Zafer adlı kullanıcının mesajları

    Ahmet Lovewins facebook'ta durumu özetlemiş üzerine yazacak bir şey bulamadım

    Netflix para ödenerek (isteyen kişiler) girilebilen bir sistem 18 yaşından küçük bireyler zaten bu sisteme zor girebilirler.Kredi kartı gerektiren bir sistemdir. Lgbti temalı dizilerden rahatsız olan homofofik ve transfobik kitle bir zahmet rahatsızlık duyuyorlarsa kayıt olmasın.Bu düzenleme bu kara zihniyetli kitlenin ihbarları sonucunda gelmiştir.Bu düpedüz LGBTİ bireylerinin görünürlüğüne yapılan bir saldırıdır.

    Panseksüellik veya Omniseksüellik bir çeşit cinsel yönelimdir,

    Cinsiyet kimlikleri ne olursa olsun insanlara yönelik cinsel, romantik veya duygusal çekim hisseden bireylere panseksüel veya omniseksüel denir.

    Bence lgbt'de olan aşk heteroseksüellerde yok

    Mary: Şu üstündekilere bir bak. Ayrıca sana kolunu böyle tutmamanı defalarca söyledim. Böyle yapınca bir kız gibi görünüyorsun ama umrunda değil.

    Bobby: Ben her zaman böyle giyinirdim

    Mary: Hayır, giyinmezdin! Bu kadar değildi. Bunu neden yapıyorsun? Ben sana yardım ediyorum.

    Bobby: Hayır etmiyorsun. Sen kendine yardım ediyorsun. Konu ben değilim. Konu insanların senin hakkında ne düşüneceği. Oğlunun gey olduğunu bilsinler istemiyorsun.


    ---

    Film: Dualar Bobby İçin

    Toplumun eşcinsellere bakış açısı ne kadar kötü olsa da eşcinsellerin birbirlerine olan davranışları daha acınası, daha trajik. Ne düşünüyorsunuz bu konuda?


    G Çıplak:

    Bu konuda kendimizi eleştirebiliyor olmamız umut verici. Toplumun gaylere, lezbiyenlere biseksüel (en rahatları) translara göre daha anlayışlı olduğunu düşünüyorum. Trans bireylere lgbti içinde de kötü bakılıyor, dışlanıyor. Özellikle sex işçisi olanları. Bu durumu çok rahatsız edici buluyorum.


    C. Berk:

    Bende, fakat transların birbirlerine olan davranışlarının daha acı verici olabileceğini düşünüyorum.


    G. Çıplak:

    Etki tepki meselesi, abestle iştigal diye bi youtube sayfası var. Gani adında trans birey topluluk içindeki durumları ve sex işçiliğini anlatıyor. Yapıcı olabilecek eleştirileri de var. Benim bakış açımı büyük ölçüdr değiştirdi diyebilirim.


    B. Şahin:

    Bu toplumda heteroseksüel de olsan kadın olmak da zor arkadaş. Dahası bu toplumda insan olmak bile zor. Ve veya insan gibi insanı bulmak da...


    Facebook LGBTİ Grubu

    bir arkadaşım da aynı şekilde rapor alamamıştı

    acemi birlikte hastaneye sevkini istemiş oradan başka bir hastaneye sevk etmişlerdi

    o şekilde askere elverişsiz raporu almıştı siz de öyle bir yol izleyebilirsiniz

    Hikayede Valeria takma ismini kullanan kadın bugün 75 yaşında.


    37 yıllık evliliği boyunca kocası ile sadece üç kez cinsel ilişkide bulunan kadın, kocası ölene kadar anlamıyor bunun nedenini.


    Gençliğimde, 'bir erkek seninle vücudun için beraber olmuyorsa eğer, sana sen olduğun için değer veriyordur’ diye öğrettiler bize rahibeler' diye anlatıyor kadın.


    Evliliğimizin ilk yıllarında kocam bana yaklaşmayınca, aklıma bir şey gelmemişti bu yüzden. Bana değer verdiğini düşündüm hatta.


    Otuz yedi yıl birlikte yaşadım onunla ve o süre boyunca sadece üç kez cinsel ilişkide bulunduk. Tesadüf bu ya, her defasında hamile kaldım.


    Yorganı kafamıza kadar çektikten sonra lambayı kapatırdı eşim ilişki sırasında. Uzun sürmezdi zaten. Üçüncü çocuktan sonra, bir daha da eli elime değmedi zaten.


    Güzel bir adamdı kocam.


    Çok çekici buluyordum onu, dokunsun istiyordum bana ama o her seferinde itiyordu beni. Bir keresinde sordum hatta.


    Neden istemiyorsun, dedim ama cevap alamadım soruma.


    Onu hiç çıplak görmedim, biliyor musunuz?


    Banyonun kapısını herzaman kilitlerdi.


    İnançlı bir katolik olmam arzularımı dizginlemeye yetmemişti ama bu konuda konuşmamayı öğretmişti.


    Hafifmeşrep, ya da seks meraklısı zannederler korkusuyla kimseye açamadım derdimi. Ölene kadar, ona dokunamadan, aynı yatağı paylaştım kocamla.


    Yatak odasına giden koridorun verdiği acı dayanılmaz olurdu bazı günler. Erkenden çıkardım bu yüzden odaya. O, gece yarısı gelirdi yatağa. Beni bir kez kollarına alsın diye çok geceler bekledim ama, almadı.


    Beklemekle geçti yıllarım.


    Başka birisi ile de köreltmek istemedim duygularımı. Onu istiyordum. İyi ve kötü günde onunla beraber olmak üzere Tanrı’nın önünde yemin etmiştim.


    Evime, çocuklarıma, işime verdim kendimi sonra. Neyse ki onlar emeklerimin değerini bildiler.


    İşimde de başarılıydım.


    Eşim öldükten sonra, evliliğim sırasında göremediğim sinyalleri bir bir algılamaya başladım.

    Evlenmeden önce, ‘iki yatak alırız’ demişti kocam bana. O zaman anlam verememiştim ama yine de kabul etmiştim isteğini. İki ayrı yatak ve tek bir çarşaf dış dünyaya bizi bir çift gösteriyordu ama gerçekte aynı evin içinde iki ayrı, iki yalnız insandık.


    Öldükten birkaç hafta sonra, 2010 yılında, üç adam aradı beni. Kocamı yakından tanıdıklarını söyleyip başsağlığı dilediler. Üçünü de ayrı ayrı eve davet edip konuştum ve o konuşmalardan sonra herşey yerine oturdu.


    Kızgınlıklarının, asabiyetinin, hüsranının, beni reddedişinin, suskunluğunun ve daha birçok şeyin nedenini o zaman anladım.


    Herkesi ‘normal’ olduğuna ikna etmekle geçirmiş meğer hayatını. Vizite kartı benmişim.


    Aptal de, salak de bana ama onun homoseksüel olduğunu aklımın ucundan bile geçirmemiştim.


    Öğretmendi.


    Homoseksüel olduğunu bilselerdi eğer, atarlardı onu işinden.


    62 yaşındaydı kanser olduğunu öğrendiğinde. Bir sene sonra da öldü zaten. Ölüm döşeğinde bile bir şey söylemedi bana.


    O üç adamla konuştuktan sonra acılarım biraz olsun hafifledi diyebilirim. Karanlık bir evliliğin azabından kurtulmuş, sorularıma cevap almıştım.


    Mutsuzluğumuzun nedeni ben değilmişim meğer.


    Bunu bilmek beni öyle özgürleştirmişti ki.


    Yalansız yaşamanın nasıl bir şey olduğunu öğrendim sonra.


    Özgürlüğe kavuştum kavuşmasına da, o kaybolan yılların acısı bir türlü çıkmıyor içimden. Eşim hem kendi hayatını, hem de benimkini mahvetti.


    Ne o istediği gibi yaşayabildi, ne de ben.


    Birbirimize o kadar yakın olmamıza rağmen, birbirimizin acılarından habersiz bir hayat yaşadık ve en çok ağırıma giden de bu. Ne kadar safmışım, diyorum kendi kendime bazen. Ama benim ne suçum vardı ki? Rahibeler bize öyle öğretmişlerdi.


    Kafama sıkasım geliyor o yıllar aklıma geldikçe.


    Yazık değil miydi bize?


    ...........Sırlarını öbür dünyaya götürmek zorunda bırakılan, oldukları gibi yaşama hakları ellerinden alınanlara hitaben, onların anısına…


    Kaynak: T. Günce - lgbti.org Facebook..

    Eşcinsellik, barbarlar tarafından ve aynen büyük fikirleri kölelerinin öğrenmesi açıkça liderin işine gelmediği için felsefeyi sevmedikleri gibi, eşcinselliğin yaratma eğiliminde olduğu güçlü dostlukların ve ateşli aşkların da liderin işine gelmediği despot hükümetlerin yönetimi altında yaşayan insanlar tarafından ayıp karşılanır. Platon

    cinsel bir durum söz konusu değilse tuvalet açılmak için en yanlış yer

    yalnız kaldığınız bir zamanda durumu anlatırsın... anlayışlı biriyse anlayışla karşılar