Selam,
Ben bir 'hiç' olarak doğdum, bir 'şey' olabilme mücadelem hep sürdü, sürmekte. Fena yol almış sayılmam.
Ama aşka, sevgiye gelecek olursak hep yarımdım. Tanıştığım bir kız her şeyi değiştirecek sandım, diğer yarımı buldum sandım. Artık tamamlandım sandım, acılarım bitecek, ona sarılınca geçecek sandım. Yanıldım, kandım, aldatıldım. Beni aldattığını söylediğinde ölmüş gibi üzüldüm, ölse bu kadar üzülürdüm, fazlası olamazdı. Bu yara hâlâ kanıyor. Yok sayılmak, değersizleştirilmek... Bu duygular insanı katil bile edebilecek duygular.
Bu konular uzar ve demek istediğim: yaralarım var. Ve gerçek bir hayatım yok, rol yapıyorum. Yoruluyorum ama dedim ya öyle kolayca ölüp gitmeyecek kadar emek verdim, veriyorum. Üstelik yalnızca kızına bel bağlamış bir annem var, onu yüzüstü bırakamam. Ah benim şu yüzüstü bırakamamam, oysa insanlar ne de güzel yarı yolda bırakabiliyor beni, neyse. Evet bu - mış gibi hayatım çok yordu beni, üstelik karamsarlığa da kapılıyorum sık sık son zamanlarda. Ne olacağım böyle ben? Bir daha birini sever miyim? Biri beni çıkarsız sever mi sahi? Ben bu hayatta çok az şeyi sevdim inanın, hayatıma çok az insanı aldım. Tek bir insana aşık oldum, onu sevdiğim zamanları düşününce bile ar ediyorum şimdi. Bu konuyu neden açtım? Çünkü merak ediyorum, gerçekten seven var mı birbirini ? Her şey cinsel sapkınlıklardan mı ibaret yoksa? Benim bu mide bulantılarım ne zaman geçer? Bu konuyu kaç kişi okur, kaç kişi ipler, kaç kişi gerçekten acımı hisseder. İyi geceler...