni ile trans olmadığı halde kendisini trans zannedebiliyor bunları iyi ayıklamalı ve kişileri madur etmemeliyiz.


    Vücudun ihtiyaçları konusunda ise söylediklerinizin bilimsel bir dayanağı bile yok.


    Saygılarımla.

    Peki dünyada yaşayan milyarlaca insanlık işgücü robotların kullanılması ile ne olacak? Mevcut ekonomik koşullar geçerliliğini yitirecektir. Ve bu da farklı bir sosyolojik oluşumu tetikleyecektir. Bu durum asırlarca hüküm süren toplumsal sınıfların sınırını belirsizleştirebilir. Peki gücü elinde tutanlar için hangisi daha kârlı? Robot işgücü mü? Yoksa hali hazırda bulunan proletarya mı?

    Zamanında okuduğum fakültede bir adet cinsiyetsiz tuvalet vardı. En fazla da o tuvalet rağbet görürdü. Kimse kimseyi yadırgamazdı. Nerede o eski tuvaletler, ah ah!

    Tabi söz konusu fakültenin tuvaleti olunca nispeten ağdalanmış bir topluluk söz konusu. Önemli olan eğitim ve bilinçlenme. Bunlar olmadıktan sonra istersek LGBTİ bireylere özel yasa çıkartalım gene nafile.

    Bence cinsiyetsiz olmalı ama ülke şartlarında zor ya da her iki seçenekte olmalı kadın erkek ve cinsiyetsiz 3 seçenek gibi. İsteyen istediğine girer. Çünkü lgbti tek başlık altına almakta saçma olur o zaman 20 tuvalete kadar ayırırız en az.

    Aynen öyle. Kadın Erkek ve Cinsiyetsiz 3 tane olsa herkesin ihtiyacını karşılayacaktır. Öbür türlü dediğiniz gibi en az 20 tane tuvalet lazım :D

    Bunlar haricinde bir de şunu da ifade etmek gerekir. Sizinde dediğiniz gibi dinler birbiri üzerine inşa ediliyor bu durumda bir sonraki dini yapıyı oluşturmak için bir öncekini iyi biliyor olmak gerek. Bunun üzerine de o dönemdeki sosyolojik yapıya uygun güncellemelerin yapılması gerek. Peki o dönemlerde bu kaynaklar bukadar ulaşılabilir miydi? Yani islam dininin ilk ortaya çıktığı putperest arap yarımadasında hristiyanların durumu nasıldı bunları araştırmak gerek. İslam dini bir güç elde etmek amacı ile mi ortaya atıldı yoksa hristiyanlığın çarpık öğretiler olduğu düşüncesi mi ağır bastı? Aynı şeyi hristiyanlığın başlangıcı için de soruyorum.

    Bu durumda günümüzdeki semevi dinlerin insan zekasının eşsiz birer örneği olduklarını kabul edebilir miyiz? Özellikle 4 büyük semevi dindeki bütün olaylar ve örneklemeler küçük bir ortadoğu bölgesini kapsıyor ve dünyanın geri kalan eşsiz ve sırlarla dolu bölgelerini karanlığa ve hiçliğe mahkum ediyorken?

    Peki mevcut tuvaletlerin yanında Harici bir LGBTİ tuvaleti düşünülemez mi?

    Alıntı

    Kadın ve Erkek biyolojik cinsiyet tuvaletlerinin yanında LGBTİ bireyler için harici tuvaletler olmalı.

    Seçeneği de var?

    Vicdan kendimize yapılmasını istemediğimiz hiçbir şeyi başkalarına yapmamaktan geçiyor bence. Ancak bu vicdanı tanımlamaya yetmez. Vicdan toplumsal olarak uyum içinde yaşamı kolaylaştırmak için insanlara sonradan aşılanan bir kavram. Belki de;

    William Shakespeare yazdı:

    "Vicdan güçlüleri korumak için korkakların uydurduğu bir sözden başkası değil"

    Evet arkadaşlar cinsiyetsiz tuvalet konusu tüm dünyada büyük tartışmalara yol açıyor. Kimisi kadın ve erkek tuvaletlerinin haricinde LGBTİ bireylere özel tuvaletlerin olmasını istiyor kimisi tüm tuvaletler cinsiyetsiz olmalı diyor. Hadi bu konuyu tartışalım sizce hangisi olmalı. Ankete katıldıktan sonra lütfen kendi düşüncelerinizi konu altında yazınız.

    Bu konulardan biraz bahsetmek ister misin The King of Sodom örneğin yapay zeka'nın yönetime hakim olduğu bir devlet sistemi inşaa etsek nasıl olurdu? Daha adil ve özverili çalışabileceği için herkes memnun olur muydu? peki bu durumda Yapay zeka insanlığa hükmediyor diyebilir miydik? Yoksa kanunları bizler oluşturuyoruz ve Yapay Zeka bizim kontrolümüzde mi derdik? Peki ya Yönetici bir Yapay Zeka toplumda infial yaratacak olaylara nasıl tepki verirdi? İnsani ve vicdani olarak insancıl mı davranırdı yoksa matematiksel hesaplamalar ile hangi sonuç daha baskın çıkıyorsa onu mu uygulardı?


    Vicdanlı bir Yapay Zeka algoritması olabilir mi?

    Özellikle günümüz Türkiye'sinde din bireysel ve toplumsal yaşamımızda oldukça belirleyici bir etken. Şuanki kültürümüzün zeminini de oluşturan dinler insanlık için çok önemli bir yere sahip. Özellikle de dini merkeze almış toplumlarda bu fark seküler kesime göre daha fazla.


    Dinler neydi ve Nasıl oluşmuş olabilir?


    Medeniyetin ilk dönemlerinde insanlar çoğunlukla ateşe, suya ve ürkünç hayvanlara tapıyorlardı. Onlardan korkuyor, Onları kendilerinden üstün tutup onları memnun ederek hayatlarını kolaylaştırma gayesi güdüyorlardı. Ne var ki insanlar artık ateş, su ve ürkünç hayvanları anlamaya onları yönetmeye ve kullanmaya başladılar kendilerine tapınacak daha kudretli nesneler buldular. Bunlar güneş, ay gibi gezegenler, yıldırım ve kasırgalar gibi doğa fenomenlerinden başka birşey değildi. Aslında Tapınılacak varlık insanlara daha uzak ama daha korkunç olmuştu. Basit olandan karmaşık olana doğru kat edilen yol gibi. Ancak insanlar bunları da anlamakta çok zorlanmadı. Artık gezegenler ve onların uyduları, doğa olayları onları tapınılacak kadar kudretli özellikleri olmadıklarını ve bunların basit şeyler olduğunu anladıkları zaman tapınılacak daha kudretli varlıklar peşine düştüler. Bunlar olsa olsa farklı boyuttan tanrılar olabilirdi. Bizim göremediğimiz ulaşamadığımız bir yerde varlığı ilelebet süren bir tanrı. Ancak artık tapındığımız Tanrı çok fazla bilinmeyen içeriyordu ve insanların duyu organları ile fark edilemeyecek bir boyuta ulaşmıştı. Herşey daha karmaşık olmuştu. Bundan dolayı insan elçiler olduğunu varsayıp tanrının emirlerini insanlara bu elçiler ile sunduğunu öne sürdüler. Bu elçilerin insan olmasını insanlara yakınlık olarak ifade ettiler. ve nesnel bir tanrı olmadığı için tanrıyı memnun etmek adına ritüeller yaptılar. Yanan ateş tanrı modelinde tanrıyı memnun etmek basittir. Birkaç odun atarsınız ve tanrının kükrediğini herkes o anda görür ve işitir. Ancak soyut tanrı modelinde bunu yapmak zordur. Mucizeler gerekir. Ayın ortadan ikiye yarıldığını ancak bunu sadece elçiler ve onlar kadar bilgili bazı insanların gördüğünü öne sürmek gerekir. Tanrıyı memnun etmek için de çeşitli ayinler yapılmalıdır. Çünkü tanrının var olmasının sebebi onu memnun etmek ve karşılığında rahat bir yaşam ve ölümden sonra gidilecek kıymetli cennet kavramını yaşatmak gerekir.


    Devletler de bu soyut tanrı kavramını merkezi otoriteyi güçlendirmek için kullanmışlardır. Hatta sanıyorum ki en kolay ve sorgulanamaz yol budur. Kendisi tanrının sorgulanamayacağı ilkesine dayalı olarak harika bir otokontrol mekanizması da getirir.


    Peki Tanrı inancı insan doğası için gerekli mi? İlkel insan neden anlamadığı herşeyden korkmuş ve ona itaat etme zorunluluğunu hissetmiştir? Bizler aslında büyük ölçüde içgüdülerimizin esiri olan basit hayvanlardan başka bir şey değil miyiz? Her ne kadar medeniyetimizin bu kadar gelişmiş olduğu son yüzyılda bile.


    Tanrı inancının olmadığı ateist bir toplum modeli geçmişte oluşabildi mi? Yoksa istisnasız bizler bir tanrıya inanma ihtiyacı hisseden canlılar mıyız? Bunun soyut düşünebilme yeteneğimizin bir parçası olarak mı görmeliyiz yoksa Tanrının bizzat kendisi tarafından bize verilen bir özellik olarak mı görmeliyiz?


    İnsanlar anlamadığı her konuda tanrıya atıf yaparken kolaycılık mı sağlıyor yoksa anlamadığı konuları araştırırken tanrının otoritesini sarstığını mı düşünüyor?

    Kesinlikle sana katılıyorum The King of Sodom Tabiki aslında biz yapay zekayı konuşurken onun da insansı bir düşünce sistemine sahip olacağından yola çıkarak bu çıkarımları yapıyoruz bunun ne kadar ulaşılabilir olduğunu ancak zamanla anlayacağız. Yani herşey muallak. Ancak bu soruları bizden önce birçok insan düşünmüş bununla ilgili bilim-kurgu romanları yazılmış, filmler çekilmiş. Birkaç örnek vermek gerekirse;


    The Matrix, Ex Machina, Upgrade, filmleri,

    Deep Learning — Ian Goodfellow, The Singularity Is Near — Ray Kurzweil

    bu konuya güzel örnek teşkil edecek kitaplar.

    Burada sorulacak soru başlıkla alakalı olmalıydı. Yani iki kimliği beraber taşımakla alakalı olmalı.


    Bize hiç temas etmeyen kölelik meselesi yerine daha pratik ve hayatımızda olan meseleye odaklanmalıyız

    Temeli çürük bir binanın pervazlarını tartışmak son derece manasız bir şey olsa gerek.


    İslam kültürünü benimsemiş herkes kölelik meselesine ve daha nice çarpık hadise ile yüzleşmek zorundadır. İslam zannettiğiniz gibi işinize geleni kabul edebileceğiniz bir görüş değil. lakin savunduğunuz öğreti temeli çürük bir binadan başka birşey de değil.


    Burada samimi olarak İyi niyetli birşey yapmak için yola çıktığınızı düşünüyorum ve buna saygı duyuyorum. Buraya Voltaire’den güzel bir alıntı bırakmak isterim.


    “Aldanmak yaptığımız her işte şaşmaz yazgısıdır hepimizin. Her sabah parlak işler tasarlar gün boyu budalalık ederim


    Ayrıca burası bir tartışma alanı ve herkes kendi düşüncelerini özgürce ifade edebilmeli. Yazınızda biraz da olsa eleştirilere sitem ettiğiniz görülüyor. Eleştiri kabul edemeyecekseniz tartışma platformuna yazmanız manidar.


    Ayrıca tekrar belirtmek isterim ki ifadelerinizin büyük bölümü Profound Bullshit.


    Saygılarımla.

    Arkadaşlar merhaba özellikle İstanbul’da bir LGBTİ açık kimlikle rahatsız edilmeden özgürce yaşayabileceği semtleri konuşalım.


    Bence Cihangir, taksim herkes tarafından ulaşılabilir semtler değil. Kiralar aşırı yüksek. Açık kimliği ile yaşayan arkadaşlar hangi semtlerde oturuyor ve ne gibi problemler yaşadı burada tartışabiliriz.


    Ben açık kimlik ile yaşamadığım için bu konuda bir katkı sağlayamayacağım. Ama ileride açık kimliğimiz ile özgürce yaşama hayali kuran biz insanlar olarak sizlerden deneyimlerinizi paylaşmanızı hepimize güven aşılamanızı isteriz. :)


    Diğer şehirlerde yaşayan arkadaşlarda bilgilerini yazabilir örneğin Ankara, İzmir. Buralarda durumlar nasıl hiç bilmiyoruz.

    Sayın Eflatoon yazdığınız yazıda bir cevap göremiyorum. Oysa benim sorum gayet açıktı; “islam köleliği neden kaldırmadı?” Ancak siz buna cevap vermemişsiniz.


    İslam dininin temelleri atıldığı yıllarda da toplumsal yapıda kölelik, köle alıp satma normal karşılanıyordu. Dolayısı ile islamda da bunun yansımasını görüyoruz. Ancak islam öğretisini Tanrı’nın bir öğretisi olarak düşündüğümüz zaman bu pek akla yatkın gelmiyor neticede. Buna İslami perspektiften kolay kolay cevap verilemez.


    Ayrıca madem rahatsız oldunuz söz konusu ifadeyi kaldırdım. Ama bu kaçamak cevap verdiğiniz gerçeğini değiştirmiyor. Daha çok yaptığınız şey Profound Bullshit.


    Saygılarımla.

    Söyler misiniz Eflatoon islam kölelik gibi toplumda sadece belirli bir zümrenin sahip olduğu ve toplumsal yaşamı kökünden etkilemeyecek bir meseleyi neden kökünden çözememiştir? Ancak şarap yasağını bir gece ansızın getirebilmiştir?


    Şimdi diyeceksiniz ki İslamda kölelik yoktur islamda köle alımı caiz görülmez. evet buna bende katılıyorum ama eldeki kölelerin özgür kılınası cemaatin iradesine bırakılacak bir şey midir? Toplumda bir anda büyük değişiklikler yapmayı mantıklı görmeyen islam şarap yasağını bir gecede nasıl getirmiştir? üstelik mekkenin kaldırımlarından oluk oluk şarap akarken, geçimini bu işin ticaretine veren binlerce insan aç kalırken. Üç beş tane köle sahibi burjuva rahatsız olmasın diye mi kölelerin bir gecede özgür kılınması salık verilememiştir?


    Savaş esirlerinin ne yapılacağı bulunamamış da köle olarak almak mı çözüm getirmiştir? Köleleri cinsel yakınlaşma dahil her türlü İNSANİ zevkleri için kullanan burjuva sınıfı kölelere nikah kıyma zorunluluğu ve irade hali bile verilmemesi nasıl bir tanrının dinine yakışır?


    Lütfen kaçamak cevap vermeyin!

    Aslında bu bahsettiğiniz hadise yaşandı. Tıpkı google'ın derin öğrenme sistemine benzer bir şekilde çalışan microsoftun bir twitter hesabı ile etkileşime geçirdiği yapay zeka vardı. Ne yazık ki kısa süre içerisinde bu hesap aşırı ırkçı ve radikal mesajlar yazmaya başlayınca microsoft çalışmayı süresiz durdurmak zorunda kalmıştı.

    AlphaZero, bin 500 yıllık satranç tarihinde hiçbir insanın aklına gelmeyen hamleler gerçekleştirerek birincilik tahtına oturdu.

    Sanırım durumu özetleyen kısmı bu... Yani sadece temel kuralları öğreterek kendi kendine ki buna kaynakları da etkin birşekilde kullanabildiğini varsayıyoruz. Satranç stratejisi geliştirebiliyor. Ki bu ön tanımlı bir yazılımla da olmuyor kendi kendine tamamen kaotik bir yöntem ile gelişiyor.


    Tıpkı ExMachina ve Her filmlerinde olduğu gibi bir gelecek bizi bekliyor olabilir!