Bölüm 149.5

Kaşlarının ortasını alınca namusundan olacağını düşünür; ama elalemin anasını bacısını iştahla siker.. Vay be..

“Mini etek giymeseydi” falan diyorlar.. Ne yani? Çeşmeden su içerken de domalmayalım öyleyse ha? Hani erkektiniz? Hani adamdınız?

“Kızlı-erkekli” yaşamayı orospuluktan sayan ahlak anlayışları “Babalı-Oğullu” zavallı bir kıza saldırırken nerede? Bu mesele beni o meşhur N.Ç davasına geri götürdü.. Hani 13 yaşında bir kızımız vardı; 26 adet silkme “orospu çocuğu” tarafından mahvedilen.. ve hakim ne demişti; “Kızım bu adamları neden baştan çıkarıyorsun?” mu? Kalkmışız bas bas bağırarak “adalet” istiyoruz.. Adaletin temsilcisi de insan, maktul de, katil de.. İnsanı insana mecbur etmiş düzenimiz..


Şeriat geri dönsün diyorlar.. Be hey amın feryadı! Be hey aklı götüne kaçmış yarim… Şeriat geri gelse; sen sanıyor musun tecavüzcülerin siki kesilecek? Ulan kimsenin sikine dokunmazlar; senin amını dikerler, benim de götüme çimento dökerler.. Yani olan yine bize olur o “şeriat” düzeninde…


Bu olayın “ses” getirmesine çok sevindim.. En azından herkes uyumuyormuş..


Adalet dışında kimse uyumuyor işte.. Hepimiz üzüldük, evet ama “babalı-oğullu” aldıkları ceza ne? Gencecik insanı yakarak öldürüyorlar..Allah mısınız lan? Cehennemi siz mi göstereceksiniz hep böyle! O kızın belki de dolu dolu yaşayacağı 70 yılı daha vardı.. Belli mi olur belki doktor, belki mühendis, ve hatta cumhurbaşkanı olacaktı.. Belki okuyamayan çocuklara yardımlar yapabilecek kadar zengin olacaktı.. Belki de çooooook ama çok mutlu olacaktı.. Elinden alınan bunca “belki” varken, heriflere verilen ceza da “belki” dedirten cinsten.. BELKİ DE……..


Orda o kız tecavüze uğrarken yandığı yetmezmiş gibi kül oldu.. Burda bir erkek çocuğu tecavüze uğrarken sustuğu yetmezmiş gibi boğularak öldürüldü.. Şurda bir kız, ilkokuldan mezun olamadan evlendirildi; “gerdek” gecesinde aşırı kanama sebebiyle vefat etti.. Hala mı “Cehennemde yansın zalimler!” diyorsun.. Ulan cehennem bu tarafta!.. Cehennem burda lan baksana! İyi bak!


Erkek çocukları “sikilerek” öldürülüyor.. İnsanlık susuyor.. Neden? Çünkü ana karnında dayı yarrağı yemiş göt beyinliler “Alnımıza kara leke sürdü” diyorlar.. Travestiler katledilip duruyor, amcık ağızlılar ne diyor? “Dönmeden önce düşünecekti.. Sonuçta bunu bilerek başladı bu yola”.. Kızların kızlıkları tarlalarda bahçelerde mahvediliyor.. İki gün televizyonlarda konuşuluyor.. Sonra olay bir şekilde unutuluyor..


Kimse kusura bakmasın ama “Anamız, bacımız, abimiz, kardeşimiz, oğlumuz, kızımız…” sikiliyor! ve hükümet susuyor.. Önlem almaktansa, bekliyorlar “Şeriat gelsin” diye yalvarmamızı..


Kafam çok karışık, sabah haberlerinde bir saniye bile “Şu travestinin derdi neydi de canına kıydı?” demeyen medya, bu son olayda ayağa kalktı.. Medyanın bu olayı gündeme getirmesi hoşuma gitti.. Tabii ki böyle olaylar “ders çıkaralım, önlem alalım, bir daha aynısını yaşatmayalım” diye ekranlardan yansıtılmalı.. Olayın kafamı karıştıran kısmı; “Cinsiyetçilik..”. Münevver Karabulut da katledilmişti.. Aylar sürdü televizyonlardaki yankıları.. En sonunda komşumuzun yorumu “O kız da çocukcağızı çıldırtmış orospuluklarıyla..”.. ve bu yorumu yapan da “bir kadın”.. “Ablacım seni çok seviyorum ama bir kelime daha edersen ağzını burnunu kırarım.” demiştim.. İşte bu buçuklukta da “çarpıtılan” olaylardan; sikilmişliğimizden, sikilip sikilip katledilmişliğimizden bahsedelim istedim..


Bakkalların önünde duran cips standlarından paket paket cips alıp kaçıyor muyuz?? “Napayım o da koymasaydı gözümün önüne, can bu çekiyor…” diyerek gördüğümüz her şeyi hakkımız olmadan cebimize atıyor muyuz?


Söz konusu “Sikilebilitesi olan canlılar” olunca neden “haketmeyi” beklemiyor insan? “Ne yani açmasaydı o kadar…” diye bir mazeret mi olur abi yaa.. Keşke anan da amını açmasaydı o kadar da sen hep içerde kalsaydın!


Kadınlar da “sex” yapmayı sever.. Türk erkeğinin siki 10 dakikadan uzun kalkık duramadığı için çoğu Türk kadını “orgazm” nedir bilmeden yaşar giderler.. ve bir kadını sikmeyi bile beceremeyen yurdum erkeği tecavüzde halay başı.. Keşke başarısız oldukları başka bir alanda halay başı olmaya çalışsaydılar..


Seneler önce medyada paylaştığım şarkıyı dinlediğimde uluyarak ağlamıştım.. “O kız”lar için ağladım.. Ağız dolusu “orospuuu!” edilen insanlara ağladım.. ve çocukluk arkadaşıma.. “O kız”lardan biri olan “o kız”a ağladım..


Seni kimler öptü? Seni kimler harcadı be güzel kız…


Ya seni? Seni kim harcadı güzel çocuk?


Aramızdalar hala, biliyorsunuz değil mi? Bugün uzun zamandır ilk kez sokağa çıktım.. Yürüdüm, insanları izledim.. İğrendim.. Sizce kaçı kendi karısını kıskançlıktan eve kapatıp elalemin bacısına ağız sulandırıyor?


“Offf karıya bak be sikim taş gibi oldu, ben bunu sabaha kadar ne pompalarım! Hey yavrum hey!” diyerek gururlanan bir tanıdığınız varsa… İşte o tanıdığınızdan uzak durun.


Aşağıda yazdığım metin de yurtdışındakilere “SİZ YANLIŞ BİLİYORSUNUZ” dediğim güne ait.. Şanslıyım ki bir kaç sergide panolara asılmıştı.. İlk yazdığım o orjinal halini paylaşmak istedim.. Anlayanlar, anlamayanlara anlatsın.. ve lütfen, lütfen bildiğiniz tüm dillerde anlatın etrafınıza.. Anlatın.. BELKİ anlayan olur.. ve BELKİ bir insanı bu zulümden kurtarmış oluruz..


***


When you have lost all your expectations, you can only care about your life; I mean “breathing, eating and sleeping” without any feeling, like an animal.


I am a gay man from Turkey, the vacation paradise for most Europeans and tourists. I don’t know if we can calculate an “average human lifetime”, but if it were 75 years, I already spent 1/3rd of it hiding myself and begging for respect and acceptance in this paradise. I gladly accept that, okay, my country is geographically heavenly, but nobody should forget this: a place could only be livable when you know and love everyone who lives there.


I am a young gay who is not able to feel young anymore. I wasted 25 years of my life for just acceptance of others. I heard this kind of advice a million times from Swedes: “why do you care what others think, it’s your life…” But trying to get this acceptance is not for love, it’s about surviving.


Discrimination gets in the way of pride in daily life, and I experienced every kind of it. I was never able to be who I am in public, in school, with my family. I tried to live in different cities in Turkey before coming to Sweden. It was not easy to say goodbye to everything I had. Every city in Turkey has different kinds of people, who mostly think the same about gays. Some of them assessed me as a sinner, some of them as a pervert, some of them as a shame, some of them as worthless, but it was the very rare person I ever met in my life who assessed me as a human.


“But then, I was moving less to win their love and more to avoid my family.”


Swedes have also asked me many times “why is it such a big deal for the families, it’s none of their business”. Yes, in my paradise it is a big deal. “Disowning” and “discrimination” – these words sounded lovely to me, because at least they would have meant I wasn’t going to get murdered.


The police are liable to protect everyone in the country; I experienced that their “everyone” does not include me. Once I went to a police station after being attacked by four people in Istanbul – which is a metropolis and which should be more accepting than other cities – because for a moment I walked hand in hand with a man. They laughed at me, “what did you expect, of course they will throw bottles at you; you didn’t expect them to throw flowers did you?” … Did I?


Another time I spoke to police on a street in Istanbul in the early morning hours. They stopped me without any reason and one of them started to humiliate and bully me, saying the usual things. I was scared, but then I suddenly also was furious and I answered him “yes I am gay, I am a faggot, why – do you want to test what I am for yourself?”; I was up against a car the moment after that under the policeman’s hands. After these two lovely meetings with policemen, trusting the police is over for me.


At the Swedish migration board they asked if the Turkish courts can protect me. This is a country where a 13 year old girl, N.Ç., was raped by 26 different men, most older than her father. She had to have four surgeries because of it. The judge told her, “oh my daughter, why did you seduce these men?” He didn’t punish these men for rape. The court only sentenced them for having (consensual!) sex with a girl under the age of 15. It’s still kind of a nightmare for me. I can’t imagine the girl’s nightmares.


But think about it for a moment: if they can’t see that a 13-year-old girl is innocent and needs protection, how do you think they view an adult man like me, having sex with men?


I was studying to be a teacher, but it became impossible because of gossip spreading. Nobody saw me with a man, but gossip is enough to ruin you and put your life at risk. A career would now be impossible because according to them, nobody wants to work with a “bad role model, perverse, abject teacher”.


I will never be able to demand my family’s protection and love; their traditions and their religion are both on me. I am a dirt stain on their family tree, the family’s blood; the only way to clean this blood is by killing me. They can survive without me but they can’t survive without their priceless honour.


I tried to change these people, but their minds didn’t allow me; it goes too deep. I wasted 25 years just hiding reality. I need a little bit freedom, I need hold a man’s hand while I am walking, I need a measure of respect.


Now, tell me: how can I call this country a paradise, as lovely European vacationers did? Don’t speak about life in Turkey based on what travel guides say.


***


Yine mi haksızım?

Yorumlar