Gökçe Gökçen Sorularınızı Yanıtlıyor

  • Öncelikle merhabalar. Yaklaşık olarak 14 yıldır trans hakları ve seks işçiliği ile geçinen transların yaşamı üzerine aktivizim yapmaktayım. Ülke olarak ikili cinsiyet üzerine oluşturulmuş bir Anayasamız var. Haklar hukuklar genelde ikili cinsiyete göre belirleniyor. Kaldı ki yıllardır LGBTİ+ bireylerin anayasal güvence altına alınması konusunda yaptığımız onlarca çalışma, rapor, toplantı, bildirim vs olmasına rağmen halen cinsel kimlik ve yönelimler konusunda anayasal güvence için hiçbir adım atılmadı! Bu çok önemli bir adım ve neredeyse 12 yıldır hiçbir sonuç elde edilemedi. Bunun yanı sıra trans bireyler oldukça insanlık dışı olan " üreme yeteneğinden yoksun olma şartı " ile ikili cinsiyetlere tanınan hakların tanınması konusunda bedensel tecavüze maruz bırakılıyor. Hakları elde edebilmek adına ( evlenme hakkı, baba maaşı alabilme hakkı, eşinin sigortasından faydalanma hakkı, eşinin soyismini alabilme hakkı gibi) üreme yeteneğinden yoksun ol ve gel diyen bir sistem söz konusu. Kaldı ki üreme yeteneğinden yoksun olmak isteyen transların bile güvenebileceği tam ihtisaslı bir hastane ve doktor da yok. Olanlarda zaten özel sektörde açtıkları kendi döner sermayeleri ile resmen sömürü politikasıyla translardan fahiş fiyatlar almaktadır. Devlet kapsamında karşılanan geçiş ameliyatları maalsef çok ilkel ve çok ciddi prosödür engelleri oluşturmaktadır. Tüm bunların yanı sıra artan şiddet, cinayetler, ayrımcılık cabası... Onur yürüyüşünün 2015 yılından bu yana engellenmesi, Ankara valiliğinin süresiz bir biçimde lgbti örgütlerine ve türevlerine getirdiği yasak, KHK kararları ile seks işçilerini ilgilendiren yeni düzenlemelerle getirilen hapis cezaları, ev mühürlemeleri ve usulsüz kesilen idari para cezaları, bekçilerin ve polisin görevi kötüye kullanması trans seks işçisi bireyleri yoksullaştırmakta, güvensiz ve sağlıksız ortamlara itmekte şiddet sarmalının içine sürüklemektedir. Sadece 3 yılda 14 trans birey öldürüldü ve 12 trans birey intihar etti. Hiç kimseden bu konu ile ilgi gık çıkmadı. Hande kaderin faailleri halen yakalanmadı. Gördüğüm tek şey LGBTİ bireylerin karanlık bir geleceğe itildiği ve ülkenin insan hakları alanında duyarlığının sadece ikili cinsiyet üzerinden ilerlediğidir. Açıkçası saydığım onca sorun ve daha belirtmediğim bir çok hak ihlali konusunda hiçbir partinin çözüm üretmediği ve bu konuların çözüme kavuşamadığıdır. Bu sorunların çözümü noktasında ne türk politika üretmemizi önerirsiniz? İş birliği noktasında bu sorunları nasıl masaya yatırabiliriz?

  • Bihter arkadaşımız baya açıklayıcıyı sormuş ama kısaca şunu sormak istiyorum; lgbti için ne gibi çalışmalarınız söz konusu?

  • Öncelikle merhabalar. Yaklaşık olarak 14 yıldır trans hakları ve seks işçiliği ile geçinen transların yaşamı üzerine aktivizim yapmaktayım. Ülke olarak ikili cinsiyet üzerine oluşturulmuş bir Anayasamız var. Haklar hukuklar genelde ikili cinsiyete göre belirleniyor. Kaldı ki yıllardır LGBTİ+ bireylerin anayasal güvence altına alınması konusunda yaptığımız onlarca çalışma, rapor, toplantı, bildirim vs olmasına rağmen halen cinsel kimlik ve yönelimler konusunda anayasal güvence için hiçbir adım atılmadı! Bu çok önemli bir adım ve neredeyse 12 yıldır hiçbir sonuç elde edilemedi. Bunun yanı sıra trans bireyler oldukça insanlık dışı olan " üreme yeteneğinden yoksun olma şartı " ile ikili cinsiyetlere tanınan hakların tanınması konusunda bedensel tecavüze maruz bırakılıyor. Hakları elde edebilmek adına ( evlenme hakkı, baba maaşı alabilme hakkı, eşinin sigortasından faydalanma hakkı, eşinin soyismini alabilme hakkı gibi) üreme yeteneğinden yoksun ol ve gel diyen bir sistem söz konusu. Kaldı ki üreme yeteneğinden yoksun olmak isteyen transların bile güvenebileceği tam ihtisaslı bir hastane ve doktor da yok. Olanlarda zaten özel sektörde açtıkları kendi döner sermayeleri ile resmen sömürü politikasıyla translardan fahiş fiyatlar almaktadır. Devlet kapsamında karşılanan geçiş ameliyatları maalsef çok ilkel ve çok ciddi prosödür engelleri oluşturmaktadır. Tüm bunların yanı sıra artan şiddet, cinayetler, ayrımcılık cabası... Onur yürüyüşünün 2015 yılından bu yana engellenmesi, Ankara valiliğinin süresiz bir biçimde lgbti örgütlerine ve türevlerine getirdiği yasak, KHK kararları ile seks işçilerini ilgilendiren yeni düzenlemelerle getirilen hapis cezaları, ev mühürlemeleri ve usulsüz kesilen idari para cezaları, bekçilerin ve polisin görevi kötüye kullanması trans seks işçisi bireyleri yoksullaştırmakta, güvensiz ve sağlıksız ortamlara itmekte şiddet sarmalının içine sürüklemektedir. Sadece 3 yılda 14 trans birey öldürüldü ve 12 trans birey intihar etti. Hiç kimseden bu konu ile ilgi gık çıkmadı. Hande kaderin faailleri halen yakalanmadı. Gördüğüm tek şey LGBTİ bireylerin karanlık bir geleceğe itildiği ve ülkenin insan hakları alanında duyarlığının sadece ikili cinsiyet üzerinden ilerlediğidir. Açıkçası saydığım onca sorun ve daha belirtmediğim bir çok hak ihlali konusunda hiçbir partinin çözüm üretmediği ve bu konuların çözüme kavuşamadığıdır. Bu sorunların çözümü noktasında ne türk politika üretmemizi önerirsiniz? İş birliği noktasında bu sorunları nasıl masaya yatırabiliriz?

    Merhabalar. Öncelikle mücadeleniz için tebrik ve teşekkür ederim. Bu konuda yapabileceklerimizin ilk başında şu geliyor: LGBTİ+ haklarının insan hakları olduğu konusunda net ve eşitlik konusunda ısrarcı olmak. Biz CHP olarak bu amaçla 2011 yılında oluşturulan anayasa komisyonunda anayasanın eşitlikle ilgili maddesine cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğinin de eklenmesini talep etmiştik.


    Tıpkı kadına yönelik şiddet konusu gibi, LGBTİ+'lere yönelik şiddet de sadece "şiddet" başlığında ele alınamaz. Önce ayrımcı söylemler, ardından nefret söylemleri ve bu söylemlerin hem cezalandırılmaması, hem de desteklenmesi bize en sonunda şiddet olarak dönüyor. LGBTİ+ meselesine de böyle bakıyoruz.


    Trans cinayetleri, intiharları ve operasyonlara getirilen hukuki ve fiili sınırlamalar; mevcut iktidarın sağlık hakkını, özel yaşama saygı hakkını ve nihayet yaşama hakkını ne kadar ciddiye almadığını gösteriyor. Bizler mecliste ve mağduriyetin yaşandığı her yerde bu konunun daha yakından takipçisi olacağız. Geri kalanı ise katılımcı bir şekilde hep birlikte vereceğimiz kararlara bağlı olacak. Mesele hepimizin meselesi çünkü.


    Önümüzdeki dönemde ne yapabileceğimizi birlikte konuşup tartışabilmek amacıyla LGBTİ+ konusunda çalışan sivil toplum örgütleriyle görüşmelerimizi artırmayı düşünüyorum. Umarım bu vesileyle yüz yüze de tanışma fırsatımız olur.

  • Cumhuriyet Halk Partisi'nin resmi olarak tanıdığı, "CHP LGBTİ ... gibi" bir LGBTİ gençlik kolu ya da oluşumu var mı?

    Eğer yoksa böyle bir oluşuma bakış açınız ne olur? Gokce Gokcen


    Yanıtınız için şimdiden teşekkür ederim.

    Merhabalar. Tüzüğümüz Siyasi Partiler Kanununa uygun olarak düzenlendiği için sadece gençlik ve kadın kollarımız bulunuyor. Kanunda ve tüzükte "yan kol" olarak nitelendirilmelerine rağmen biz onları birer örgüt olarak görüyoruz.


    Bahsettiğiniz konuda ise CHP LGBT adlı bir grup bulunuyor. Resmi olarak tanınan bir kol ya da örgüt haline gelmesi için talebin belki de daha çok hissedilir olması lazım. Partimizin üyeleri arasında LGBTİ+ sayısı artarsa bu grup da bir örgüt haline gelebilir, güzel de olur bence.

  • Nikopol

    Konuyu kapattı.

Şimdi katılın!

Henüz bir hesabınız yok mu? Şimdi kayıt olup topluluğumuzun bir parçası olun!