Sky adlı kullanıcının mesajları

    Evet ben feminist bir insanım çünkü insanların her koşulda eşit olmasını istiyorum. İnsanların aklına feminizm denilince tek gelen şey kadın haklarını savunmak ve kadını yüceltmek. Her konuda kadını haklı görmek. Aslında bilmedikleri birşey var o da şu feminizm eşitlik isteyenlerin, erkek ya da kadın farketmeksizin hak mücadelesi vermesidir. Mesela kadınlar erkekler için cinsel bir obje değildir! Çalışabilir, para kazanabilir, erkek arkadaşları olabilir, içebilir, sarhoş olabilir, sevebilir bunları kimse kısıtlayamaz. Bu tüm saydıklarımı erkekler yapsa toplum buna o erkek adam yapar der ama bir kadın yaptığında hemen namussuzlukla suçlarlar ve çok iğrenç kelimeler kullanırlar. Kadın ve erkek eşittir ne eksiği ne de fazlası vardır. Bir kadın evde oturup bütün gün magazin izliyor ve akşama kadar dedikodu yapıp eşi eve gelince kazandığı parayı az buluyorsa bu da eşitsizlik söz konusudur. Erkekler de aynı şekilde hizmet kölesi değildir. Bütün bir evin hatta bütün bir ailenin sorumluluğu neden sadece o evin babasının olsun ki hayat müşterek sorumluluklar eşit dağıtılabilir. Bütün sorumluluğu bir insanın üstüne yüklemek ne kadar adildir ki? İşte aslında benim anlatmak istediğim yani feminizm denilen şey bir eşitlik göstergesidir. Toplum ve cahil insanların bir çoğu bunu çok yanlış anlıyor ve farklı yerlere çekiyor. Bu dünyada bütün insanlar eşittir ama aynı haklara sahip değillerdir bu da sistemin dayattığı ve "BEN" zihniyetinin çoğaldığı bir toplum olduğumuz içindir. Bir gün bütün insanların eşit olmasını diliyorum.

    Nefret eden büyük bir çoğunluk var. Sadece Türkiye'de değil dünyada da aynı şekilde bir nefret olgusu gün geçtikçe büyüme gösteriyor. Homofobik insanların bir çoğunluğu ise bastırılmış duygular yaşıyorlar. Bunun dünyada da bir çok örneği var. Homofobik bir insan gizli eşcinsel olabiliyor. Nefret etme konusuna gelirsek eşcinselliğe genel olarak din ve toplum açısından bakıyorlar. Şöyle bir şey söylemek istiyorum. O savundukları, yerlere göklere sığdıramadıkları din olgusu var ya sadece bize biz eşcinsellere gelince mi günah hale geliyor. Çünkü tecavüz, taciz, cinayet, sübyancılık, hırsızlık... Bunlar günah değil sadece bizim eşcinsel olmamız günah. Çok değil bir kaç ay önce zihinsel engelli bir kardeşime 5 tane şerefsiz tecavüz etti. O yavrunun sesi çıkmadı. Mahkemede tecavüz anında kız bağırmadı o zaman demek ki oda istedi diyerek tecavüzcülerin beraat kararı onaylandı. Peki bu ne bu suç değil mi? Bu günah değil mi? Hani din nerede? din adamları nerede? Sesleri çıkmaz demi çünkü onlar sadece onur yürüyüşünde çıksınlar desinler ki "Bu onur yürüyüşü değil bu onursuzluk yürüyüşü" neymiş toplum kötü etkileniyormuş. Çocuklar etrafında eşcinsel bir insan görürse özeniyormuş. O zaman bir adam karısını sokakta öldüresiye döverken o çocuk onu görüp örnek almayacak mı? Şiddet o çocuğun gözünde normalmiş gibi bir hale bürünmeyecek mi? Bir röportajda kadına eşcinseller hakkında soru soruluyor. Kadın diyor ki "Ben kesinlikle buna karşıyım etrafımda olmasını istemem evlatlarıma da bulaşır diyor." Altını çiziyorum BULAŞIR bu ne ya grip mi bu ya da nezle mi bulaşsın. O kadar cahil bir toplumda yaşıyoruz ki etrafta o kadar din satıcıları, tacizciler tecavüzcüler var ki bu kadar pisliğin içinde sadece eşcinsellerin günahı batıyor onlara yazık çok yazık. İki insan birbirini seviyorsa cinsiyetin, dilin, dinin, rengin ne önemi var. Bunu anlamak onlara o kadar zor geliyor ki bu yüzden bu hale geliyoruz. Ne saygı, ne sevgi hiçbir şey bildikleri yok. Sokağa çıksam 10 tane insan çevirsem çoğu homofobik ne demek onu bile bilmez. Onların bu hallerine sadece acıyorum.

    Tentation


    Bana yaşadığın şehrin kapılarını aç
    Sana diyeceklerim söylemekle bitmez.
    Yıllardır yaşamımdan çaldığım zamanlar
    Adına düğümlendi.


    Bana yaşadığın şehrin kapılarını aç,
    Başka şehirleri özleyelim orada seninle.
    Bu evler, bu sokaklar, bu meydanlar
    İkimize yetmez.

    Özdemir Asaf

    Hayatta üç tip insan tanırsın:

    Sana zor zamanlar yaşatanlar,

    Zor zamanlarında elini tutmayanlar ve

    Zor zamanlarında yanından hiç ayrılmayanlar.

    Yolun sonuna geldiğinde hepsine teşekkür edeceksin.

    Abim ve annem biliyor. Abime söylediğim de çok normal karşıladı bir tepki göstermedi. İki seneden beri annemden saklıyordum ve bir kaç hafta önce anneme de söyledim. İlk başta inanmak istemedi ama kızmadı, bağırmadı. Neden böylesin demedi. Sakinleşti ve uzun uzun konuştuk oda anlayışla karşıladı. Aileye bunu anlatmak çok zor görünüyor ama gerçekten şöyle birşey var ki sırtınıza bir yük gibi binen kendi içinizde sakladığınız kimliğinizi ailenizle paylaşınca rahatlıyorsunuz. Çünkü sizi yargılamayacak tek kişi aileniz. Her aile bir değildir tabi ki ama en azından duygularınızı saklamadan yaşıyorsunuz. Bu benim diyebiliyorsunuz. Ve bu bence dünyada ki herşeyden daha güzel.

    Yürürsen Geçer


    Hayatın ritmini kaçırmış olsan da
    Uyumadığın gecelerin sabahında umut var
    Çiçeklerini sulamaktan vazgeçsen de
    Azcık uzağın yağmur
    Aynı yerden sevmediğin için
    Sevdiklerinle aynı yerde değilsin
    O kadar
    Bir kez daha
    İzin ver zamana
    Bir kez daha
    Filmlere tutun,
    Müziğe tutun
    Şiire tutun
    Bütün gün ağladım
    Nedenini hiç bilmiyorum diyen arkadaşına sıkı sıkı tutun
    Dün biri, yürürsen geçer dedi
    Yürü yokuş aşağı, yokuş yukarı
    Belki haklıdır, belki
    Kedilerin geçtiği sokakların bir bildiği vardır

    İnsan ayırmayan, herkese eşit davranılan, hak ve adalet içinde içinde bir dünya hayal ediyorum. Kendi hayatımız ve hayallerimiz için zaten uğraşıyoruz ve bir gün olacağını biliyoruz. Olmasa bile çaba sarf edebiliyoruz ama bu söylediklerimin pek gerçekleşme şansı yok keşke olsa bir hayal ile kalmasa.

    Aynen öyle, yaşım ilerledikçe dahada gençleştiğimi hissediyorum. Buradan ban kalan da yaşadığım tecrübeler... Hayat bakış, mutluyum yaşlanırken gençleşmekten :)

    Ne mutlu sana